Ebeveynlik, sadece çocuğu tanımaya çalışmak değil bazen de kendini yeniden keşfetmektir. Bazen çocuğun bir bakışı, bir isyanı ya da suskunluğu, ebeveynin kendi geçmişinden yankılar taşır. Bu yankılar, bir çocuğun davranışında görünenin ötesini fark etmeye davettir. Bu noktada devreye giren mindfulness yani bilinçli farkındalık, ebeveynin hem kendi iç dünyasını hem de çocuğun duygusal ihtiyaçlarını sezgisel bir açıklıkla görmesini sağlar.
Mindfulness, ebeveynin yalnızca düşüncelerini düzenlemesini değil, aynı zamanda bedeninde yükselen duygusal tepkileri de fark etmesini sağlar. Bu duyumsal farkındalık, ebeveynin çocuğa karşı daha kapsayıcı, anlayışlı ve dengeli bir şekilde yaklaşmasına alan açar. Bir anlamda, çocuğun yaşadığı fırtınada ebeveynin kendini merkeze alabilmesini ve böylece birlikte sükûnete yaklaşabilmelerini mümkün kılar.
Son yıllarda yapılan araştırmalar, bilinçli farkındalıklı ebeveynlik uygulamalarının hem ebeveyn stresini azalttığını hem de çocukların psikolojik iyilik hâlini artırdığını göstermektedir (Burgdorf, Szabó & Abbott, 2019). Bu yazı, mindfulness becerilerinin ebeveynlik sürecindeki rolünü, çocukların duygusal gelişimine etkilerini ve özellikle zorlayıcı anlarda nasıl bir kılavuz olabileceğini bilimsel bir perspektifle ele almaktadır.
Zor Anlarda Mindfulness ile İçsel Gözlem
Zorlayıcı anlarda bir çocuğun öfke patlaması, ödev yapmayı reddetmesi ya da ağlama krizleri ebeveynin zihinsel ve duygusal kaynaklarını hızla tüketebilir. Bu tür anlarda bilinçli farkındalık, otomatikleşmiş tepki kalıplarını durdurmak ve yeni bir yanıt yolu açmak için güçlü bir araçtır. Stresli anlarda kendine “Şu anda ne hissediyorum?” diye sorabilmek, ilk adımı atmak demektir. Bu farkındalıkla birlikte dikkat nazikçe bedene, nefese yönelir. Göğsün yükselip alçalması, omuzlardaki gerginlik ya da ellerin sıkılığı fark edildikçe zihnin sis bulutu dağılmaya başlar.
Ebeveyn, bedensel farkındalığıyla birlikte çevresini daha açık bir dikkatle algılamaya başlar. Çocuğun yüz ifadesi, göz temasından kaçışı, ses tonundaki titreme ya da hareketlerindeki hız, davranışın arkasındaki duygusal ihtiyaca dair ipuçları sunar. Bu noktada dikkat artık yalnızca davranışın yüzeyinde değil; o davranışı mümkün kılan iç dünyaya çevrilmiştir. Artık eyleme geçmeden önce bir seçim yapma alanı doğmuştur. Bu noktada ebeveyn, ya kendi geçmişinden gelen yargılayıcı kalıplarla hareket eder ya da anda kalarak mindfulness ile bir yanıt oluşturur.
Bu yanıt, çocuğun da kendi duygularını düzenlemesini kolaylaştırır. Çünkü duyulan ve görülen çocuk, yalnızca davranışlarıyla değil, tüm varlığıyla kabul gördüğünü hisseder.
Bilinçli Farkındalıkla Ebeveynlik: Bilimin ve Şefkatin Kesişimi
Mindfulness, kişinin anı yargılamadan ve kabul ederek deneyimlemesidir (Kabat-Zinn & Kabat-Zinn, 1997). Ebeveynlik bağlamında bu beceri, özellikle stresli anlarda tepkisel değil, farkındalıklı tepkiler vermeyi sağlar. Ebeveyn yalnızca çocuğun davranışına değil, kendi içsel süreçlerine de dikkat yöneltmiş olur.
Duyguları anlamak, hem ebeveynin kendi iç dünyasına alan tanımasını hem de çocuğun duygularına karşı açık, kapsayıcı ve yargısız bir şekilde ayna tutmasıyla olur. Bu ayna, çocuğun duygularını tanımlamasına, düzenlemesine ve güvenle ifade etmesine zemindir.
Yapılan araştırmalara göre, mindfulness uygulamaları ebeveynlerde stres, kaygı ve öfke düzeylerini azaltırken; çocuklarda duygusal düzenleme, dikkat ve özdenetim gibi becerilerin gelişmesine katkı sağlamaktadır (Burgdorf et al., 2019). Aynalama becerisi üzerine yapılan çalışmalarda, ebeveynin kendi duygusal örüntülerini fark etmesinin, çocuğunun duygusal tepkilerini daha doğru yorumlamasına yardımcı olduğu gösterilmiştir (Siegel, 2012).
Bu farkındalığı desteklemek için “Çocuğum tıpkı benim gibi…” cümlesiyle başlayan kısa öz-yansıtma pratikleri önerilebilir. Örneğin: “Tıpkı benim gibi yoğunlukta bunalmış olabilir” ya da “Benim gibi o da beklenmedik değişimlerde zorlanıyor.” Bu tür cümleler, ebeveynin içsel aynasını berraklaştırabilir. Ayrıca “Duygu Bulutu” oyunu gibi günlük rutinler, çocukların içsel dünyalarına hem eğlenceli hem de bilinçli farkındalık temelli bir pencere açar. Akşamları “Bugün iç hava durumun nasıldı?” gibi metaforik bir soruyla günün duygusal özeti yapılabilir. Çocukların duygularını kelimelere dökmesi desteklenirken, ebeveyn de kendi içsel sürecini bu diyaloğa dahil edebilir.
Uygulama Önerileri
- İç sesiniz sizi eleştiriyorsa, nazik bir dil geliştirin. Kendinize “Bu an zorlayıcıydı ama elimden geleni yapıyorum” demeyi deneyin.
- Zorlanmak insana dairdir. Sadece siz değil, tüm ebeveynler zaman zaman tükenir, tüm çocuklar zorlanabilir. Bu bilinci taşımak, yalnızlık hissini azaltır.
- Kendi duygularınızı fark edip kabul edin. Böylece çocuğunuzun duygularına da daha kolay alan tanıyabilirsiniz.
- Mindfulnessla yeme, beden tarama, duygu günlüğü gibi egzersizlerle bu becerileri destekleyin (Brown & Ryan, 2003).
- Çocuğunuzla konuşurken göz teması kurun, tüm dikkatinizi ve mevcudiyetinizi verin.
- Her davranışın ardında karşılanmamış bir ihtiyaç vardır. Mücadele eden bir çocuk gördüğünüzde ona alan açın.
Sonuç
Mindfulness becerileri, ebeveynlik sürecini derinleştiren bir araçtır. Ebeveyn kendi iç sesini duyduğunda, çocuğun sesini de daha berrak duyar. Bilinçli farkındalıkla yaşanan her temas, ebeveynin hem kendine hem de çocuğuna daha güvenli bir alan sunmasını sağlar. Hatırlayalım ki, çocukla sağlıklı bir bağ kurmanın yolu, önce kendimizle bağ kurmaktan geçer.
Kaynakça
- Brown, K. W., & Ryan, R. M. (2003). The benefits of being present: Mindfulness and its role in psychological well-being. Journal of Personality and Social Psychology, 84(4), 822–848.
- Burgdorf, V., Szabó, M., & Abbott, M. J. (2019). The effect of mindfulness interventions for parents on parenting stress and youth psychological outcomes: A systematic review and meta-analysis. Frontiers in Psychology, 10, 1336.
- Kabat-Zinn, M., & Kabat-Zinn, J. (1997). Everyday Blessings: The Inner Work of Mindful Parenting. Hyperion.
- Siegel, D. J. (2012). The Whole-Brain Child: 12 Revolutionary Strategies to Nurture Your Child’s Developing Mind. Delacorte Press.