Çocuklar özelinde ele alacağız konuyu. Ancak psikolojik rahatsızlıklar benzer semptomlar gösterdiği için yetişkinlerde kendine uygulayabilirler, bahsedilecek görüşleri.
Depresyon, genellikle serotonin, dopamin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerin dengesizliğinden kaynaklanır. Serotonin, özellikle mutluluk ve huzur hissi ile ilişkilendirilirken; dopamin, motivasyon, ödül ve zevk alma hissi ile ilişkilidir.
Depresyonlu çocukların / yetişkinlerin beyinlerinde, prefrontal korteks ve limbik sistem arasındaki bağlantılarda anormallikler bulunabilir. Prefrontal korteks, karar verme, duygusal düzenleme ve sosyal davranışlar gibi işlevleri yönetirken; limbik sistem, duygusal tepkiler ve anılarla ilgilidir.
Depresyon Tanısı ve Değerlendirme Ölçekleri
Çocuklarda depresyon tanısında çeşitli testler ve ölçekler kullanılır. Bu araçlar, çocuğun davranışlarını ve duygusal durumunu daha objektif bir şekilde değerlendirmeye yardımcı olur. Bu testler / ölçekler, uzmanların depresyon tanısını daha kesin bir şekilde koymalarını sağlar ve tedavi planının oluşturulmasında önemli bir rol oynar. İşte çocukluk depresyonu için yaygın olarak kullanılan bazı değerlendirme araçları:
Çocuklarda Depresyon İçin Kullanılan Ölçekler
-
Çocuk Depresyon Envanteri (CDI) → Bu ölçek, çocuğun kendini nasıl hissettiğine dair soruları yanıtlamasını sağlar. CDI, 7–17 yaş arası çocuklar için hazırlanmaktadır. 27 maddeden oluşur ve her madde 3 seçenekli yanıt içerir. Çocuk, son 2 hafta içinde nasıl hissettiğini belirten soruları yanıtlar.
-
Revised Children’s Anxiety and Depression Scale (RCADS) → RCADS, çocuğun hem anksiyete hem de depresyon belirtilerini ayrıntılı bir şekilde değerlendirmeyi sağlar. 8–18 yaş arası çocuklar için hazırlanır. 47 maddelik bir ölçek içermektedir. Maddeler 4 seçenekli yanıtlar içerir.
-
Behavior Assessment System for Children (BASC) → BASC, çocukların çeşitli davranışsal ve duygusal problemlerini anlamak ve değerlendirme yapmak için kullanılır. 2–21 yaş arası çocuklar için hazırlanmaktadır.
Çocuklarda Depresyon ve Tedavi Yöntemleri
Bu ölçeklerin yanında, tedavi yöntemleri kapsamında psikoterapi ve danışmanlık alanında, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), oyun terapisi ve aile terapisi gibi yöntemler ile çocukların duygusal ve davranışsal sorunları ele alınır.
Depresyonda erken müdahale ve doğru tedavi yöntemleriyle, çocukların depresyonla başa çıkmaları ve duygusal sağlıklarını geri kazanmaları mümkündür.
İlaçla Tedavi
Tedavi yöntemlerinde ilaç ile tedavi de öne çıkmaktadır. Bu ilaçlara da kısa bir bakış atalım. Antidepresanlar ve diğer ilaç tedavileri şeklinde yaklaşımlar mevcuttur.
-
Antidepresanlar → SSRI’lar (Seçici Serotonin Geri Alım İnhibitörleri); Fluoksetin ve sertralin bu gruba örnek olarak verilebilir.
-
SNRI’lar (Serotonin–Norepinefrin Geri Alım İnhibitörleri) → Venlafaksin ve duloksetin bu gruba örnektir.
-
Diğer ilaç tedavileri → Anksiyolitikler; diazepam ve lorazepam gibi ilaçlar, anksiyete ve depresyonun birlikte görüldüğü durumlarda kullanılmaktadır.
-
Antipsikotikler → Risperidon ve aripiprazol gibi ilaçlar, psikotik semptomlar ve şiddetli depresyon belirtilerinde bu gruba başvurulur.
-
Duygu durum düzenleyiciler → Lityum ve valproat, bipolar bozukluk ve duygu durum dalgalanmalarının görüldüğü vakalarda tercih edilmektedir.
Sonuç
Erken müdahale ve doğru tedavi yöntemleri ile, çocukların depresyonla başa çıkmaları ve duygusal sağlıklarını geri kazanmaları mümkündür. Ailelerin, öğretmenlerin ve sağlık profesyonellerinin iş birliği, çocukların iyileşme sürecinde kritik bir rol oynar.
Tüm bu tedavi ve yöntemlere ek olarak çocuklara rutinler oluşturmak ve bu rutinleri tamamladıklarında onları ödüllendirmek (maddi veyahut manevi) çocukların hem fiziksel hem de duygusal sağlığını iyileştiren birçok avantaj sunmaktadır.
Yazımı bitirirken, depresyonda erken müdahale ve doğru tedavi yöntemleriyle, çocukların depresyonla başa çıkmaları ve duygusal sağlıklarını geri kazanmalarının yolunun en önemli tarafı ailelerinin destek olmalarıdır. Bu yönden uzmanlardan önce ailelerin ve öğretmenlerin iyi gözlemci olmaları gerekmektedir. Duygu bozuklukları gibi durumlar hissedildiğinde aileler, öğretmenler ve sağlık profesyonelleri bu belirtileri tanımak ve uygun müdahalelerde bulunmak için büyük bir iş birliği yapmalıdırlar.