Çocukluk dönemi, bireyin kendisi ve çevresiyle ilgili inançlarının oluşmaya başladığı, kişilik gelişimi açısından oldukça önemli bir süreçtir. Bu dönemde edinilen yaşantılar, çocuğun olayları nasıl algılayacağını ve yorumlayacağını büyük ölçüde şekillendirir. Ancak çocukların bilişsel olgunluk düzeyleri henüz gelişim aşamasında olduğu için, yaşadıkları olayları bazen olduğundan farklı veya abartılı biçimde değerlendirebilirler.
Otomatik düşünceler, bireyin zihninde bir olay karşısında kendiliğinden ortaya çıkan, genellikle kısa, hızlı ve değerlendirilmemiş bilişlerdir (Beck, 1976). Bu düşünceler çoğu zaman farkında olunmadan oluşur ve kişinin duygularını, davranışlarını güçlü biçimde etkiler (Beck, 1995). Çocuklarda bu tür düşünceler, yaşadıkları olayları yorumlama biçimlerini doğrudan etkileyebilir.
Beck’in Bilişsel Kuramı ve Duygusal Tepkiler
Beck’in bilişsel kuramı, duygusal tepkilerimizin olayların kendisinden çok, onlara yüklediğimiz anlamla belirlendiğini vurgular (Beck, 1976). Bu nedenle, bir çocuk “Hata yaparsam başarısızım” ya da “Kimse benimle oynamak istemiyor” gibi düşünceler geliştirdiğinde, bu yorumlar zamanla olumsuz otomatik düşüncelere dönüşebilir (Schniering & Rapee, 2002).
Bu tür düşünceler, çocuğun kendine olan güvenini zedeleyebilir ve zamanla kaygı ya da depresyon gibi duygusal sorunlara zemin hazırlayabilir (Muris et al., 2008). Araştırmalar, çocuklarda görülen olumsuz otomatik düşüncelerin çoğunlukla başarısızlık, reddedilme veya tehdit temaları etrafında şekillendiğini göstermektedir (Hogendoorn et al., 2010).
Bu nedenle bu düşüncelerin erken dönemde fark edilmesi ve dönüştürülmesi, psikolojik dayanıklılığın gelişimi açısından oldukça değerlidir.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Olumsuz Düşünceler
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), çocuklarda olumsuz otomatik düşüncelerle çalışmada sık kullanılan ve etkinliği kanıtlanmış bir yöntemdir. Bu yaklaşım, bireyin düşünce, duygu ve davranış arasındaki bağlantıyı fark etmesini sağlar ve işlevsiz düşüncelerin yerine daha gerçekçi alternatiflerin yerleştirilmesine yardımcı olur.
Çocuklarla yapılan BDT uygulamalarında ilk adım genellikle düşünceleri fark etme becerisi kazandırmaktır. Çünkü birçok çocuk, zihninden hızla geçen bu düşüncelerin farkında değildir (Hudson et al., 2015).
Terapilerde çocuklardan, gün içinde yaşadıkları olumsuz durumlar sonrasında akıllarına gelen düşünceleri yazmaları istenir.
Örneğin, “Arkadaşım bana gülmedi, demek ki beni sevmiyor” gibi bir düşünce, gerçek bir kanıta dayanmayan bir olumsuz otomatik düşünce olarak ele alınır.
Terapist bu noktada çocuğa, bu düşüncenin bir yorum olduğunu fark ettirir ve “Bu düşünceyi destekleyen bir kanıt var mı?” veya “Başka bir şekilde düşünebilir miydin?” gibi sorularla çocuğun düşünceyi sorgulamasını sağlar (Kendall, 2012).
Çocuklara Uygun BDT Teknikleri
Uygulamada kullanılan teknikler çocuğun yaşına ve bilişsel gelişim düzeyine göre uyarlanır.
Özellikle küçük yaş gruplarında “Düşünce Dedektifi”, “Gerçek mi, Tahmin mi?” veya “Zihin Bulutu” gibi oyunlaştırılmış etkinlikler tercih edilir (Friedberg & McClure, 2015).
Bu yöntemler sayesinde çocuk, kendi düşüncelerini daha kolay fark eder ve alternatif bakış açıları geliştirmeyi öğrenir.
Türkiye’de Yapılan Araştırmalar ve Ölçekler
Türkiye’de yapılan bazı araştırmalar da BDT’nin çocuklarda olumsuz düşünceleri azaltmada etkili olduğunu ortaya koymuştur.
Atalan-Ergin ve Kapçı (2013) tarafından geliştirilen Çocukların Otomatik Düşünceleri Ölçeği (CATS), bu tür düşüncelerin ölçülmesinde güvenilir bir araç olarak kullanılmaktadır.
Ölçekle yapılan çalışmalar, olumsuz düşüncelerin azalmasının çocukların özsaygısında ve kaygı kontrolünde belirgin bir iyileşme sağladığını göstermiştir.
Erken Müdahale ve Dayanıklılık Gelişimi
Çocukluk dönemi, bireyin kendine ve çevresine ilişkin temel inançlarını oluşturduğu bir gelişim sürecidir.
Bu dönemde şekillenen olumsuz otomatik düşünceler, çocuğun benlik saygısını, duygusal dengesini ve sosyal ilişkilerini derinden etkileyebilir.
Bilişsel Davranışçı Terapi, çocukların bu düşünceleri fark etmelerini, sorgulamalarını ve daha işlevsel alternatiflerle değiştirmelerini sağlayarak etkili bir müdahale yöntemi sunar.
Çocuklarla çalışan terapistlerin ve eğitimcilerin, bilişsel farkındalığı destekleyen etkinlikleri günlük uygulamalara entegre etmeleri, çocukların psikolojik dayanıklılığını güçlendirecektir.
Düşüncelerini Fark Eden Çocuk, Hayatını da Fark Eder
Bir çocuğun zihninden geçen bir düşünce, bazen bir dünyanın şekillenmesine neden olabilir.
“Kimse beni sevmiyor” ya da “Başaramayacağım” gibi kısa cümleler, bir çocuğun kendine bakışını yıllarca belirleyebilir.
Oysa doğru bir yönlendirme, bu düşüncelerin sadece “bir yorum” olduğunu fark ettirebilir.
Çocuklara düşüncelerini tanımayı, sorgulamayı ve yeniden çerçevelemeyi öğretmek; onların gelecekteki duygusal gücünü inşa etmek demektir.
Düşüncelerini fark eden bir çocuk, hayatını da fark eder.
Kaynakça
Atalan-Ergin, D., & Kapçı, E. G. (2013). Çocukların otomatik düşüncelerini değerlendirme: Çocukların Otomatik Düşünceleri Ölçeği’nin Türkçe uyarlaması. Türk Psikoloji Dergisi, 28(72), 37–49.
Beck, A. T. (1976). Cognitive therapy and the emotional disorders. New York: International Universities Press.
Friedberg, R. D., & McClure, J. M. (2015). Clinical practice of cognitive therapy with children and adolescents: The nuts and bolts. New York: Guilford Press.
Hogendoorn, S. M., Prins, P. J. M., Vervoort, L., Wolters, L. H., Nauta, M. H., Hartman, C. A., … & Boer, F. (2010). Negative cognitive errors in children: The role of anxiety, negative affect, and cognitive development. Journal of Behavior Therapy and Experimental Psychiatry, 41(2), 158–164.
Hudson, J. L., Rapee, R. M., Deveney, C., Schniering, C. A., Lyneham, H. J., & Bovopoulos, N. (2015). Cognitive–behavioral treatment versus an active control for children and adolescents with anxiety disorders: A randomized trial. Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, 54(5), 433–444.
Kendall, P. C. (2012). Cognitive therapy with children and adolescents: A casebook for clinical practice. New York: Guilford Press.
Muris, P., Meesters, C., & van den Berg, S. (2008). Internalizing and externalizing problems as correlates of self-reported cognitive failures in children. Journal of Behavior Therapy and Experimental Psychiatry, 39(4), 392–401.
Schniering, C. A., & Rapee, R. M. (2002). Development and validation of a measure of children’s automatic thoughts: The Children’s Automatic Thoughts Scale. Behaviour Research and Therapy, 40(9), 1091–1109.