Cumartesi, Mayıs 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Muhteşem Yüzyıl Dizisinde Kanuni Sultan Süleyman’ın Baba Arketipi

Muhteşem Yüzyıl dizisi, Kanuni Sultan Süleyman’ın 46 yıllık hayatını konu alan ve daha çok saray içi yaşamı işleyen bir yapım olarak dikkat çeker. Dizide birçok önemli karakter yer alsa da, bu yazıda Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman’ın baba-oğul ilişkisini, Jung’un Analitik Psikoloji kuramı çerçevesinde, özellikle baba arketipi üzerinden inceleyeceğiz. Öncelikle, arketiplerin ne olduğuna bir göz atalım.

Jung ve Arketipler

Jung’un kuramında, psişe yani ruhsal enerji, üç temel bölümden oluşur: bilinç, kişisel bilinçdışı ve kolektif bilinçdışı. Arketipler, kolektif bilinçdışında yer alır ve bu alanın içeriğini oluşturur. Kolektif bilinçdışında bulunduğu için, arketipler atalarımızdan bize miras kalan ve herkeste farklı biçimlerde ortaya çıkan evrensel kalıplardır. Arketipler, davranışlarımızdan ziyade düşünce ve bilinç sistemimizi etkileyerek olaylara nasıl tepki vereceğimizi şekillendirir. Bu kalıplar, bireyin yaşantıları sonucu şekillenir. Bu yazıda, Kanuni Sultan Süleyman’ın baba arketipini ele alacağız.

Baba Arketipi Nedir?

  • Baba arketipi, bireyin yaşamındaki düzen, otorite ve disiplin işlevlerini yerine getirir. Bu arketip, bireyin dış dünyayla ve kendi benliğiyle olan ilişkilerini yönlendiren bilge bir figür gibidir (Tanel, 2025). Ancak bu arketipin aşırı ya da çok zayıf gelişmesi, bireyin ya aşırı kontrolcü olmasına ya da özgüven düşüklüğü yaşamasına neden olabilir. Baba arketipi, otorite figürleriyle ilişkilendirilir (Tanel, 2025). Çoğu zaman, ilk otorite figürüyle ailede karşılaşırız. Türk kültüründe bu figür, genellikle güçlü, kuvvetli ve otoriter babaları temsil eder. Baba ile olan ilişki, bu arketipin şekillenmesinde belirleyici bir rol oynar.

Kanuni Sultan Süleyman ve Yavuz Sultan Selim’in İlişkisi

  • Yavuz Sultan Selim’in, babası II. Beyazıt ile çalkantılı ilişkisi, tarihin tozlu sayfalarında yer alır ve dizide de bu durum, fazla işlenmese de bazı sahnelerde keskin bir şekilde izleyiciye sunulur. II. Beyazıt tahta geçtiğinde, kardeşi Cem Sultan isyan etmiş; aynı dönemde Anadolu’da Şahkulu İsyanı’nın çıkması, Osmanlı’nın batıya seferlerini aksatmıştır. Yavuz Sultan Selim, babasının isyanları bastırmada yetersiz olduğunu düşünerek yeniçerilerin desteğiyle isyan etmiş ve babasını tahtan indirerek yerine geçmiştir.
  • Yavuz’un oğlu Süleyman ile ilişkisini etkileyen faktörler, hem onun sert mizaçlı kişiliği hem de kendi babasını tahtan indirerek padişah olması nedeniyle oğlu Süleyman’ın aynı şeyi yapmasından duyduğu endişedir. Bu özellikler, Kanuni’nin baba arketipinin gelişiminde önemli bir rol oynar. Şimdi, dizideki bazı sahneler üzerinden bu etkiyi inceleyelim.

Kanuni’nin Baba Arketipinin Gelişimi

Dizide, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman’ın etkileşim sahneleri, Kanuni’nin baba arketipinin nasıl şekillendiğini gösterir:

