Çarşamba, Mayıs 21, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Geç Yaşamda Kuşaklararası İlişkiler: Yaşlı Bireyler ile Torunları Arasındaki Psikolojik Dinamikler

Yaşlanma süreci, yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda psikososyal bir dönüşümü de beraberinde getirir. Bu süreçte aile içi rollerin değişmesiyle birlikte kuşaklararası ilişkiler, yaşlının psikolojik iyi oluşu açısından kritik bir boyut kazanır. Torunlarla kurulan ilişki, yalnızca bir sevgi alışverişi değil; aynı zamanda aidiyet, süreklilik ve anlam duygusunun da bir yansımasıdır. Ancak bu ilişkinin yapıcı mı yoksa yıpratıcı mı olacağı, birçok faktörle şekillenir.  

Bu yazıda, yaşlı bireylerin torunlarıyla kurduğu kuşaklararası ilişkilerin hangi koşullarda psikolojik olarak destekleyici olduğu, hangi durumlarda ise olumsuz etkiler yaratabildiği ele alınmakta; kuramsal temellere dayalı olarak vaka örneğiyle zenginleştirilmektedir.

Olumlu Kuşaklararası İlişkileri Besleyen Koşullar  

  • Duygusal Yakınlık ve Karşılıklı Destek
    Duygusal bağ kurulan torun-büyükanne/büyükbaba ilişkileri, yaşlı bireylerde depresyon düzeylerinin azalması ve yaşam doyumunun artmasıyla ilişkilidir (Lendon, Silverstein & Giarrusso, 2014). Özellikle karşılıklı duyg helaas destek ve paylaşımın bulunduğu ilişkilerde, yaşlı birey kendini daha değerli, işlevsel ve görünür hisseder.
    Bu ilişkide “anlatıcı” rolü de oldukça belirleyicidir. Yaşlı bireyin yaşam deneyimlerini aktardığı, torunun bu anlatıları dinleyerek ilişkiye anlam kattığı dinamiklerde, kuşaklararası ilişkiler güçlenmekte ve yaşlı birey yaşam öyküsünü anlamlandırma şansı bulmaktadır.  
  • Kültürel Dayanışma ve Aile Değerleri
    Kültürel normlar, aile içi rollerin biçimlenmesinde önemli bir çerçeve sunar. Özellikle kolektivist toplum yapısına sahip Türkiye gibi ülkelerde, büyükbaba ve büyükannelerin torun üzerindeki etkisi geleneksel olarak kabul görmektedir (Settersten, 2006). Torun bakımı sürecine aktif katılım, yaşlı bireylerin sosyal çevreyle bağlantı kurmasına olanak sağlar, yalnızlık ve değersizlik duygularını azaltır.  
  • Teknoloji Yoluyla İletişim Sürdürme
    Fiziksel olarak farklı şehirlerde ya da ülkelerde yaşayan kuşaklar için dijital iletişim araçları önemli bir köprü kurar. Özellikle pandemi döneminde yapılan araştırmalar, yaşlı bireylerin torunlarıyla düzenli telefon ve görüntülü görüşme yapmalarının, hem ilişkisel bağlılığı hem de psikolojik iyi oluşu olumlu etkilediğini göstermiştir (Chopik, 2016).
    Bu araçlar, yalnızca iletişimi sürdüren pratik araçlar değil, aynı zamanda duygusal bağların diri tutulduğu bir alan sunar. Bununla birlikte, yaşlı bireylerin dijital okuryazarlık konusunda desteklenmesi, bu faydanın sürdürülebilirliğini belirler.

Olumsuz Kuşaklararası İlişkileri Tetikleyen Koşullar  

  • Roller Arası Belirsizlik ve Değer Çatışması
    Torun ile yaşlı birey arasında beklentilerin uyuşmaması, kuşak farkının sadece yaşsal değil, aynı zamanda değerler düzeyinde de çatışmalara yol açması mümkündür. Yaşlı birey, “nasihat verme” ya da “rehberlik etme” rolünü sürdürmek isterken; torun ise daha bireyselci ve bağımsız bir ilişki modeli arayabilir. Bu tür beklenti uyumsuzlukları, kuşaklararası ilişkilerde gerilime ve mesafeye neden olabilir.  
  • Tek Yönlü Beklentiler ve İlişkisel Tükenmişlik
    Bazı ilişkilerde, yaşlı birey torununu bir “yaşam motivasyonu” olarak görüp tüm duygusal enerjisini bu bağa yöneltebilir. Ancak bu, ilişkide tek yönlü beklentilere ve dolayısıyla kırılganlığa zemin hazırlayabilir. Özellikle genç bireylerin ilgisizliği veya mesafeli tavırları, yaşlı bireyde hayal kırıklığına, değersizlik hissine ve bazen depresif gerilemeye yol açabilir.  
  • Aile İçi Rol Engelleri ve Aracılı İletişim
    Bazı durumlarda, ebeveynlerin (özellikle gelin/damat) yaşlı birey ile torun arasındaki ilişkiyi sınırlayıcı bir pozisyon alması, duygusal bağın gelişmesini engelleyebilir. Araya giren çatışmalı ilişkiler, yaşlı bireyin torunuyla temas kurmasını güçleştirir. Bu durum, yaşlının sosyal izolasyonunu pekiştirebilir.

Vaka Örneği: İlişkisel Sessizlikten Diyaloğa

Mehmet Bey, 74 yaşında, İstanbul’da yaşayan emekli bir edebiyat öğretmenidir. Üç yıl önce eşini kaybetmiştir. Tek çocuğunun yurt dışında çalışması sebebiyle 16 yaşındaki torunuyla yalnızca yılda birkaç kez yüz yüze görüşmektedir. Mehmet Bey, torununa düzenli olarak mesajlar atmakta; ancak çoğu zaman karşılık alamamaktadır.  

İlk görüşmede, Mehmet Bey duygularını şöyle ifade eder: “Onu çok seviyorum ama bazen varlığına bile inanamıyorum. Sanki hayalimde büyütüyorum.” Bu açıklama, duygusal bağlanma arzusu ile gerçeklik arasındaki çelişkinin açık bir göstergesidir.  

Müdahale sürecinde Mehmet Bey’e, torununa yönelik iletişimde daha az yönlendirici ve daha çok merak uyandırıcı bir dil kullanması önerilmiştir. Ayrıca duygularını yazılı olarak ifade ettiği bir günlük tutması ve torunuyla paylaşması sağlanmıştır. Zamanla torunu bu yazılara ilgi göstermeye başlamış, karşılıklı küçük notlarla ilişki yeniden canlanmıştır.  

Bu süreç, yaşlı bireyin ilişkiye yatırım yaptığı ancak beklentilerini yeniden yapılandırdığı bir yeniden bağlantı modelini temsil etmektedir. Mehmet Bey, artık torunuyla olan ilişkisinin “sahip olunan değil, kurulan bir bağ” olduğunu ifade etmektedir.

Sonuç

Yaşlı bireyler ile torunları arasındaki kuşaklararası ilişkiler, psikolojik iyi oluş, aidiyet ve kuşaklararası aktarım açısından büyük bir potansiyel taşımaktadır. Ancak bu bağın kalitesi, yalnızca biyolojik akrabalıkla değil; iletişim tarzı, duygusal ihtiyaçlar, toplumsal roller ve kültürel bağlamla şekillenir.  

Gerek bireysel düzeyde psikolojik destekler, gerekse aile politikaları ve sosyal programlarla bu ilişkilerin güçlendirilmesi, yaşlı bireylerin yaşam kalitesine doğrudan katkı sağlayacaktır. Çünkü güçlü bir kuşaklararası ilişki, yalnızca yaşlı bireyin değil, toplumun da duygusal sermayesini zenginleştirir.

Kaynakça  

  • Chopik, W. J. (2016). The benefits of social technology use among older adults are mediated by reduced loneliness. Cyberpsychology, Behavior, and Social Networking, 19(9), 551–556. https://doi.org/10.1089/cyber.2016.0151  
  • Settersten Jr, R. A. (2006). Aging and the life course. In Handbook of aging and the social sciences (pp. 3-19). Academic Press.  
  • Lendon, J. P., Silverstein, M., & Giarrusso, R. (2014). Ambivalence in older parent–adult child relationships: Mixed feelings, mixed measures. Journal of Marriage and Family, 76(2), 272–284.
İlker Altun
İlker Altun
İlker Altun; Mersin,1999 doğumlu psikoloji alanında çalışmalar yapan bir öğrenicidir. Aktif olarak Türk Psikologlar Derneğinin ve UCİM Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği’nin Mersin İl Temsilcisi olarak görev yapmaktadır. Psikoloji lisans eğitimini Bingöl Üniversitesinde tamamladıktan sonra, Çağ Üniversitesinde Psikoloji alanında yüksek lisans yapmıştır. Çocuk, ergen ve yetişkin psikolojisi, davranış bozuklukları ve özel eğitim alanında çalışmalar yürütmektedir. Ayrıca akademik alanda, “Beden Algısı” ve “Çocukluk Döneminde Kişilik Gelişimi ve Desteklenmesi” adlı kitaplara bölümler halinde katkıda bulunmuştur. Çocuk gelişimi ve psikoloji üzerine çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde aktif olarak yer almaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar