Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Kumandanın, Kumandandan Alınması: Kuir Öznellik ve İktidarın Çöküşü

Bu makalede bir televizyon kumandasının hangi anlamlara gelebileceğini araştıracağız. Bazı insanlar objeler ya da olaylar hakkında derinlemesine düşünmekten kaçınırlar. Hatta bizler o anların, davranışların ya da nesnelerin anlamları üzerine sohbet açtığımızda, cümlelerimiz onlara abartılı gelebilir. Oysa önemsiz gibi görünen hemen her şeyin ardında derin anlamlar bulunur. Bunların farkında olursak eğer, daha saygılı, bilinçli kişiler olabilir ve varlığımızla çevremizin de olumlu anlamda dönüşmesine aracı olabiliriz. Çoğumuzun dile getirdiği üzere, günümüzde pek çok insan maalesef son derece yüzeysel hayatlar sürüyor. Bu durum kişilerin suçu olmasından çok, içine doğup büyüdüğü sistemle ilişkili. Yine de bu sistemi içeriden yani kendimizden başlayarak eritmek mümkün. Dolayısıyla bu metin boyunca, baskıcı sistemleri nesneler ve kimlikler aracılığıyla çözümleyecek, doğru eylem yollarını keşfedeceğiz.

Kumanda Metaforu ve İktidar

Kumanda (commander) sözcüğünün etimolojisine baktığımızda, komuta ve emir anlamlarıyla karşılaşırız. Metafor ise bir nesneyi ya da kavramı başka bir kavram veya nesneyle temsil etmek anlamındadır. Buna göre “kumanda metaforu” kontrol ve liderlik temsili içerir. Bir gün evin içinde küçük bir hareketle başlayan kriz, kumandanın yer değiştirmesi bile aslında yıllardır birikmiş, kimliksel ve yapısal bir çatışmanın son düğümü olabilir. Bu vesileyle vakti gelmiş bir kopuş gerçekleşebilir. Örneğin ebeveyn kimliğine kendisini çok kaptırmış bir insan, çocuğu rolündeki yetişkini, kaba kuvvetle veya çeşitli manipülasyonlarla kontrol altına almaya çalışıyor olabilir. Ne var ki otomatik bir biçimde meydana getirilen bu girişim, evladın dramanın farkına varmasıyla, artık işe yaramaz olur. Diğer bir açıdan bu, güç merkezli yapının çöküş anıdır, zorbayla eşleşen ebeveyn burada yalnızca bir sembole dönüşür. Evlat bağımsız bir kişi olarak oyunun farkına vardığında, kurban da ortadan kalkar.

Ne Anaerki Ne Ataerki: Kuir Psikoloji

Kuir (Queer) kelimesi tarihte aşağılayıcı bir anlamda kullanılırken, zamanla akademik bağlamda tercih edilmeye başlanır. Alışılmışın dışında, bozuk, tuhaf gibi anlamlara gelen bu kavram günümüzde düşünme ve pratik etme alanı olarak yeniden okunur. Kuir psikoloji ise psikolojinin kendisine de eleştirel tutumla yaklaşan bir epistemolojidir (bilgibilim). Kuir psikoloji özneyi sabit, evrensel bir şablonla kurmaz. Başka bir deyişle “birey” toplumsal normlar ve güç ilişkileriyle şekillenen tarihsel, ilişkisel, akışkan bir üretimden ibarettir. Daha açık konuşmak gerekirse, annelik, babalık, erkeklik, kadınlık, çocukluk gibi kimlikler nihai ya da doğal bir varoluşa sahip değildir. Bu sebeple bu kavramlardan herhangi birine tutunmak, onda sabitlenmek, yaşamın akışkanlığına ters düşmektedir. Öte yandan kuir bir farkındalık, tüm bu performans alanlarına mesafe alabildiğinden, söz konusu kimliklerle birlikte gelen iktidar oyunlarını içselleştirmez.

Bir gün bir ebeveyn, çocuğunun televizyon kumandasını önünden almasına yönelik agresif bir tutum sergiler. Bu kez yetişkin evlat, ebeveyninin dramasına, oyununa dahil olmamayı seçebilir ve tanınmamaya çalışılan özneleşmesini kendisi tayin eder. Postyapısalcı filozof Judith Butler’ın “cinsiyet performansı” ifadesinde de vurguladığı gibi, toplumsal cinsiyet kimlikleri sabit değildir ve tekrar eden pratiklerle üretilir. Babayla anne figürleri de bu anlamda “otorite” olmayı, her gün yeniden üretmek zorundadır. Fakat bu kurgusal üretim artık işlememektedir. Nitekim günümüzde “parmak sallamanın”, fiziksel veya psikolojik baskı yoluyla başkalarını kontrol altına almaya çalışmanın arka planında son derece sağlıksız dinamiklerin işlediğini biliyoruz. Küçük ölçekten büyük olana doğru dikkatimizi genişlettiğimizde, aile içerisinde üretilen duygusal veya fiziksel şiddet döngüsünün, büyük ölçektekiyle aynı olduğunu seçebiliyoruz. Ne de olsa bireyler toplumun temsilidirler. Bu temsiller kendilerine biçilen sığ rolleri fark ettikçe özgürleşerek, diğerlerinin de özgürleşmesine alan açabilmektedirler.

Kumandanın Kontrolünden Çıkmak

Gün içerisinde çeşitli kimliklere bürünen kişiler, çevrelerindekiler değiştikçe onlara göre tavır alırlar. Örneğin partneri yokken evladına yönelik yapıcı tutumlar sergileyen bir ebeveyn, partnerine şov yapmak, onun ilgisini çekmek için evladını kullanabilir. Bir aile bireyi, elle tutulur hiçbir neden yokken, bir diğerini kavga etmek için tahrik etmeye çalışabilir. Bunun nedeni kendisini ait hissettiği kimlik pozisyonunu koruma arzusudur. Aile bireyi, ebeveyn iktidarını bir gösteriyle sürdürmeye çalışsa da bu çaba, aslında iktidarın kırılganlığından meydana gelir. Normatif algılara meydan okuyacak kadar onları ciddiye almayan kuir bir yaklaşımda, evin en yüksek gelirli kişisi değil, maddi ve manevi, bir şekilde o alana katkı sağlayan, emek veren herkes karşılıklı tanınmaya değerdir. Kuir anlayışta, karar hakkı ne tek başına ekonomik güce, ne cinsiyete, ne yaşa, ne de toplumsal rol etiketlerine dayanır. Söz hakkı, ilişkisel emeğin eşitliğine ve karşılıklı tanınmaya dayanır.

Klasik psikanaliz (Freud, Lacan), cinselliği ve kimliği ikili perspektiflere göre ele alır. Ancak Butler gibi kuir teorisyenler ve Diana Fuss, Tim Dean gibi psikanalistler bu yaklaşımı (binary) sorgular. Örneğin geleneksel aile yapılarının ötesinde bir kuir öznenin meydana gelişini araştırırlar. Buna göre ebeveynlik veya partnerlik gibi dinamikler normatif kalıpların ötesine geçebilir. Bu anlatının çöküşüyle birlikte kontrol altına alınmaya çalışılan kişiler, gruplar, iktidar mekanizmalarının temsilcilerine mesafe almayı başarırlar. Böylece yeni bir özneleşme açığa çıkar. Butler’ın tanımıyla bir “disidentification” anıdır. Yani var olan kimlik kategorisinden çıkıp, o kategoriden taşan otantik bir varoluş açığa çıkar. Gerçek kopuşlar dramatik sahnelemelerle değil, direnci bırakmakla, oyundan çekilmekle gerçekleşir. Buna bir isyan demek doğru olmaz, bir istifa anıdır. Kimlikten, rolden, yükten istifa. Ve artık evde ne kumandanın yeri önemlidir, ne de faturanın tutarı. Çünkü bu ev artık iktidarın evi değil; özgürlükle vedalaşılan bir yerdir. Bizler doğmadan önce şekillendirilmiş aidiyetleri bırakmak, bir kopuş değil, bir yeniden oluş hâlidir.

Kaynakça

Fuss, D. (1995). Identification Papers: Readings on Psychoanalysis, Sexuality, and Culture. Routledge.

Butler, J. (1997). The Psychic Life of Power: Theories in Subjection. Stanford University Press.

Ejder Atlas Akmaner
Ejder Atlas Akmaner
Ejder Atlas Akmaner, çok branşlı (multidisipliner) danışman ve yazar olarak, felsefi, psikolojik ve somatik danışmanlık alanlarında kapsamlı deneyime sahiptir. Arkeoloji ve felsefe lisansını çift ana dal, karşılaştırmalı edebiyat yüksek lisansını tezli olarak tamamlamıştır. Dünyanın önde gelen platformlarından aldığı eğitimlerle, logoterapi, zen terapi, terapötik felsefe, sanat ve bütünleştirici beden-zihin eğitimi (mindfulness, yoga, qigong) alanlarında uzmanlaşmıştır. Akademik çalışmalarına devam eden Akmaner, internet sitesi Ejderhane ve uluslararası dijital platformlar aracılığıyla danışanlarına ve okuyucularına ulaşıyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar