İnsan belleği tamamlanmış olayları belli bir süre sonra otomatik olarak silerken tamamlanmamış veya yarım kalan durumları daha uzun süre tutma eğilimindedir. Psikolojide bu durum Zeigarnik etkisi olarak adlandırılır.
Peki, bu etki romantik ilişkilerde nasıl deneyimlenir? Neden bazı kişiler ve özellikle “yarım kalan aşklar”, “beklenmedik ayrılıklar veya bitmeyen ilişkiler” zihnimizde yıllarca yer tutar ve unutulmaz?
Bu soruların yanıtı sadece duygusal bağlarımızda değil, aynı zamanda beyindeki bilgi işleme süreçlerinde de gizlidir. Peki, bu etki nedir? Zeigarnik etkisi üzerine yapılan araştırmalar, tamamlanmış şeylerden ziyade tamamlanmamış şeyleri daha fazla hatırlama eğiliminde olduğumuzu göstermiştir (Burke, 2011).
Örneğin, bir öğrenci ödevini yaparken yarım bırakırsa tamamlanmamışlık hissi zihninde yer kaplar ve bu durum ödevi bitirmeye yönelik bir baskı yaratır. Çünkü beyin bu görevi açık bir dosya gibi tutar ve bu dosyayı kapatma girişimlerinde bulunur.
Bluma Zeigarnik ise bu etkiyi ilk olarak garsonlarda gözlemlemiştir. Garsonlara baktığında siparişleri yalnızca servis sırasında hatırladıklarını, servis edildikten sonra ise siparişleri unuttuklarını fark etmiş ve deneylerine bu küçük gözlem ilham vermiştir (Denmark, 2010).
Eksik Parçayı Tamamlamaya Çalışırken Kendini Unutmak
Diğer yanda romantik ilişkilere baktığımızda, ilişkiler sadece duygusal değil aynı zamanda bilişsel ve davranışsal bir yapıdır. Beklenmedik şekilde biten ilişkiler ve kesintiye uğrayan aşklar, bireyde bilişsel kapanış ihtiyacını tetikler. Bu kapanış gerçekleşmediğinde de tıpkı bir sipariş veya yarım kalan ödev gibi zihinde tamamlanmamış bir görev olarak yer alır.
Bu noktada Zeigarnik etkisi devreye girer. Beyin “o da beni düşünüyor mu?”, “neden bir anda bitti?”, “tekrar birlikte olabilir miyiz?” gibi pek çok soruya cevap aramaya başlar. Sorular cevapsız kaldıkça biten ilişkiyi zihinden atmak giderek zorlaşır ve bir döngüye girilir.
Kişi, farkında olmadan girdiği bu döngüde eksik parçaları tamamlamaya çalışırken geçmişe takılıp kalır. Kimi zaman kendini unutur kimi zaman ise kendi benlik saygısını sorgularken bulur.
Özellikle mutlu giden bir ilişki aniden ve gerekli sebepler gösterilmeden bitmişse kişi kendini, ilişkideki rolünü veya eksik yaptığı şeyleri daha fazla sorgular. Bu da kişinin öz saygısını ve gelecekte kuracağı ilişkilere karşı güven duygusunu zedeyebilir.
Öz saygı, kişinin kendine olan değerini subjektif olarak değerlendirmesidir (Donnellan vd., 2012). Bu nedenle Zeigarnik etkisinin ilişki düzeyindeki etkisi sadece duygusal düzeyde sınırlı kalmayabilir.
Geçmişin Etkisinden Nasıl Kurtulabiliriz?
Biten bir ilişkiyi zihinden atmanın yolları zihinde bilişsel kapanışı sağladıktan sonra içsel olarak da kabul etmekten geçer. Her ilişki filmlerde olduğu gibi mutlu sonla, bir özür veya bir açıklama ile bitmeyebilir.
Bu yüzden kişi gerçekçi bakış açısını edinmeli, geçmişte yaşanan ilişkiyi idealize etmekten kaçınmalı, cevapsız kalan sorularla yaşamayı kabul etmeli ve sınırlarını, ilişkilere olan bakış açısını tekrardan gözden geçirmelidir.
Eğer kişi bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatmakta zorluk çekiyorsa bir uzmandan destek almalıdır. Bu noktada Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) gibi yapılandırılmış yöntemler olumsuz düşünce kalıplarını kişinin fark etmesini ve yeniden düzenlemesini sağlar (Beck, 2011).
Sonuç
Zeigarnik etkisi, ya da kısaca tanımlamak gerekirse tamamlanmamış olayları zihnimizde daha fazla tutma eğilimimiz, hayatın her yönüne etki eder. Bunlardan biri olan “yarım kalan aşklar” da açık bir dosya gibi kapatılmayı beklemektedir.
Tabii ki yarım kalan her şey unutulmaz değildir; ancak beyin tamamlanmamış olanı tamamlamak için programlıdır. Aşklar da tam bu yüzden unutulmaz, çünkü asla tam olarak yaşanmamıştır.
Ancak bu asla bir son veya kader değildir; kişi farkındalıkla veya gerekirse destek ile bu dosyaları kapatabilir.
Unutulmamalıdır ki her hikâye sonlanmasa da kendi hikâyemizin sonunu bizler yazabiliriz, çünkü hayat bizim kalemimizden…
Kaynakça
Beck, J. S. (2011). Bilişsel Terapi: Temel İlkeler ve Uygulama.
Burke, W. W. (2011). A perspective on the field of organization development and change: The Zeigarnik effect. The Journal of Applied Behavioral Science, 47(2), 143-167.
Denmark, F. L. (2010). Zeigarnik effect. The Corsini Encyclopedia of Psychology, 1-1.
Donnellan, M. B., Kenny, D. A., Trzesniewski, K. H., Lucas, R. E., & Conger, R. D. (2012). Using trait-state models to evaluate the longitudinal consistency of global self-esteem from adolescence to adulthood. Journal of Research in Personality, 46, 634–645.