Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

İçimizdeki Eleştirmen: Talepkâr İç Seslerle Başa Çıkmak

Hepimizin zihninde zaman zaman bir ses belirir. Belki bir sınavdan sonra, belki bir toplantıda konuşamadığımızda ya da sadece bir gün dinlenmek istediğimizde. Bu ses genellikle yargılayıcı bir tonda konuşur: “Daha iyisini yapmalıydın”, “Bu kadarla yetinemezsin”, “Yetersizsin”. Hataya ve kusurlara tahammül edemeyen bu ses, talepkâr iç ses olarak adlandırılır. Aslında içsel eleştirmen de diyebiliriz ona. Genellikle yüksek beklentiyle konuşan, eleştiren ve tatmin olmayan bu ses, çoğu zaman kendimize yönelttiğimiz içsel baskının bir ifadesidir. Zamanla benliğimizin bir parçası haline gelir. Hatta o kadar içselleşmiştir ki, onun bizimle konuştuğunu değil, sanki biz öyle düşünüyormuşuz gibi hissederiz. Bu ses motive edici gibi görünse de çoğu zaman yıkıcı bir etki yaratır. Motivasyon kaynağından çok bir yüke dönüşür. Peki, bu ses neden bizimle ve neden bu kadar baskın? Nereden geliyor? Onunla baş etmenin bir yolu var mı?

Talepkâr İç Sesin Doğası

Bireyin kendisine yönelik yüksek beklentileri taşıdığı ve hep daha iyisini yapmasını söyleyen talepkâr iç ses, mükemmeliyetçi, eleştirel ve çoğu zaman acımasızdır. Bize sürekli “yeterli değilsin” mesajı verir. Bu sesin kökeni değişkenlik gösterebilir. Bazen başarı odaklı bir aile ortamında yetişmek, bazen toplumsal normlar, bazen de içselleştirdiğimiz bir öğretmen veya ebeveyn otorite figürlerinden. Zamanla bu dış sesler, içselleşerek kendi benliğimizin bir parçası haline gelir. İlginç olan şu ki, bu içsel eleştirmenin amacı çoğu zaman bizi korumaktır. Başarısız olmaktan, reddedilmekten ya da dışlanmaktan korktuğumuz için bu sesi dinleriz ve hep fazlasını yapmaya çalışırız. Ancak bu koruma şekli zamanla kontrol edici ve baskılayıcı bir hale gelir.

Talepkâr iç ses, belli ölçülerde bizi hedeflerimize yönlendirip disiplinli kalmamıza yardımcı olabilir. Ancak bu sesin tonu ve sıklığı değiştiğinde, yani her an devrede olup bizi rahat bırakmadığında, sağlıklı sınırları aşar. Örneğin, bir iş sunumunda hata yaptıktan sonra “Bir dahaki sefere daha dikkatli olmalıyım” demek yapıcı bir ses örneğidir. Ancak “Ne kadar beceriksizsin, bu işi de batırdın, kimse seni ciddiye almayacak” gibi cümleler, talepkâr iç sesin yıkıcı yönünü gösterir. Zararlı hale gelen içsel eleştirmen, motivasyon kaynağı olmaktan çıkar ve bir engele dönüşür. Yaptığımız hiçbir şeyden tatmin olamamamıza ve başardıktan sonra bile rahatlayamamamıza yol açar. Zihnimizdeki bu eleştirmen, ne yazık ki asla tam anlamıyla tatmin olmaz.

Talepkâr İç Ses’in Uzun Vadeli Etkileri

Uzun vadede talepkâr iç sesin etkileri, sadece ruh sağlığımızı değil, yaşam kalitemizi de etkiler. Sürekli kendimizi yargılamak, özgüvenimizi zayıflatır. “Yeterince iyi değilim” inancı zamanla içselleşir ve bizi geri çekilmeye, risk almamaya, daha az görünmeye iter. Bu durum, mükemmeliyetçiliğe eğilimli kişilerde daha yoğun görülür. Sürekli daha fazlasını yapma baskısı, kişiyi kaygı ve tükenmişlik gibi durumlara itebilir. Kimi zaman talepkâr iç ses o kadar baskın hale gelir ki dinlenmek bile suç gibi gelebilir. Oysa sağlıklı bir içsel ses, destekleyen, sabırlı ve esnektir. Eleştiriden ziyade yol gösterir.

Talepkâr İç Ses’in Kaynağı

İnsan doğduğunda kendine eleştirel yaklaşmaz. Zamanla bunu yapmayı öğreniriz. Çocukken duyduğumuz cümleler, karşılaştığımız tutumlar ve toplumsal roller, bu iç sesleri şekillendirir. “Sen akıllı bir çocuksun, hep en iyisini yaparsın” gibi iyi niyetli görünen cümleler bile çocukta beklenti ve performans baskısı yaratabilir. “Daha bunu yapamadın, büyüyünce ne yapacaksın?” gibi eleştirel ve tehditkar cümleler de talepkâr iç sesin temellerini atabilir.

Bu sesin kime ait olduğunu sorgulamak önemlidir. Gerçekten bizim kendi düşüncemiz mi, yoksa çocukken duyduğumuz bir ebeveyn sesi mi? Belki bir öğretmen veya toplumun beklentisi mi konuşuyor içimizde? İçsel eleştirmenimizi tanımak, onu dönüştürmenin ilk adımıdır.

Talepkâr İç Sesle Sağlıklı Bir İlişki Kurmak

Talepkâr iç sesi yok etmek tamamen mümkün olmasa da, onunla ilişkimizi dönüştürmek mümkündür. İşte bazı öneriler:

  • Farkındalık Geliştirmek: İç ses devreye girdiğinde bunu fark edin. “Şu an içsel eleştirmen konuşuyor” demek, onunla aranıza mesafe koyar.
  • Dili Yumuşatmak: İç ses “Yetersizsin” dediğinde, siz ona “Zorlandığım bir dönemden geçiyorum ama elimden geleni yapıyorum” gibi daha kabul edici bir yanıt verebilirsiniz.
  • Kendine Şefkat Göstermek: Yakın bir arkadaşınıza söylediğiniz cümleleri düşünün. Aynı cümleleri kendinize de söyleyebiliyor musunuz? Çevrenize karşı gösterdiğiniz nezaketi ve kendine şefkati kendinize de gösterin.
  • Beklentileri Gözden Geçirmek: Gerçekçi olmayan hedefler, talepkâr iç sesi daha da güçlendirir. “Mükemmel” yerine “yeterince iyi” kavramını benimsemek, iç huzuru destekler.
  • Destek Almak: Bu sesin çocukluktan gelen derin izleri olabilir. Bir uzmandan destek almak, bu sesi tanımak ve dönüştürmek konusunda kalıcı adımlar atmanıza yardımcı olur.

Sonuç: O Ses Her Zaman Konuşacak Ama Onu Kim Dinleyecek?

İçimizdeki eleştirmen belki tamamen susmayabilir. Ancak ona ne kadar alan verdiğimiz, onu ne kadar ciddiye aldığımız bizim elimizde. Kendimize daha kendine şefkatli, daha anlayışlı bir iç sesle yaklaşmak, sadece psikolojik iyi oluşumuzu değil, hayatla kurduğumuz ilişkiyi de dönüştürür. Unutmayın, en iyi versiyonunuz; hatalarınızla, molalarınızla ve kendi gerçeğinizle var olan halinizdir.

Ceren Kurt
Ceren Kurt
Psikolojik Danışman Ceren Kurt, Ege Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden mezun olmuştur. Lisans süreci boyunca okul öncesi kurumlarda, okullarda, psikolojik danışmanlık merkezlerinde ve özel eğitim kurumlarında stajlar yapmıştır. Mezun olduktan sonra kolejlerde "Okul Psikolojik Danışmanı" olarak çalışmıştır. Şema Terapi, Oyun Terapisi, Kriz ve Yas Terapisi, Filial Terapi, Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi, Aile Danışmanlığı, Türkçe Prep, Çocuk Değerlendirme ve Dikkat Testleri gibi çeşitli eğitimleri tamamlamıştır. Aynı zamanda Ege Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Tezli Yüksek Lisans Programı'nda tez çalışmasını sürdürmektedir. Şu anda kurucu ortağı olduğu danışmanlık merkezinde çocuk/ergen ve yetişkinlerle psikolojik danışmanlık hizmetlerine devam etmektedir. Ayrıca ruh sağlığı alanındaki yazılarıyla geniş kesimlere ulaşarak fayda sağlamayı amaçlayan yazar, sosyal medyada içerik üretmekte ve ruh sağlığını güçlendirici çalışmalar hazırlamaya devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar