“Yaşadığımız şeyin her parçasını depolayan bir hafıza istemeyiz. Bu kadar gereksiz ıvır zıvır bizi boğabilirdi.”
Daniel Lawrence Schacter
Bellek, unutma ve anımsama kavramları geçmişten bu yana pek çok araştırmaya konu olmuştur. Bu kavramlar, yaşamımızda önemli bir rol oynar. Bu yazıda unutkanlığın altında yatan nedenleri, Amerikalı Psikolog Daniel Lawrence Schacter tarafından ortaya konulan “Hafızanın 7 Günahı” isimli çalışması üzerinden ele alacağız.
Bilgileri Nasıl Depolarız?
Yaşam boyu öğrendiğimiz milyonlarca bilgiyi nasıl depoladığımız, bellek hakkında merak edilen önemli bir sorudur. Bu bilgileri nasıl depoladığımıza dair çeşitli araştırmalar yapılmış ve farklı teoriler geliştirilmiştir. Bu teoriler arasında popüler olan bir tanesi, Bilişsel Psikolog Donald Norman’ın ortaya koyduğu “Şebeke Teorisi”dir. Bu teoriye göre, beyin çevreden aldığı bilgiyi kategorilere ayırarak Norman’ın “boğum” olarak adlandırdığı dosyalar şeklinde depolar. Edindiğimiz bilgiler arasında çağrışımlar oluştururuz ve böylece yüzlerce boğum arasında bağlantı kurarız. Bu boğumlar, bilginin depolanması ve hatırlanması için birbirine bağlı büyük bir şebeke oluşturur. Bunu bir yol haritası gibi düşünecek olursak, bu boğumları harita üzerindeki şehirler ve bağlantıları ise birer yol olarak görebiliriz. Bir şehirden başka bir şehre gitmek için farklı yolları kullandığımız gibi, bir bilgiyi hatırlamak için de farklı bağlantı yollarını ve boğumları kullanırız.
Unutmaya Sebep Olan Şey Ne?
Bildiğimiz bir şeyi hatırlamakta güçlük çektiğimiz zamanlar olmuştur. Daniel L. Schacter’a göre, unutma, belleğimizin etkili çalışmasında önemli bir işleve sahiptir. Anılarımızın ve edindiğimiz bilgilerin hatırlanması önemlidir; ancak gereksiz gördüğümüz, bizim için bir değer atfetmeyen birçok bilgi, beynin depolama alanlarını boş yere işgal ettiğinden silinmeleri bizim yararımıza olacaktır. Ancak bu her zaman mükemmel şekilde gerçekleşmez. Bazı durumlarda bizim yararımıza olacak bilgiler hafızamızdan silinebilir ya da tam tersi biçimde istenmeyen, gereksiz bilgiler hafızamızda tutulabilir.
Belleğin işleyişiyle ilgili problemler depolamada olduğu gibi, anımsama sürecinde de görülebilir. Anımsama sürecinde bazı bilgiler, karışıklığa neden olacak şekilde yanıltıcı olabilir.
Schacter, hafızanın 7 günahından bahsederken, “7 Ölümcül Günah”a ve George Armitage Miller’ın “Sihirli Rakam 7” teorisine atıfta bulunmuştur. Schacter hafızanın hayal kırıklığı olan bu 7 yolunu şu şekilde belirtir: geçicilik, dalgınlık, tıkanma, yanlış atıf, etki altında kalma, taraf tutma ve ısrar.
Ve İşte Hafızanın 7 Günahı
Schacter, hafızanın bu 7 günahından geçicilik, dalgınlık ve tıkanmayı “Atlama” ya da “Unutma Günahları” olarak adlandırırken; yanlış atıf, etki altında kalma, taraf tutma ve ısrarı ise, “İşleme” ya da “Hatırlama Günahları” olarak kategorize eder.
Unutma Günahları
Bazen bizim için önem arz eden şeyleri unuturuz. Buna neden olan 3 günah şunlardır:
-
Geçicilik: Zamanla bir bilginin ya da anının zayıflaması ve silinmesidir. Yakın geçmişte yaşadığımız bir olayı ya da edindiğimiz bir bilgiyi, geçmişte yaşadığımız bir olaydan ya da edindiğimiz bilgiden daha iyi hatırlarız. Geçiciliğe neden olan şey “Bozucu Etki”dir. Daha önceden edindiğimiz bilgiler, yeni edindiğimiz bilgilerin hatırlanmasını engelliyorsa; bu ileriye doğru bozucu etkidir. Yeni öğrenilmiş bilgiler, daha önce öğrenilen bilgilerin hatırlanmasını engelliyorsa; bu geriye doğru bozucu etkidir.
-
Dalgınlık: Dikkat dağınıklığı sonucu bir bilgiyi kodlama anında, daha sonradan hatırlamamız gerekecek olan bu bilgiye yeterince odaklanmamızdan kaynaklanır. Bir nesneyi, örneğin gözlüğümüzü nereye koyduğumuzu hatırlayamadığımız zamanlar olmuştur. Bazen başka bir şeylerle aklımız meşgul olduğu için, gözlüğümüzü nereye koyduğumuza dikkat etmeyiz. Böyle bir durumda beynimiz o nesneyi koyduğumuz yer bilgisini gereksiz olarak algılar ve depolamaz.
-
Tıkanma: Depolanan bir bilgi ya da anının hatırlanmasını başka bir bilgi ya da anının varlığında ortaya çıkar. “Dilimin Ucunda Fenomeni” buna örnektir. Bunlar bildiğimiz halde, geri çağıramadığımız bilgilerdir. Tıkanmış bir bilgi ya da anıyı saatler ve hatta haftalar sonra anımsayabiliriz.
Hatırlama Günahları
Bazı durumlarda hafızamız karışır. Bunun nedenleri arasında şu 3 günahtan bahsedilebilir:
-
Yanlış Atıf (Yanlış Eşleştirme): Bir bilginin ya da anının kaynağının yanlış bir kaynağa atfedilmesidir ya da bir şeyi görmediğimiz veya duymadığımız halde o şeyi gördüğümüze veya duyduğumuza inanmamızdır. Örneğin radyodan duyduğumuz bir bilgiyi, başka biriyle paylaşırken bu bilgiyi bir arkadaşımızdan duyduğumuzu söylememiz gibi.
-
Etki Altında Kalma: Yönlendirici soru sormak, kandırmak gibi nedenlerle oluşan yanlış bir bilginin bir anıyı etkilemesi durumudur. Bu nedenle, suça şahit olan birçok görgü tanığı yanlış ifade verebilmekte ve hatta masum kişilerin hapse girmesine bile neden olabilmektedir.
-
Taraf Tutma (Önyargı): Duygu, düşünce ve inançlarımızın hatıralarımızı çarpıtmasıdır. Bu duruma örnek olarak, mevcut ilişkisinden memnun olmayan bireylerin, partnerleriyle yaşadıkları şeylere olumsuz bakmalarını gösterebiliriz.
Israr (Direnç):
Son olarak, bazı zamanlarda da unutmak istediklerimizi hatırlayabiliriz. Buna neden olan o günah ise “Israr”dır. Korkularımız, hayal kırıklıklarımız, travmalarımız gibi hafızamızda depolanmış rahatsız edici şeylerin ısrarla hatırlanması durumudur.
Bu 7 günah, düşmanımızmış gibi görülse de, Schacter bu 7 günahın bir kusur değil; kusursuz bir şekilde çalışan bir sistem için ödediğimiz bir bedel olduğunu ifade eder.
Kaynakça
- Lakşe, E. (2014). Hafızanın 7 Günahı. Psikoloji Kitabı, 208-209.
- www.wikipedia.org