Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

“Hayır” Demeyi Öğrenmek: Sınır Koymanın Psikolojisi

Geçen gün Gabor Maté’nin seminerine katıldım ve orada kendisi, Beden “Hayır” Dediğinde adlı kitabında konu aldığı, “hayır” diyememenin ve sınır koyamamanın fiziksel ve ruhsal sağlığımız üzerindeki etkilerinden bahsetti. Maté, özellikle hayır diyememenin bizi çeşitli sağlık sorunlarına, hatta kronik hastalıklara nasıl sürükleyebileceğini vurguladı. Hayır diyememek, göründüğünden çok daha büyük bir sorundur; çünkü strese yol açar. Bu yazımda, sınır koymayı neden bu kadar zor bulduğumuzu, sınırlarımızı nasıl koruyabileceğimizi ve sınır koymanın sağlık açısından ne kadar önemli olduğunu inceleyeceğim.

Sınır Koymanın Gücü: “Hayır” Diyebilmek

Bize yapılmasını istemediğimiz veya bizim yapmayı istemediğimiz durumlara “hayır” diyebilmek, bize kendi yapmak istediklerimize “evet” deme alanı açar. Bu da özgürlük alanımızı genişletir ve ruhsal sağlığımıza katkı sağlar. Hayır diyebilmek, bir seçimdir ve kendimize bu seçimi yapma hakkını vermek, özgürlüğümüzün ve mutluluğumuzunanahtarıdır.

Sınır Koymanın İlk Adımı: Kendini Tanımak

“Hayır” diyebilmek için öncelikle sınırlarımızın farkında olmamız gerekir. Hayatınızdaki somut nesnelere göz gezdirdiğinizde sınırlarını fark etmek oldukça kolaydır: Evimizin sınırları gibi. Aynı şekilde, iç dünyamızın da sağlıklı sınırlara ihtiyacı vardır. Peki, içsel sınırlarımızı nasıl belirleyebiliriz? İlk adım, kendimizi tanımaktan ve ortaya koymaktan geçer. Kendimizi tanımadan, sağlıklı bir sınır belirlemek neredeyse imkansızdır.

Kendimizle ilgili şu soruları sormak, güçlü bir kimlik duygusu oluşturmanın temel taşlarıdır:

  • Ben kimim?

  • Neleri severim, neleri sevmem?

  • Ne istiyorum, ne hissediyorum?

  • Nelerden hoşlanırım?

Kendi benliğimizle ilgili bu sorulara verdiğimiz cevaplar, sınırlarımızı belirlemek için bir kılavuz niteliğinde olabilir.

Peki, Neden Sınır Koymakta Zorlanıyoruz?

Sınır koymak, çoğu zaman zorlu bir süreçtir ve bu süreçte bazı engellerle karşılaşabiliriz. Bu engellerden bazıları:

  1. Başkalarının duygularının sorumluluğunu üstlenmek: Kendinizi hiç yapmak istemediğiniz bir işi yaparken veya bulunmak istemediğiniz bir ortamda bulduğunuz oldu mu? Genellikle başkalarının duygularını ön planda tutarız; karşımızdaki kişi kırılmasın, üzülmesin, ya da hakkımızda olumsuz düşünmesin diye kendimizi zor bir durumda buluruz. Örneğin, “Onunla gitmezsem bencil biri olduğumu düşünür” gibi endişelerle kararlar alırız. Bu duygusal yük, sınır koymamızın önünde önemli bir engel teşkil eder.

  2. Fazla sorumluluk almak: Günlük yaşantımızda bazı sebeplerden dolayı bazen kendimize ait olmayan sorumluluklar yükleniriz. Bu fazladan aldığımız sorumluluklar bir süre sonra bizi tükenmiş hissettirebilir. Bu noktada bu sorumluluğun bize ne kadar ait olduğunu sorgulamak önemlidir. Fazla sorumluluk almak, fizikselve ruhsal sağlığımızda ciddi zararlar verebilir.

  3. İçsel çatışmalar ve suçluluk duygusu: Sınır koyarken karşılaştığımız bir diğer zorluk ise içsel çatışmalarımızdır. Sınır koymak bazen bencilce hissettirebilir. “Başkalarına hayır derken onları kırıyor gibi hissediyorum” gibi düşünceler sıkça aklımıza gelebilir. Ancak burada önemli olan, başkalarına sürekli “evet”dediğimizde, kendimize “hayır” demiş olduğumuzu fark etmektir.

Greg McKeown, Essentialism kitabında şu şekilde belirtir: “Her şeye evet demek, gerçekten önemli olan şeylere hayır demek anlamına gelir.” Bu söz, sınır koymanın gerekliliğini ve önemini bir kez daha hatırlatır.

Sınırları Belirlerken Dengeyi Sağlamak

Hepimizin farklı alanlarda sınırları vardır: Kişisel ilişkiler, profesyonel hayat, kültürel faktörler vb. Bu alanlarda sınır koymak önemli olsa da, sağlıklı sınırlar koyarken kendimizi hayattan ve çevremizden izole etmemeliyiz. Çünkü insan, sosyal bir varlıktır ve insanın insana ihtiyacı vardır. İnsanlarla ilişki kurarken sınır koymak, aslında daha güçlü bağlar kurmamıza yardımcı olabilir.

Henry Cloud, Boundaries: When to Say Yes, How to Say No to Take Control of Your Life kitabında sınır koymanın anlamını şu şekilde açıklar: “Sağlıklı sınırlar, duvarlar değildir; kendi bahçenizin güzelliğini deneyimlemenizi sağlayan kapılar ve çitlerdir.”

Sınırları sağlıklı bir şekilde belirlemek, dış dünyadan kopmak, izole olmak değil, içsel huzuru ve dengeyi sağlamak için gereklidir. Hayatınıza güzellikleri ve iyiliği çekin; kendinizi olumsuz hissettiren, size zarar veren şeyleri ise sınırın dışında bırakın. Sağlıklı sınırlar belirlemek, daha huzurlu ve tatmin edici bir yaşam sürmenize yardımcı olacaktır.

Kaynakça

  • Maté, G. Beden “Hayır” Dediğinde: Bir İnsanın Sağlığını Olumsuz Etkileyen Hayır Diyememe Durumu.

  • McKeown, G. Essentialism: The Disciplined Pursuit of Less.

  • Cloud, H. Boundaries: When to Say Yes, How to Say No to Take Control of Your Life.

Reyda Buse Özkan
Reyda Buse Özkan
Klinik Psikolog Reyda Buse Özkan, Notre Dame de Sion Fransız Lisesi'nden mezuniyetinin ardından, lisans eğitimini psikoloji alanında tamamlamış ve klinik psikoloji üzerine yüksek lisans yaparak bu alanda derinlemesine bir bilgi birikimi edinmiştir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT) gibi modern psikoterapi yaklaşımlarını benimseyerek, yetişkin ve ergenlerle terapötik süreçler yürütmektedir. Reyda Buse Özkan, psikolojiyi sadece bireylerin iyileşmesine yardımcı olmak için bir araç olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm aracı olarak görmekte ve bu bakış açısını terapilerinde de uygulamaktadır. Bilimsel temellere dayanan bir yaklaşımı benimsediği için, psikoloji ve kişisel gelişim konularındaki bilgilerini ve görüşlerini paylaşarak okuyucularına rehberlik etmeyi hedeflemektedir. Klinik pratiği ve akademik bilgisiyle, danışanlarına hem psikolojik iyileşme sürecinde hem de kişisel gelişimlerinde yardımcı olmayı amaçlayan Özkan, bilimsel perspektifi koruyarak bu alanda toplumsal farkındalık yaratmayı hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar