Salı, Kasım 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Her Defasında Aynı Kişiyi Farklı Yüzlerle Seçmek: Tekrarlayan İlişki Döngülerinin Psikolojisi

Hiç kendini “bu defa başka” dediğin bir noktada yine aynı hayal kırıklığında buldun mu?
Sana iyi gelmediğini bildiğin bir yerde kalmakta ısrarcı oldun mu?

Bazı insanlar, geçmişte deneyimledikleri ilişki dinamiklerini farklı yüzlerde yeniden bulurlar.
İnsanlar değişir ama hikâye hep aynıdır:
Yine duyulmazlar, yine anlaşılmazlar ve yine aynı yerden yaralanırlar.

Yaşadıkları her ilişki, o tanıdık hissi peşi sıra getirir.
Peki bu bir tesadüf müdür, yoksa psikolojinin ince bir oyunu mudur?

Bu sorunun cevabı birkaç farklı psikolojik dinamik altında incelenebilir.

Affetmediğimiz Geçmişin Yükü

Affetmek, psikolojik sağlığa fayda sağlayan duygu odaklı bir başa çıkma stratejisidir (Worthington & Scherer, 2004).
Ama aynı zamanda birçok insana ağır gelen bir eylemdir.

Bazen hiç hak etmediğimiz bir muamelenin muhatabı oluruz ve bunun sonucunda derin bir kırgınlık hissiyle baş başa kalırız.
Bu kırgınlık büyüdükçe affetmeye olan direncimiz artar.
Sanki affetmek, geçmişte bize yaşatılanları onaylamak ve kendimize ihanet etmek gibi gelir.

Oysaki affetmek, karşımızdakiyle ilgili bir mesele değildir.
Affetmek bizi özgürleştirir.
Geçmişte yaşanan kırgınlığı bilinçdışımıza hapsetmek yerine serbest bırakmak, omuzlarımızdaki ağır yükten kurtulmaktır.
Affetmek, kendimize uzattığımız bir yardım elidir.

Affetmediğimiz her olay, bilinçdışımızda varlığını sürdürür.
Yürüdüğümüz her yolu kendisiyle birlikte yürütür.
Böylece kurduğumuz her bağda kendine bir beden bulur.

Eksik Kalanı Tamamlama İhtiyacı

Psikoloji literatüründe bu durum “tekrarlama kompulsiyonu” ya da bilinçdışı tekrar etme eğilimi olarak tanımlanır.
Çocukluk döneminde bizden esirgenen her duygu, bilinçdışımızda tamamlanmayı bekleyen bir döngü olarak kalır.
Ve bilinçdışımız bu döngüyü onarmaya çalışır — yaraya müdahale eder gibi, telafi yolları arar.
Ama bunu yaparken, o eksik kalan deneyimi farklı farklı insanlar üzerinden yeniden tekrarlar.

Örneğin, çocukluk döneminde ebeveyninden takdir görmemiş ve hiçbir zaman yeterli hissettirilmemiş bir birey, yetişkinlikte onay bekleyeceği insanlarla ilişki kurar.
Bu defa onaylanmayı, takdir görmeyi umar.
Çünkü bu duygular, içinde bir boşluk olarak yıllar boyu varlığını sürdürür ve her boşluk dolmak ister.

Bir başka örnek olarak; eşlerin birbirine olan tutumu da çocuk için sevgi tanımı oluşturmada büyük bir rol oynar.
Bu dönemde tanık olunan ebeveyn ilişkisinin kalitesi, ilerideki ilişki biçimlerinin en önemli belirleyicisidir (Amato & Booth, 2001).

Eğer baba figürü anneye karşı iyi bir eş profili değilse, anne mutsuzsa ve babadan anneye sağlıklı bir sevgi akışı olmuyorsa; kişi yetişkinlikte babasına benzeyen ama bu kez “onu değiştirebileceğine” inandığı erkeklere yönelir.
Aslında bu, geçmişte yapamadığını bugün onarma çabasıdır.

“Hikâye aynı hikâye ama bu defa sonu farklı bitecek.”

Oysaki burada yapılan şey yalnızca geçmişi tekrar sahnelemektir.

Çocuklukta Öğrenilen Sevgi Biçimleri

Çocukluk çağında bize sergilenen ebeveynlik tutumları, yetişkinlikte kurduğumuz duygusal ilişkileri şekillendirir.

Örneğin, babası tarafından özgürlüğü sürekli kısıtlanan, baskı kültürüyle büyümüş, sürekli eleştirilen ve bu davranışların altı “bunları seni sevdiğim için yapıyorum” cümlesiyle doldurulan bir çocuk, yetişkinlikte partnerinde aynı tutumu arar.

Ona değer veren, incitmeden seven, kısıtlamak yerine destek olan birini değil;
eleştirildiği, örselendiği, kısıtlandığı yere çekilir.

Garip gelir değil mi?
Geçmişte seçemediği ama maruz kaldığı travmaları, gelecekte kendi eliyle neden seçer insan?

Çünkü “seni sevdiğim için yapıyorum” cümlesiyle ilişkilendirilen her davranış, çocuklukta sevginin tanımı haline gelmiştir.
Ve bu tanım gelecekte de anlamını sürdürür.

Böyle bir kişi, partnerinde baskı ya da kıskançlık görmediğinde “sevilmiyorum” hissine kapılabilir.
Çünkü onun bilinçdışında sevgi hâlâ acı verici ve kısıtlayıcı bir deneyimle eşleşmiştir.

Bu yüzden sürekli olarak benzer türde insanlara yönelir; çünkü artık bu, onun duygusal konfor alanıdır.
Acı verici de olsa konfor alanı haline getirdiğimiz duyguları ararız yaşamda.

Tanıdık acılar, bilinçdışı düzeyde bizim için güvenli bir limanken,
farklı tutumlar kaygı ve endişe hissiyle eşleşir.
İnsan zihni, tanıdık olmayanı tehdit olarak algılamaya eğilimlidir.

Döngüyü Kırmak Mümkün mü?

Evet, mümkündür.
Ama bu, yüksek bir farkındalık düzeyi gerektirir.

Bağlanma stillerimizi fark etmek, farklı ilişki kalıplarını deneyimlemek, bilinçli farkındalık geliştirmek ve profesyonel destek almaktan çekinmemek;
tanıdık acıların yerini sağlıklı, karşılıklı güvene dayalı ilişkilerle değiştirmemize olanak tanır.

Bu perspektiften bakıldığında, geçmişte maruz kalınan kalıpların gölgesinde yaşamak bir zorunluluk değildir.
Kişi farkındalıkla kendisini huzursuz eden ilişkileri çözümleyebilir, onların etkisinden kurtulabilir ve bundan sonraki yaşamında tatmin edici, güven verici ve kendisine iyi gelen bağlara yönelebilir.

Kaynakça

Worthington, E. L., Jr., & Scherer, M. (2004). Forgiveness is an emotion-focused coping strategy that can reduce health risks and promote health resilience: Theory, review, and hypotheses. Psychology & Health, 19(3), 385–405.
https://doi.org/10.1080/0887044042000196674

Amato, P. R., & Booth, A. (2001). The legacy of parents’ marital discord: Consequences for children’s marital quality. Journal of Personality and Social Psychology, 81(4), 627–638.
https://doi.org/10.1037/0022-3514.81.4.627

Gamze Güney
Gamze Güney
Gamze Güney, Haliç Üniversitesi Psikoloji Bölümü 3. sınıf öğrencisidir. Aktif olarak gönüllülük faaliyetlerinde yer almakta ve mesleki gelişimine katkı sağlamak amacıyla farklı sahalarda staj deneyimleri kazanmaktadır. Klinik psikolojiye duyduğu ilginin yanı sıra, psikolojide alternatif yöntemler ve çocuk odaklı terapi yaklaşımlarını yakından takip etmektedir. “Yazmak, benim için ruh doygunluğuma sebep” diyen Güney, akademik gelişimini sürdürürken psikolojiyi geniş bir bakış açısıyla ele almayı ve yazıları aracılığıyla alana katkı sunmayı amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar