Günümüzde Instagram, WhatsApp ve benzeri sosyal medya platformları gündelik yaşamın doğal bir uzantısı hâline gelmiştir. Bu dijital araçlar bireylerin duygusal paylaşım biçimlerini dönüştürmekte; çiftlerin anılarını paylaşmasını kolaylaştırırken, aynı zamanda ilişkilerde güven duygusunu test eden yeni koşullar yaratmaktadır.
Psikolojik açıdan bakıldığında, bireylerin sosyal medya davranışlarını anlamada John Bowlby’nin (1969) geliştirdiği bağlanma kuramı temel bir çerçeve sunar. Bowlby’ye göre çocukluk döneminde bakım verenle kurulan ilişki, yetişkinlikte romantik bağların temelini oluşturur.
Bağlanma Stilleri Ve Güven Duygusu
Bağlanma stilleri bireyin ilişkilerdeki güven algısını ve duygusal tepkilerini biçimlendirir.
Güvenli bağlanan bireyler, partnerlerine karşı temel bir güven hissi taşır, duygusal dengeyi daha kolay korur ve yakın ilişkilerde rahat davranırlar.
Buna karşın, kaygılı bağlanma stiline sahip kişiler yoğun ilgi ve onay ihtiyacı duyar, terk edilme korkusu yaşar ve ilişkilerde kolayca kaygılanabilirler.
Kaçıngan bağlanma stilindekiler ise aşırı yakınlıktan kaçınma eğilimindedir; kişisel alanlarına ve bağımsızlıklarına büyük önem verirler.
Dolayısıyla bağlanma biçimleri, bireylerin romantik ilişkilerinde güvenin nasıl inşa edildiğini ya da zedelendiğini anlamada kritik öneme sahiptir.
Erken Dönem Deneyimlerin Rolü
Erken çocukluk deneyimlerinin güven duygusunu şekillendirdiği bulgusu, yetişkin ilişkilerinde de desteklenmektedir.
Çocuklukta tutarlı ve duyarlı bir bakım gören bireylerin, ilerleyen yaşamlarında partnerlerine daha kolay güven duydukları; buna karşılık reddedilme ya da ihmal deneyimi yaşamış kişilerin güvensiz ilişki kalıpları geliştirdiği gözlemlenmiştir.
Bu bağlamda güven, yalnızca partnerin davranışlarına bağlı bir olgu değil; erken yaşlarda oluşan içsel bağlanma modellerinin bir yansımasıdır.
Sosyal Medya Ve Romantik İlişkilerde Güven
Son yıllarda yapılan çalışmalar, sosyal medya kullanımının romantik ilişkilerde güven algısını etkileyebileceğini ortaya koymuştur.
Başak Dinçsoy’un (2018) yüksek lisans tezinde, sosyal medya bağımlılığı arttıkça ilişkilerde güven duygusunun azaldığı saptanmıştır.
Ayrıca güven ile ilişki doyumu arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur; güven düzeyi yükseldikçe bireylerin ilişkiden aldıkları tatmin de artmaktadır.
Başka araştırmalar da sosyal medya üzerinden yürütülen iletişimin kıskançlık, güvensizlik, yanlış anlamalar ve partneri kontrol etme eğilimi gibi sorunları tetikleyebileceğini göstermektedir.
Böylece sosyal medya, bir yandan yakınlığı ve paylaşımı kolaylaştırırken, diğer yandan ilişkide gerilim ve güvensizlik yaratabilecek yeni zeminler oluşturur.
Bağlanma Stilleri Ve Dijital Kırılganlıklar
Bu noktada bağlanma stilleri, dijital ortamdaki kırılganlıkları anlamada önemli bir açıklayıcı değişkendir.
Kaygılı Bağlanma Stili
Kaygılı bağlanma stiline sahip bireyler, sosyal medyada yaşanan belirsizliklere karşı oldukça hassas tepki verirler.
Partnerlerinden sürekli ilgi bekledikleri için, mesajlara geç yanıt almak ya da çevrimiçi etkinliklerde partnerlerini görememek yoğun kaygı yaratabilir.
Bu bireyler, ilişkilerini sosyal medyada açıkça sergilemeye veya partnerlerinin çevrimiçi davranışlarını sürekli kontrol etmeye eğilimlidir. Ancak bu tür kontrol davranışları genellikle karşı tarafta baskı ve özel alan ihlali hissi uyandırarak çatışmalara yol açabilir.
Kaçıngan Bağlanma Stili
Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler dijital iletişimde daha mesafeli davranır. Sürekli online kalmaktan hoşlanmaz, mesajlara geç yanıt verebilir veya belirli iletişim sınırları koyabilirler.
Bu kişiler için sosyal medya, duygusal yakınlıktan kaçınma aracı hâline gelebilir.
Araştırmalar, kaygılı bağlanan bireylerin sosyal medyayı reddedilme korkusunu azaltmak için daha aktif kullandığını, kaçınan bağlananların ise genellikle daha düşük çevrimiçi görünürlük sergilediğini göstermektedir.
Örneğin, kaygılı bağlanan bir kişi Instagram’da sık sık fotoğraf paylaşarak daha fazla beğeni toplamak ve böylece onay ihtiyacını karşılamak isteyebilir.
Öte yandan kaçınan bağlanan bireyler, sürekli iletişimden rahatsız olup yüz yüze etkileşimleri tercih edebilirler.
Dijital Çağda Duygusal Kırılganlıklar
Dijital çağda bu eğilimler, ilişkilerde yeni duygusal kırılganlık alanları doğurmuştur.
Kıskançlık, çevrimiçi etkileşimlerle beslenen bir duygu hâline gelmiştir.
Partnerin sosyal medya paylaşımları, beğenileri, eski sevgililere ait fotoğraflar veya çevrimiçi arkadaş listeleri kıskançlık duygusunu kolayca tetikleyebilir.
Bunun yanında dijital gözetim davranışları da yaygınlaşmıştır:
WhatsApp’taki “son görülme”ye bakmak, “okundu” bildirimlerini takip etmek ya da partnerin kimlerle etkileşimde olduğunu kontrol etmek artık sık rastlanan davranışlardır.
Ancak bu kontrol eğilimleri, ilişkideki güveni pekiştirmek yerine genellikle güvensizliği artırmakta ve duygusal uzaklaşmaya neden olmaktadır.
Bağlanma İhtiyacı Ve Dijital Dinamikler
Sosyal medya üzerinden yaşanan bu dinamikler, psikolojik açıdan bireyin bağlanma ihtiyaçlarını yeniden gündeme getirir.
Kaygılı bireyler için dijital platformlar hem güvenlik hem tehdit kaynağıdır; bir yandan partnerle sürekli iletişimde kalma olanağı sunarken, diğer yandan geciken yanıtlar ya da görünürlük değişimleri yoğun endişe yaratabilir.
Kaçıngan bireyler içinse sosyal medya, mesafe koyma ve duygusal alanını koruma aracı hâline gelir.
Dolayısıyla sosyal medyanın ilişkiler üzerindeki etkisini değerlendirirken bireyin kişisel bağlanma geçmişi göz önünde bulundurulmalıdır.
Sonuç
Sonuç olarak, bağlanma stilleri romantik ilişkilerde güven duygusunun temel belirleyicilerindendir.
Dijital iletişim araçlarının hayatımıza yerleşmesiyle birlikte, bu stiller artık sadece yüz yüze ilişkilerde değil, çevrimiçi etkileşimlerde de kendini göstermektedir.
Sosyal medya, duygusal bağları güçlendirme potansiyeline sahip olsa da, aşırı kullanım ya da kontrol davranışları güven zedelenmesine yol açabilir.
Bu nedenle dijital çağın romantik ilişkilerinde güveni korumanın yolu, hem bireysel bağlanma farkındalığını artırmaktan hem de dijital sınırları sağlıklı biçimde belirlemekten geçmektedir.
Kaynakça
Bowlby, J. (1969). Attachment and loss: Vol. 1. Attachment. Basic Books.
Dinçsoy, B. (2018). Sosyal medya bağımlılığı ile ilişki doyumu arasındaki ilişkinin incelenmesi [Yüksek lisans tezi].
Sullivan, K. T., Ramos-Sánchez, L., & McDonald, R. M. (2015). Attachment style, social media use, and interpersonal relationships. Journal of Social and Personal Relationships, 32(7), 1015–1036.
D’Arienzo, M. C., Boursier, V., & Griffiths, M. D. (2019). Addiction to social media and attachment styles: A systematic literature review. International Journal of Mental Health and Addiction, 17, 1094–1118.
Utz, S., & Beukeboom, C. J. (2011). The role of social network sites in romantic relationships: Effects on jealousy and relationship happiness. Journal of Computer-Mediated Communication, 16(4), 511–527.