  • Sahnelerden biri: Kanuni, babasının dedesi II. Beyazıt’ı öldürüp tahta geçtiğinde, babasına sitem eder ve Yavuz’un cevabı, “Gün gelir, genç aslan yaşlı aslanı yer” olur. Bu söz, Yavuz’un otoriter ve acımasız yanını yansıtırken, Süleyman’ın babasına karşı hem hayranlık hem de korku hissetmesine neden olur.
  • Zehirli kaftan sahnesi: Süleyman, Manisa’da babası tarafından gönderilen kaftanı giymek üzereyken, annesi tarafından durdurulur. Annesi, kaftanı bir hizmetlinin giymesini ister ve kaftanı giyen hizmetli zehirlenerek ölür. Süleyman, babasının kendisini öldürmek istediğini anlar. Bu olay, Süleyman’ın babasına duyduğu güveni derinden sarsar ve baba arketipinin güvensizlikle şekillenmesine yol açar.
  • Hayal sahnesi: Kanuni’nin kalbinin durduğu bir sahnede gördüğü hayal, baba arketipinin en çarpıcı yansımasıdır. Süleyman, babasını geniş bir ovada arar ve sonunda deniz kıyısında bir tahta oturmuş halde bulur. Babasının eteğini öper, ancak Yavuz, “Hazır mısın karşıma çıkmaya, cenge başlıyor muyuz?” diyerek oğluyla kılıç mücadelesine girişir. Mücadelede Süleyman’ın kılıcı düşer ve Yavuz, oğlunun boğazına kılıcını dayayarak, “Senin kudretli olman bana gurur veriyor ama sana baktıkça içimi bir keder kaplıyor, sen büyüdükçe masumiyetimiz kayboluyor Süleyman” der. Bu sahne, Süleyman’ın babasıyla olan ilişkisindeki karmaşık duyguları ve baba arketipinin otorite, korku ve ulaşılmazlık üzerine kurulu olduğunu açıkça gösterir.

Baba Arketipinin Kanuni Üzerindeki Etkileri

Bu sahneler, Kanuni’nin baba arketipinin sağlıksız bir şekilde geliştiğini ortaya koyar. Yavuz Sultan Selim’in hem duygusal olarak ulaşılmaz olması hem de kendi babasını tahtan indirerek padişah olması, Süleyman’ın gözünde babasını adeta ulaşılamaz bir dağ ya da en az onun kadar iyi olması gereken bir figür haline getirir. Dizide Yavuz, keskin sınırları ve kontrolcü kişiliğiyle karşımıza çıkar. Bu kontrolcü tavır, babasının ülke yönetimindeki başarısızlığını görüp ipleri ele almak için babasını öldürmeye kadar gitmesiyle belirginleşir.

Süleyman’ın baba arketipinin bu şekilde gelişmesi, dizinin ilerleyen bölümlerinde aldığı kararları derinden etkiler. Sağlıksız bir baba arketipi, Süleyman’da mutlak otorite ve hâkimiyet düşüncelerini pekiştirir, çevresine güven konusunda problemler yaşamasına neden olur. Bu düşünceler, otoritesine karşı olduğunu düşündüğü her şeyden ve herkesten kurtulması gerektiğine inanmasına yol açar. Örneğin:

  • Süleyman’ın oğlu Şehzade Mustafa ile ilişkisi, bu arketipin etkisiyle trajik bir şekilde şekillenir. Babasına en çok benzeyen oğlu Mustafa’yı öldürtmesi, Süleyman’ın otoriteye olan takıntısının ve güvensizliğinin bir yansımasıdır.
  • Yavuz’u bilgili ve yüce bir padişah olarak görmesi, Süleyman’ın adalet anlayışını da şekillendirir, ancak bu anlayış, mutlak otorite arzusuna dönüşerek kararlarını etkiler.

Sonuç: Daha Sağlıklı Bir Baba-Oğul İlişkisi Mümkün müydü?

Eğer dizide Kanuni ile Yavuz Sultan Selim arasında daha sağlıklı bir baba-oğul ilişkisi olsaydı, Süleyman’ın baba arketipi daha dengeli bir şekilde gelişebilirdi. Bu, onun hem kendi kimliğini hem de çevresiyle ilişkilerini daha olumlu bir şekilde inşa etmesine olanak sağlayabilirdi. Belki de Süleyman, otoriteye olan takıntısı yerine daha empatik ve güven temelli bir liderlik sergileyebilirdi. Muhteşem Yüzyıl, bu açıdan, baba arketipinin bireyin psikolojisi ve kararları üzerindeki derin etkisini çarpıcı bir şekilde gözler önüne serer.

Kaynakça

  • Filomythos, “Analitik Psikolojide Anne ve Baba Arketipleri”, erişim tarihi: 18.05.2025, Analitik Psikolojide Anne ve Baba Arketipleri – FiloMythos | Felsefe, Mitoloji ve Sanatla Düşünen Bir Dünya.
Şüheda Kurt
Şüheda Kurt
Şüheda Kurt, psikolojik danışman, aile danışmanı ve yazar olarak kariyer sürecine başlamış bulunmaktadır. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik lisans eğitimini tamamlayan Kurt, özellikle oyun terapisi, aile danışmanlığı ve filial terapi (ebeveyn ve çocuk ilişkisi terapisi) alanlarında çalışmaktadır. Çocuk terapisi ve travma terapisi üzerinde uzmanlaşmak isteyen Kurt, psikoloji alanında gelişmeyi amaçlayıp bilgi ve deneyimlerini anlaşılır bir dilde yazmakta ve herkese yönelik içerek üretmeyi amaç edinmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar