Perşembe, Eylül 25, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Yapay Zekâ Terapisti Olur mu? Psikoloji Alanında Yeni Ufuklar ve Etik Sınırlar

Son yıllarda yapay zekâ terapisti, yalnızca mühendislik ve bilişim alanlarında değil, psikoloji ve ruh sağlığı hizmetlerinde de kullanılmaya başlanmıştır. Yapay zekâ tabanlı sistemler, psikolojik değerlendirme, tanı, terapi desteği ve danışan takibi gibi süreçlerde giderek daha görünür hâle gelmektedir (Konyalı, Naipoğlu, Güner, Bakkal ve Çelik, 2025). Bu gelişmeler, erişilebilirlik ve verimlilik açısından önemli fırsatlar sunarken; etik çerçeve, mahremiyet ve terapötik ilişkinin niteliği bağlamında yeni tartışmaları da gündeme getirmektedir.

Bu makalede, yapay zekânın psikolojik danışma alanındaki potansiyel katkıları, sınırlılıkları ve etik çerçevesi ele alınarak geleceğe ilişkin değerlendirmeler yapılacaktır.

Yapay Zekânın Psikolojideki Potansiyeli

YZ’nin ruh sağlığı alanına katkılarından en önemlisi, terapiye erişim imkânını artırmasıdır. Özellikle coğrafi açıdan dezavantajlı bölgelerde yaşayan bireyler için YZ tabanlı uygulamalar, hizmetlere ulaşmada kolaylık sağlamaktadır (Veniai, 2024).

Bunun yanında, danışanların duygu durumlarını anlık olarak takip edebilmek, günlük stres yönetimi ve kaygı düzenlemesi konusunda destek sunmak açısından da işlevseldir (Erdoğdu, Yıldızeli ve Mazman, 2024).

YZ’nin sunduğu bir diğer fırsat, kişiselleştirilmiş psikolojik müdahale imkânıdır. Büyük veri analizleri sayesinde bireylerin geçmiş oturum verileri veya duygu raporları dikkate alınarak daha uygun müdahale planları oluşturulabilmektedir (Konyalı ve ark., 2025). Bu yönüyle YZ, özellikle önleyici ruh sağlığı çalışmalarında ve psiko-eğitim süreçlerinde tamamlayıcı bir araç olma potansiyeline sahiptir.

Sınırlılıklar ve Eleştiriler

Her ne kadar umut verici olsa da YZ’nin psikolojideki kullanımının çeşitli sınırlılıkları bulunmaktadır. Öncelikle, terapötik ilişki yalnızca sözel iletişimden ibaret değildir. Empati, sezgi, beden dili, sessizlik ve terapistin varoluşsal katkısı, danışanın değişim sürecinde merkezi bir role sahiptir (Erdoğdu ve ark., 2024). Yapay zekâ terapisti bu yönüyle henüz insan terapistin yerini alabilecek düzeyde değildir.

İkinci olarak, veri gizliliği ve güvenlik önemli bir tartışma alanıdır. Danışan verilerinin hangi amaçla saklandığı, kimlerle paylaşıldığı ve ne ölçüde denetlendiği konuları halen belirsizlikler içermektedir (Efe, 2021). Ayrıca, YZ sistemlerinin beslendiği veri setlerinde yer alan önyargılar, belirli grupların yanlış veya yetersiz değerlendirilmesine yol açabilmektedir. Bu durum özellikle kültürel farklılıkların yoğun olduğu toplumlarda ayrı bir risk alanı oluşturmaktadır.

Etik Çerçeve ve Düzenleme İhtiyacı

YZ’nin psikoterapi ve psikolojik danışma süreçlerinde kullanımı, etik çerçeve ilkeleri doğrultusunda ele alınmalıdır. Erdoğdu ve arkadaşları (2024), danışan güvenliği, mahremiyetin korunması, sistemlerin şeffaflığı ve kullanım sınırlarının açık biçimde tanımlanmasını temel etik gereklilikler arasında vurgulamaktadır.

Psikolojik danışmanlık alanında kültürel bağlamın göz ardı edilmesi, müdahalelerin etkinliğini azaltabilir. Türkiye’de bireylerin değerleri, sosyal normları ve dilsel özellikleri dikkate alınmadan geliştirilen yapay zekâ uygulamaları, danışanların ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalabilir. Dolayısıyla geliştiricilerin, klinisyenlerin ve düzenleyici kurumların iş birliğiyle kültürel duyarlılığa sahip sistemler geliştirmesi önemlidir.

Geleceğe Yönelik Değerlendirme

YZ’nin yakın gelecekte insan terapistlerin veya psikolojik danışmanların yerini alması beklenmemektedir. Bunun yerine, hibrit modeller —yani insan terapist ile YZ tabanlı araçların birlikte kullanımı— daha işlevsel bir çözüm olarak öne çıkmaktadır (Psychology Times, 2024). Böylece hem insan merkezli terapötik ilişkinin niteliği korunmakta, hem de YZ’nin sunduğu erişilebilirlik ve süreklilik avantajlarından yararlanılmaktadır.

Sonuç

Yapay zekâ, psikoloji ve psikolojik danışma alanında yeni fırsatlar sunmakla birlikte, insan faktörünün vazgeçilmezliğini de bir kez daha ortaya koymaktadır. Psikolojik yardım süreçlerinde YZ, bireylerin ruh sağlığına erişimini artıran, önleyici çalışmaların kapsamını genişleten ve danışmanlara destek sağlayan bir araç olarak değerlendirilebilir.

Ancak bu teknolojinin kullanımında etik çerçeve ilkelerine bağlı kalmak, kültürel duyarlılığı gözetmek ve danışan güvenliğini önceliklendirmek gerekmektedir. Sonuç olarak, YZ terapistin yerini alan bir unsur değil; insanı destekleyen, süreci kolaylaştıran tamamlayıcı bir araç olarak görülmelidir. Bu perspektif, hem mesleki kimliği korumak hem de teknolojinin sunduğu yeniliklerden faydalanmak açısından en sağlıklı yaklaşım olacaktır.

Kaynakça

Erdoğdu, M., Yıldızeli, S., & Mazman, İ. (2024). Psikoterapide yapay zekâ ve chatbot: Etik kurallar ve sınırlılıklar. TÜSEB Dergisi, 7(1), 30-41.
Efe, A. (2021). Yapay zekâ risklerinin etik yönünden değerlendirilmesi. Bilgi Dergisi, 23(2), 45-60.
Konyalı, A., Naipoğlu, C., Güner, S., Bakkal, İ., & Çelik, A. (2025). Psikolojide yapay zeka kullanımı ve uygulamaları. Journal of Kocaeli Health and Technology University, 3(1), 1-17.
Psychology Times. (2024). Yapay zekâ ile psikoterapi: Geleceğin tedavi yöntemi mi, etik bir risk mi? Psychology Times Dergisi.
Veniai. (2024). Psikologların yapay zekâ kullanımında yeni trendler. https://veniai.com.tr/blog/psikologlarn-yapay-zeka-kullanmnda-yeni-trendler

Rümeysa Süzer
Rümeysa Süzer
Rümeysa Süzer, Akdeniz Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olmuş, yüksek lisans eğitimini Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde sürdürmektedir. Çocuklar, ergenler ve ailelerle çalışmakta; dikkat eksikliği, öğrenme güçlükleri ve sınav kaygısı gibi alanlarda destek sunmaktadır. BDT, Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi, Aile Danışmanlığı, Oyun Terapisi ve Cinsel Terapi gibi birçok alanda eğitim almıştır. Yazılarında psikolojik sağlamlık, gelişim süreçleri ve terapi yaklaşımlarına dair konuları okuyucuyla buluşturmayı hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar