Çarşamba, Ağustos 6, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Havacılık Psikolojisi: Uçuş Güvenliğinin İnsan Boyutu

Havacılık psikolojisi, insan davranışlarının hava taşımacılığı üzerindeki etkilerini inceleyen uygulamalı bir psikoloji dalıdır. Bu alan, hava taşıma sisteminin daha güvenli ve etkili işlemesini sağlamak için psikolojik bilgi ve yöntemleri kullanır. Özellikle insan hatasının ciddi sonuçlara yol açabileceği bir sektörde, bireylerin zihinsel süreçleri ve duygusal durumları kritik rol oynar. Havacılık psikolojisinin temel hedefi, bireysel performansı artırmak, hata oranlarını azaltmak ve sistem güvenliğini sürdürülebilir hâle getirmektir.

Yolcu Deneyiminin Psikolojik Boyutu

Uçakla seyahat etmek, bazı kişilerde yoğun gerilim ve rahatsızlık yaratabilir. Özellikle uçuş korkusu, yükseklikle ilgili endişeler ya da kalabalık ve kapalı alanlardan duyulan huzursuzluk, kişinin seyahat deneyimini doğrudan etkileyebilir. Bu durumlarda zihinsel gerilim; terleme, kalp atışının hızlanması, nefes darlığı gibi fiziksel tepkilere dönüşebilir.

Bununla birlikte, uzun mesafeli yolculuklar sonrasında karşılaşılan zaman farkı kaynaklı uyku bozuklukları (jet-lag), biyolojik saatin şaşmasına neden olur. Uyum sorunları; konsantrasyon düşüklüğü, ruh hali değişimleri ve enerji eksikliği şeklinde kendini gösterebilir. Kabin basıncı, düşük nem oranı, sabit oturma pozisyonu ve çevresel gürültü de kişinin fiziksel rahatlığını etkilerken psikolojik durumu da dolaylı olarak etkiler.

Uçuş Personelinin Psikolojik Yükü

Pilotlar ve kabin görevlileri için havacılık, yalnızca teknik bilgiyle değil aynı zamanda yüksek zihinsel dayanıklılıkla yürütülmesi gereken bir alandır. Gündüz-gece fark etmeksizin yapılan uçuşlar, uyku düzenini bozabilir; sürekli değişen saat dilimleri ve vardiyalar ise biyolojik ritmi zorlar. Bu da yorgunluk, dikkat dağınıklığı ve hata yapma riskini artırır.

Bir uçağın emniyetli şekilde yönlendirilmesi için uçuş ekibinin ruhsal durumu büyük önem taşır. Pilotlar karar verme, risk değerlendirme ve ani durumlara müdahale gibi süreçlerde zihinsel olarak hazır olmalıdır. Bu baskıya, zaman zaman gergin yolcular, acil durumlar ya da ekip içi anlaşmazlıklar da eklendiğinde, psikolojik esneklik vazgeçilmez bir gereklilik haline gelir.

Kabin görevlileri de benzer biçimde, hem fiziksel yük altında çalışır hem de yolcuların duygusal durumlarını yönetmekle sorumludur. Beklenmeyen tepkilerle karşılaştıklarında sakin kalmak, empati kurmak ve iletişimi sürdürmek zorundadırlar.

Havacılık Psikologlarının Rolü

Bu alanda görev yapan psikologlar, sadece bireysel ruh sağlığı ile ilgilenmez; aynı zamanda sistemsel güvenlik, organizasyonel yapı ve insan-makine etkileşimi gibi alanlarda da aktif görev alırlar. Uygulamada genellikle dört temel işlev üstlenirler:

  • Psikolojik Uygunluk Değerlendirmeleri: Pilot adayları, kabin personelleri ya da hava trafik kontrol görevlileri için yapılan seçme süreçlerinde; dikkat, karar verme, stresle başa çıkma kapasitesi gibi özellikler analiz edilir.

  • Danışmanlık ve Müdahale: Zorlu görevlerden, travmatik olaylardan ya da kaza sonrası süreçlerden etkilenen personele psikolojik destek sunulur. Bireysel danışmanlık, grup terapileri ya da stresle başa çıkma atölyeleri bu alanda sıkça kullanılan araçlardır.

  • Ekip Etkileşimini Güçlendirme: Uçuş sırasında birden fazla uzmanın koordineli çalışması gerekir. Bunun için ekip kaynak yönetimi (CRM) gibi iletişimi ve karşılıklı güveni artırmaya yönelik programlar geliştirilir. Bu programlarda liderlik, çatışma çözümü ve empatik dinleme becerileri ön plana çıkar.

  • İnsan-Makine Etkileşimi ve Ergonomi: Teknolojik sistemlerle kullanıcılar arasındaki ilişki de psikolojik bakışla değerlendirilir. Kokpitin tasarımı, uyarı sistemlerinin yerleşimi, bilgi ekranlarının okunabilirliği gibi detaylar, pilotun hata yapma riskini azaltacak şekilde yapılandırılmalıdır. Bu noktada psikologlar, mühendislik ve tasarım ekipleriyle birlikte çalışarak sistemleri insan odaklı hâle getirir.

Uçuş Güvenliğinde İnsan Etkeni

Havacılık kazalarının önemli bir kısmında insan faktörü belirleyici olmaktadır. Karar verme hataları, dikkatsizlik, iletişim eksiklikleri ya da stres altında yanlış tepki verme gibi durumlar, uçuş güvenliğini doğrudan tehlikeye atabilir. Bu nedenle, teknik eğitimlerin yanı sıra psikolojik yeterliliğin de sürekli olarak değerlendirilmesi gereklidir.

Bir pilotun ya da kontrolörün bilgi seviyesi ne kadar yüksek olursa olsun, ruhsal durumu o anki performansını doğrudan etkileyebilir. Bu durum, havacılıkta “en zayıf halka” olarak insanın görülmesine yol açmıştır. Ancak doğru destek sistemleriyle bu zayıflık, güçlü bir güvenlik unsuru hâline getirilebilir.

Sonuç: İnsan Odağında Uçuş Güvenliği

Havacılık psikolojisi, uçuş sürecinin her aşamasında insan unsurunu merkeze alarak sistem güvenliğini güçlendirmeye çalışır. Yolcunun duygusal deneyiminden pilotun zihinsel durumuna, kabin görevlisinin kriz yönetiminden tasarım ergonomisine kadar birçok başlığı kapsar.

Bu alan, yalnızca uçuş emniyetiyle değil; aynı zamanda uçuş deneyimini daha sağlıklı, kontrollü ve insani kılmakla da ilgilidir. Uygulamalı psikoloji bilgisinin teknik havacılık süreçlerine dahil edilmesi, insan hatasından doğan riskleri en aza indirmek ve havacılığın geleceğini daha güvenli hâle getirmek açısından büyük bir katkı sunar.

KAYNAKÇA

  1. Çetingüç M. Uçuş psikologları. Havacılık Tıbbı Bülteni 2018; 32:1022-3
    Çetingüç M. Havacılık psikolojisi kursu açıldı. Havacılık Tıbbı Bülteni 2017; 31:966

  2. Nazım, A. T. A. Türkiye’de Havacılık Psikiyatrisi ve Psikolojisi. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi, 11(1), 160-172.

  3. Bor, R., Eriksen, C., Oakes, M., & Baum, P. (2013). Aviation psychology. Principles and practice of travel medicine, 315-327.

Gülcan Karaman
Gülcan Karaman
Gülcan Karaman, uzman klinik psikolog ve yazar olarak psikoterapi, psikolojik danışmanlık ve akademik çalışmalar alanında kapsamlı bir deneyime sahiptir. Psikoloji lisans eğitimini Marmara Üniversitesi’nde, yüksek lisans eğitimini ise İstanbul Arel Üniversitesi’nde dereceyle tamamlamıştır. Eğitim hayatı boyunca psikoloji alanına büyük bir ilgiyle odaklanan Karaman; bilişsel davranışçı terapi, aile danışmanlığı, çocuk ve ergen terapisi, çift terapisi ve bireysel terapi gibi alanlarda uzmanlaşmıştır. Çeşitli hastanelerin psikoloji birimlerinde ve birçok danışmanlık merkezinde görev alarak saha çalışmalarında bulunmuştur. Ayrıca, çalıştığı danışmanlık merkezlerinin web siteleri için çeşitli yazılar kaleme almıştır. Karaman, Türk Psikologlar Derneği üyesi olarak, psikolojinin herkes tarafından anlaşılabilir olmasını amaçlamaktadır. Ona göre psikoterapi, bireye doğrudan akıl vermektense, kişinin kendi içsel çözüm yollarını fark etmesini destekleyen bir yöntemdir; bu doğrultuda, bireylerin ruhsal dayanıklılığını artırmaya yönelik içerikler üretmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar