Romantik ilişkilerde “sınır” kelimesi çoğu zaman korkutucu gelir. Sevdiğimiz birine sınır koyma, ona uzaklaştığımızı, ilgimizin azaldığını ya da sevgimizin bittiğini mi gösterir? Aslında tam tersi doğrudur. Sağlıklı sınırlar, bir ilişkiyi zayıflatmak yerine güçlendirir. Gerçek yakınlık, iki bireyin birbirine alan tanıdığı yerde gelişir; yani biri diğerini tüketmeden ve iki kişi bir bütün olmaya çalışmadan.
Romantik İlişkilerde Sınır Ne Anlama Gelir?
Bir romantik ilişkide sınır koyma; ilk akla geldiği şekliyle görünmez kalkanlarla partnerimize mesafe koymak değil, beklentileri dile getirerek daha görünür hale gelmeye çalışmaktır. Bu beklentiler doğru çerçeveye oturtulduğunda mesafe koymaya değil, partnerleri birbirine yaklaştırmaya hizmet eder. Çünkü “Benim buna ihtiyacım var” diyebilmek, karşı tarafa mesafe koymak değil; ilişkinin içindeki “ben”i korumaktır.
“Seven insan … yapar/yapmaz” gibi kalıp yargılarla ortaya çıkan beklentilerin karşılanmaması, partnerlerden birini değersiz hissettirip savunmaya geçmesine de zemin hazırlayabildiğinden, sınır koyma davranışları tartışmalarla sonlanabiliyor. Burada hatırlanması gereken, bireysel bir davranış olarak görülen sınır koymanın ilişkiye de uzun vadeli katkı sağlayabildiğidir. Çünkü bu sayede ilişki dinamiği, kendisine şekillenebileceği bir zemin bulabilir.
Aşk Varken Neden Sınır Koymak Gerekir?
Romantik ilişkilerde çoğu kişi, yoğun duyguların etkisiyle “biz” olmayı öncelerken “ben”i arka plana atar. Başta bu, fedakârlık gibi görünür; fakat zamanla kişisel alanın kaybı, duygusal tükenmişlik ve ilişkide sıkışmışlık hissine yol açar.
Aşkın ve sevginin her şeyin üstesinden gelebileceği düşüncesi, çoğu kez aşırıya kaçan romantik bir düşünme şeklidir. Yoğun duygular deneyimlemek elbette kıymetlidir, ancak hayal kırıklığına uğramamak adına içsel dünyamızdaki beklentileri ve istekleri görmezden gelmemek iyi olacaktır.
Ayrıca sınır koymamama, bilerek ya da bilmeyerek partnerimizin kendi alanımıza müdahale etmesine olanak sağlayabilir. Bu da zamanla kırgınlık, pasif-agresif davranışlar ve hatta kaçındığımız o büyük tartışmalara neden olabilir.
Sevgi ve Sınır Birlikte Mümkün mü?
Sınır koyma, partnerimizi değersiz hissettireceğimiz anlamına gelmez.
- “Beni dinlemeden karar vermen beni yoruyor” demek, karşı tarafı suçlamak değil, ilişkiye şeffaflık kazandırmaktır.
- “Bugün yalnız kalmaya ihtiyacım var” demek, partneri geri çevirmek değil, duygusal dengenin korunmasıdır.
- “Bu tarz espriler beni küçümsenmiş hissettiriyor” demek, yakınlığı baltalamaz; güveni derinleştirir.
Sevgi, ancak sınırlar içinde güvenli bir şekilde büyür. Sınır olmayan romantik ilişkilerde romantizm; kendimizi unutmamıza ve hayatı romantik ilişkiden ibaret olarak algılamamıza sebep olabilir.
Partnerimize Sınır Koyduğumuzda Neler Değişir?
- Daha açık bir iletişim gelişir. Ne hissettiğimizi gizlemek zorunda kalmayız.
- İlişki daha adil hale gelir. Taraflar birbirinin duygusal yükünü taşımaya zorlanmaz.
- Tükenmişlik azalır. Kendimizi kaybetmeden ilişkide kalabildiğimizde, daha enerjik oluruz.
- Saygı artar. Sınır koymanın bir sonucu olarak, sınır koyan kişi, partnerine de aynı hakkı tanır.
Sınırları Nasıl İfade Edebiliriz?
Romantik ilişkilerde sınır koyma konusunda yanlış anlaşılma kaygısı yaşanabilmekte ve bu durum geri çekilme davranışıyla sonuçlanabilmektedir. Burada önemli olan, kendini ifade etme biçimi ve yapıcı bir yaklaşımdır. Sınır koyma, mesafe koymak ya da had bildirmek anlamına gelmediği gibi, daha da önemlisi, sınır koymanın amacı kendimizi o sınırın içine hapsetmek değildir.
Dikkat edilebilecek bazı unsurlar şu şekildedir:
- “Ben” dili kullan: “Sen hep böylesin” yerine “Bu davranış beni güvensiz hissettiriyor.”
- Zamanında paylaş: Olumsuz duyguların paylaşılmaması, ilerleyen süreçte patlamalar şeklinde kendini gösterebilir.
- Tutarlı ol: Bir gün izin verip ertesi gün itiraz etmek kafa karışıklığı yaratır.
- Açık ve nazik ol: Sınır koyma, sevgisizce değil; empatik bir dille yapılabilir.
Sınırları Olan Bir Romantik İlişki Nasıl Hissedilir?
Sınırların olduğu bir romantik ilişkide:
- Bireyler kendi iç dünyalarını koruyarak duygusal olarak bağlı kalabilirler.
- Tartışmalar yıkıcı değil, geliştirici olur.
- “Birlikteyken de yalnızken de kendim gibi hissedebiliyorum” duygusu güçlenir.
- Partnerler birbirini tamamlamaya değil, desteklemeye çalışır.
Sınır koyma, “seni istemiyorum” demek değil; “bu ilişkiyi daha sağlıklı bir zemine oturtmak istiyorum” demektir.
Son Söz: Aşk Alan İster
Romantik ilişkilerde birbirine yer açmak; kontrol etmek değil, güvenmektir. Sınırlar, bu güveni inşa etmenin aracıdır. Kendi alanımıza sahip çıkmak, partnerimizin de kendi benliğini korumasına izin vermek demektir. Ve ancak bu özgürlük alanı içinde gerçek bağ gelişebilir. Unutmayalım:
“Gerçekten sevmek, önce kendini kaybetmeden ‘biz’ olabilmeyi öğrenmektir.”
Kaynakça
Bowlby, J. (1988). A Secure Base: Parent-Child Attachment and Healthy Human Development. Basic Books.
Brown, B. (2010). The Gifts of Imperfection. Hazelden Publishing.
Perel, E. (2017). The State of Affairs: Rethinking Infidelity. Harper.
Siegel, D. J., & Hartzell, M. (2003). Parenting from the Inside Out: How a Deeper Self-Understanding Can Help You Raise Children Who Thrive. TarcherPerigee.
Tatkin, S. (2012). Wired for Love: How Understanding Your Partner’s Brain and Attachment Style Can Help You Defuse Conflict and Build a Secure Relationship. New Harbinger Publications.