Uykuya dalma esnasında birden ve hiç beklenmedik bir şekilde düşüyormuş gibi hissedip sarsıldığınız veya irkildiğiniz an oldu mu? Çoğunlukla bu tecrübe birçok kez yaşanır ve normal bir durum olarak gözlemlenir. Zaman zaman insan yattığı yerden düşecek gibi sarsılma hissedebilir ve birden gözler açılır. Bu durum toplum içinde ‘rüya esnasında düşmek’, ‘rüyada kaybolmak’ şeklinde isimlendirilir, klinik araştırmalarda ise hipnik sıçrama (Hypnic jerk) veya hipnik seğirme şeklinde ifade edilir. Hipnik sıçrama yaşandığı esnada kişiye korkutucu hissettirse de fazlasıyla yaygın ve genellikle zararsız bir durumdur.
Hipnik Sıçrama / Seğirme Nedir?
Hipnik sıçrama, uykuya geçme esnasında meydana gelen, kişinin aniden yaşadığı kas kasılmalarıdır. Kişi, bedenini bir basamaktan düşüyor gibi algılar ve bu algıyla beraber vücutta istemsiz olarak kas kasılması oluşur, kişide bu algı sonrasında çoğunlukla uyanır. Klinik açıdan baktığımızda bu deneyim, fizyolojik bir süreçtir ve doğal bir durum olarak kabul edilir.
Çocuklarda rüyada düşme hissi yetişkinlere göre daha fazla görülür. Hipnik sıçrama denilen olgu aslında uyku evreleri ile bağlantılıdır ve diğer uyku ile ilişkilendirilmiş bozukluklardan ayırt edilmiş olması gereklidir.
Hipnik Sıçrama İçin Nörofizyolojik Açıklamalar
Uykuya dalma aşaması olan birinci evre kısmında (NREM) kas tonusu azalmış olur. Uyku esnasında yaşanan her kısım aslında, göz kas aktiviteleri, kas tonusu ve nöroelektrik örüntülerdeki farklılıkları da içerir. İnsan bedeni, geceleri uykuya dalma aşamalarından birkaç kez geçer ve bu tekrarlama yaklaşık olarak 90 dakika kadar sürer.
Beyin, birden yaşanan bu kas tonusunun azalma durumunu bazen düşme veya kontrolü kaybetme belirtisi şeklinde değerlendirebilir. Bu değerlendirme sonrasında ise kaslarda beklenmedik kasılma oluşur. İnsan vücudu uykuya geçiş esnasında beden veya güvenlik kontrolü yapıyor olabilir.
Hipnik Sıçrama Tetikleyicileri Olarak Stres ve Yorgunluk Faktörleri
Yaşanan hipnik sıçramaların hepsi aynı olmak zorunda değildir. İnsan bazı zorlayıcı dönemlerde, çoğunlukla da aşırı stres, kaygı ve uykusuzluk yaşadığında söz konusu durumu tetikleyebilir.
Hipnik sıçramaların artışına sebep olan bazı alışkanlıklar da olabilir. Örneğin, devamlı olarak önemli ölçüde kafein tüketimi, uyku düzeni ihmali, uzun süreli ekran parlaklığı veya kişinin sindirmesi zor ve vücutta şişkinlik yapan yiyeceklerden sonra hemen uyumaya çalışması da hipnik sıçrama artışına neden olabilecek alışkanlıklara örnek olarak verilebilir.
Gevşeme teknikleri ve stres yönetimi için strateji geliştirebilmek kişiye fayda sağlayabilecek temel müdahale teknikleri arasındadır.
Psikolojik ve Toplumsal Yorumlar
Geçmişten günümüze rüyada düşme hissi nörobiyolojik açıdan yorumlandığı gibi toplumsal ve psikososyal açıdan da yorumlanmıştır. Toplum içinde, rüyada düşme durumu kişilerin yaşamış olduğu korku, kaygı ve yetersizlik hisleri ile bağdaştırılmıştır.
Bazı kuramların hipnik sıçrama deneyimi ile ilgili açıklamaları vardır. Psikanalitik kurama bakıldığında bilinçdışında var olan kaygı, hipnik sıçrama deneyiminin bir ifadesi olarak görülür. Örneğin Freud, düşme hissinin kişinin bastırdığı duygu ve dürtülerinin bir dışavurumu olduğunu savunmuştur. Modern psikolojiye bakıldığında hipnik sıçramalar ile stres ve kaygıyı ilişkilendiren çalışmaları bulunsa da aslında daha çok biyolojik açıklamalara yönelmiştir.
Hipnik Sıçramalar ve Sıklığı Normal mi?
Hipnik sıçrama çoğunlukla normaldir ve bir tedaviye gerek duyulmayabilir. Fakat kişi sık sık bu durumu yaşıyorsa, devamlı olarak bir boşluktan düştüğünü hissedip şiddetli sıçramalar ile uykusundan uyanıyorsa veya bu durumdan kaynaklı her gece uykuya dalma konusunda zorluk yaşıyorsa, gün içinde kendini sürekli yorgun hissediyorsa bir profesyonelden destek almak yararlı olabilir.
Bu yaşanan hipnik sıçramaların anksiyete bozuklukları ve uyku apnesi ile birlikte görülmesi ayrıca değerlendirilmelidir.
Sonuç
Genel olarak hipnik seğirme, oldukça insanda gözlemlenebilen ve insan vücuduna zararı olmayan uyku ile bağlantılı bir durumdur. Fakat bazı durumlarda, kişide majör depresif bozukluk gibi bozuklukların riskini artırabilir, yaşam standardını düşürebilir ve ciddi uyku sorunlarına yol açabilir.
Hipnik sıçrama sıklaştığında, psikososyal faktörleri de düşünerek gevşeme yöntemlerinin kişiye kazandırılması, uyku düzeni oluşturulabilmesi, artmış olan stres seviyesinin azaltılabilmesi ve faydalı yaşam davranışları edinebilmesi önemli bir önem taşır.
Hipnik sıçramaların biyolojik yönlerinin ele alındığı kadar psikolojik yönleriyle de ele alınarak değerlendirilmesi, klinik ve psikolojik uygulamalar içinde ayrıca katkı sağlamaktadır.
Kaynakça
-
Keskin, N., & Tamam, L. (2018). Uyku bozuklukları: Sınıflama ve tedavi. Arşiv Kaynak Tarama Dergisi, 27(2), 241-260.
-
Burnett, D. (2013). DEAN BURNETT. PSYCHOLOGIST, 26(4), 312-312.
-
Yılmaz, H., Tuncel, D., Aksu, M., Akyıldız, U. O., Alp, R., Arslan, K., … & Yılmaz, Z. (2014). Uyku Bozukluklarında Tedavi Rehberi.



Bunu benim gibi yaşıyanlar için açıklayıcı bir yazı olmuş, bende bilhassa en stresli ve kaygılı olduğum dönemde yaşıyorum, neyseki bunu çok sık yaşamıyorum, uykudan bu şekilde uyanmak kötü gerçekten.