Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Çocukluğu Elinden Alınanlar: Ebeveyn Rolüne Sıkışan Çocuklar

Bazı çocuklar, yaşlarına uygun olmayan sorumluluklar üstlenir. Kimi kardeşine bakar, kimi annesini teselli eder, kimi evdeki gerilimi yatıştırmaya çalışır. Adı hâlâ “çocuk”tur ama davranışları ve zihni çoktan yetişkinleşmiştir. Psikolojide bu duruma “ebeveynleşme” ya da teknik adıyla parentifikasyon denir. Ve ne yazık ki, bu çocukların sırtlandığı yük çoğu zaman görünmezdir.

Çocukken Ebeveyn Olmak

Parentifikasyon, bir çocuğun aile içindeki duygusal ya da fiziksel sorumlulukları, yaşının çok ötesinde bir şekilde üstlenmesi durumudur. Genellikle ebeveynin psikolojik olarak yetersiz kaldığı ya da bakım işlevini yerine getiremediği durumlarda gelişir. Bu durum çoğu zaman sessizce, fark edilmeden yaşanır. Çünkü dışarıdan bakıldığında bu çocuklar “çok olgun”, “aşırı yardımsever”, “kardeşini büyüten kişi” olarak tanımlanır. Oysa bu davranışların altında, doyurulmamış çocuk ihtiyaçları ve bastırılmış duygular vardır.

Parentifikasyon genellikle iki biçimde karşımıza çıkar:

  • Duygusal Parentifikasyon: Çocuk, bir ebeveynin duygusal yükünü sırtlar. Annesini üzmemek için ağlamaz, babasını sinirlendirmemek için dikkatli olur. Bir çocuğun annesinin en yakın arkadaşı, babasının dert ortağı olması kulağa hoş gibi gelse de, bu duygusal yük çocuk için oldukça ağırdır.

  • Pratik Parentifikasyon: Çocuk, ev işleri, kardeş bakımı ya da ekonomik sorumluluklar gibi yetişkinlere ait görevleri üstlenir. Özellikle büyük kardeşlerde sıkça görülür. Bu çocuklar çoğu zaman küçük yaşta evin “küçük annesi” ya da “küçük babası” ilan edilir.

Zarif Bir Dengenin Bozulması

Sorumluluk sahibi bir çocuk olmak sağlıklıdır; çocuklara küçük görevler vermek gelişimlerini destekler. Ancak sorun, bu görevlerin süresi, yoğunluğu ve çocuğun ruhsal kapasitesini aşmasıyla başlar. Parentifikasyon sürecinde çocuklar kendi ihtiyaçlarını, isteklerini ve duygularını geri plana atar. Öncelikleri her zaman bir başkasının iyiliği olur. Zamanla “Ben ne istiyorum?” sorusu yerini “Onlar iyi mi?”ye bırakır.

Bu durumun yetişkinlikteki yansımaları ise oldukça çarpıcıdır:

  • Kendini ihmal etme eğilimi,

  • Aşırı sorumluluk alma ve “her şeyi ben halletmeliyim” düşüncesi,

  • Suçluluk duygusu ve sınır koymada zorlanma,

  • Duygularını bastırma ve değersizlik hissi.

Jurkovic (1997), parentifikasyon yaşayan çocukların uzun vadede benlik saygısı problemleri, kaygı bozuklukları ve kişilerarası ilişkilerde zorluklar yaşadığını belirtir. Kimi yetişkinler, neden hep “kendini kurtaracak kişileri” seçtiğini anlamaya çalışırken, bazıları çocukluğunda “kurtarıcı” olmaya mecbur bırakıldığını fark eder.

Görünmeyen Travma

Parentifikasyon, dışarıdan görülen bir yara değildir. Ne fiziksel bir şiddet izi ne de yüksek sesli bir travmadır. Sessiz, ama derin bir iz bırakır. Özellikle duygusal parentifikasyon, en az konuşulan ama en çok yoran çocukluk deneyimlerinden biridir. Bu durumdan geçen çocuklar genellikle “çok güçlü” görünürler ama içlerinde kimsesiz kalmış bir çocuk taşırlar.

Bazı ailelerde bu durum kültürel olarak da beslenir. Çocuğun fedakâr olması, ailesi için kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atması yüceltilir. Bu durum, parentifikasyonu daha da görünmez kılar. Oysa bir çocuğun annesinin terapisti, babasının destek sistemi, evin yöneticisi olması ne normaldir ne sağlıklıdır.

Ne Yapmalı?

Parentifikasyonu durdurmanın ilk adımı, farkına varmaktır. Ebeveynler, çocuklarının yaşlarına uygun olmayan sorumluluklar aldığını fark ettiklerinde suçluluk yerine dönüşüm yolunu seçmelidir. Uzman desteğiyle hem çocuk hem de aile sistemi yeniden yapılandırılabilir. Çocuklar çocuk kalmalı; ağlamalı, şımarmalı, anlaşılmalı, dinlenmeli. Yetişkinlik zaten zamanında gelir; ama çocukluk geçip gittiğinde, bir daha asla geri gelmez.

Son Söz

Bir çocuğun yaşına uygun olmayan yükler taşıması, onun kişilik gelişimini sessizce şekillendirir. Parentifikasyon, sadece bireysel değil toplumsal bir meseledir. Bugünün tükenmiş yetişkinleri, dünün yalnız bırakılmış çocuklarıdır. Bu döngüyü kırmak için önce çocukların sesini duymalı, onların “iyi çocuk” rolünün arkasındaki gerçek ihtiyaçlarını görmeliyiz.

Kaynaklar

Jurkovic, G. J. (1997). Lost childhoods: The plight of the parentified child. New York: Brunner/Mazel.
Chase, N. D. (1999). Burdened children: Theory, research, and treatment of parentification. Thousand Oaks, CA: Sage Publications.
Hooper, L. M. (2007). The application of attachment theory and family systems theory to the phenomenon of parentification. The Family Journal, 15(3), 217–223. https://doi.org/10.1177/1066480707301290
Wells, M., & Jones, R. (2000). Childhood parentification and shame-proneness: A preliminary study. The American Journal of Family Therapy, 28(1), 19–27. https://doi.org/10.1080/019261800261789

Derin Atay
Derin Atay
Derin Atay, psikoterapi, psikolojik danışmanlık ve spor psikolojisi alanlarında çalışan bir uzman psikolog ve yazardır. Lisans ve yüksek lisans eğitimini psikoloji üzerine tamamlayan Derin, özellikle çocuklarla oyun terapisi, travma terapisi ve sporcularla mental dayanıklılık üzerine çalışmalar yürütmüştür. Stres ve duyguların motor beceriler üzerindeki etkisi üzerine araştırmalar yapmış, seminerler vermiştir. Çocuklar ve sporcularla bireysel danışmanlık süreçlerini sürdürmektedir. Psikolojiyi hem klinik hem de performans alanında erişilebilir kılmayı amaçlayan yazar, ruh sağlığına katkı sağlayacak içerikler üretmeye devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar