Perşembe, Ekim 2, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Ergenlerde Psikolojik Eşik: Ebeveynlere Yönelik Rehber

Ergenlik dönemi, kız çocuklarında 8-13 yaş, erkek çocuklarında ise 9-14 yaş arasında başlayan, birçok fiziksel ve ruhsal değişimi beraberinde getiren bir geçiş dönemidir. Bu süreç, ergenlerin hem bedensel hem de duygusal gelişimleri üzerinde büyük etkiler yaratır. Bu dönemde, ergenler yüksek farkındalıkları nedeniyle psikolojik buhranlar yaşayabilir ve ebeveynlerinin desteği bu süreçte hayati önem taşır. Kişilik ve karakterin oluştuğu bu dönemde, ergenin algı düzeyi, bakış açısı, beklentileri ve sosyal ilişkileri değişim sürecine girer.


Psikolojide Eşik Nedir?

Psikolojide “eşik” terimi, beynimizin algı düzeyimize uygun uyarıcıların limbik sisteme ulaşarak, yorumlanacak düzeye gelmesiyle ilgilidir. Beynimiz, bir uyarıcıyı değerlendirdiğinde, bu uyarıcıyı yüksek ya da düşük düzeyde yorumlama kapasitesine sahip olabilir. Eşik, sınırları belirleyen bir kavramdır; bu sınırlar beynimizin düşünce yapısı ve yönetimiyle ilgilidir. Konfor alanımızı korumaya yönelik duygusal ön yargılarımız, bizi alıştığımız kalıplara hapseder. Bu da:

  • Tekdüze bir yaşam sürmemize
  • Sağlıklı sınırlar koymamıza engel olur
  • Yeni fırsatları kaçırmamıza sebep olabilir

Eşik, insanların düşüncelerindeki konfor alanlarını yaratmalarına yardımcı olur. Ancak, konfor alanını terk etmek bazen zorluk yaratabilir. Bu yüzden, sağlıklı sınırlar koyabilmek adına deneyimler önemli bir yer tutar.

Psikolojik Eşiği Oluşturan Faktörler Nelerdir?

1. Biyolojik – Genetik Faktörler

Aileden taşınan genetik özellikler, stres yönetimi ve psikolojik dayanıklılığı doğrudan etkileyebilir. Beyindeki gelişim sürecindeki değişim, bebeklikten yaşlılık dönemine kadar eşiğin yüksekliğini ya da düşüklüğünü etkileyebilir. Genetik yatkınlıklar, kişilerin stres algısını ve duygusal dayanıklılığını şekillendirir.

2. Psikolojik Faktörler

  • Karakter Yapısı: Çevre ve değer yargıları kişilik gelişiminde önemli bir rol oynar ve eşik üzerinde etkili olabilir.
  • Özgeçmiş ve Travmalar: Çocukluk dönemindeki olumsuz deneyimler ve travmalar, psikolojik eşiği farklı şekillerde etkileyebilir.
  • Duygusal Farkındalık Düzeyi: Psikolojik dayanıklılığı yüksek bireyler, duygusal tepkilerini fark etme ve düzenleme konusunda daha başarılıdır. Bu durum, psikolojik eşiği de etkiler.

3. Sosyal Faktörler

  • Aile Yapısı: Geniş aile ya da çekirdek ailede büyüme, aile içindeki destek ve sevgi düzeyine göre bireylerin psikolojik eşiği değişebilir.
  • Kültürler Arası Farklılıklar: Farklı kültürler, bireylerin duygu ve düşünce yapılarını şekillendirerek psikolojik eşiği etkileyebilir.
  • Eğitim Düzeyi: Stresle baş etme yöntemleri ve problem çözme becerileri, eğitim düzeyine bağlı olarak değişebilir ve bu da psikolojik eşiği etkileyebilir.

4. Fiziksel – Ruhsal Sağlık Durumu

  • Uyku Kalitesi: Kronik uykusuzluk, duygusal dayanıklılığı olumsuz etkileyerek eşik seviyesini hassaslaştırır.
  • Beslenme Düzeni: Sağlıklı beslenme, hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı etkileyerek psikolojik eşiği değiştirir.
  • Hastalıklar ve Hormonlar: Tiroid bezindeki hormonlar ya da kadınlarda kortizol düzeyindeki değişiklikler, psikolojik dayanıklılığı düşürerek eşik seviyesini etkileyebilir.

Ergenlerde Psikolojik Eşik Nasıl İşler?

Ergenler, kimlik arayışı ve sosyal baskılarla başa çıkmak için çeşitli duygusal değişimler yaşar. Bu dönemde, beklenmedik tepkiler ve duygusal gelgitler sıkça görülür. Eşik, ergenlerin sınırlamaları aşma ve daha sağlıklı bir şekilde başa çıkma mekanizmaları geliştirmelerini sağlar.

Bazı ergenlerin stres eşiği düşüktür ve küçük olaylara karşı aşırı tepki verirler. Bu durum, beyin yapılarındaki değişikliklerden kaynaklanır. Amigdala, duygusal kontrol merkezi olarak daha aktif olurken, prefrontal korteks, düşünce ve karar alma süreçlerinden sorumlu kısmı daha az gelişmiştir. Bu nedenle, ani duygusal tepkiler çok olasıdır.

Özgüvenin düşük ya da yüksek olması da, ergenin yaşadığı psikolojik baskıları etkiler. Başarısızlık korkusu, çeşitli olumsuz düşüncelere yol açarak, çaba gösterme eşiğini yükseltir. Ayrıca, akran zorbalığı veya sosyal kabul eksikliği de kaygıyı artırabilir.

Aile Ergenin Psikolojik Eşiğini Nasıl Desteklemelidir?

Ergenin psikolojik eşiğini desteklemek için ailelerin rehberlik etmesi büyük önem taşır. İşte bazı stratejiler:

  1. Sağlıklı Ortamlar Oluşturun: Ergenin güvenli bir sosyal ortamda gelişmesini teşvik edin.
  2. Açık ve Net İletişim: Duygusal destek sağlamak için açık, anlaşılır ve yumuşak bir dil kullanın.
  3. Duygusal Destek: Ergenin kaygı ve stresle başa çıkabilmesi için gevşeme teknikleri öğretin.
  4. Karar Alma Sürecini Destekleyin: Ergenin kendi kararlarını almasına izin verin.
  5. Olumlu Sosyal İlişkiler: Ergenin sağlıklı arkadaşlıklar kurmasına destek olun.
  6. Model Olun: Çocuğunuzun sizi örnek alacağını unutmayın. İyi davranışlarla örnek olun.
  7. Başa Çıkma Yöntemleri: Olumsuz durumlarla başa çıkma stratejilerini birlikte öğrenin.
  8. Empatik Dil Kullanın: Anlayışlı ve empatik bir dil kullanarak açık iletişim kurun.

Ergen çocuğunuzun psikolojik eşiğinin düşük olduğunu düşünüyorsanız, bir uzmandan destek almak çok önemlidir. Psikolog, psikiyatrist ya da rehberlik uzmanlarından profesyonel yardım alınabilir.

Sonuç: Ergenlerde Psikolojik Eşiğin Önemi

Ergenlik dönemi, psikolojik eşiklerin şekillendiği ve kişisel gelişimin hızlandığı bir dönemdir. Ailelerin bu dönemde sağlıklı destek sunması, ergenin psikolojik eşik seviyesini dengeleyerek daha sağlıklı bir gelişim göstermesini sağlar. Duygusal dengeyi kurabilmek ve sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirebilmek, ergenin gelecekteki ruhsal sağlığı açısından büyük önem taşır.

Beyza Oğuz
Beyza Oğuz
Beyza Oğuz, 6 Ekim 2001’de Diyarbakır’da doğdu. Küçük yaşlardan itibaren insan psikolojisine duyduğu ilgi, onu bu alanda derinleşmeye yönlendirdi. Eğitim hayatı boyunca psikolojiye olan merakı ve öğrenmeye olan isteği sayesinde akademik başarısını sürekli ileriye taşıdı. Lisans eğitimini İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü’nde tamamladı ve 2024 yılında mezun oldu. Üniversite yıllarında psikolojinin farklı alanlarını keşfetme fırsatı buldu ve özellikle çocuk ve ergen psikolojisi üzerine yoğunlaştı. Akademik kariyeri boyunca psikoterapi ekollerine özel ilgi duydu ve çeşitli yaklaşımları öğrenerek danışanlarına en etkili şekilde rehberlik etmeyi amaçladı. Mezuniyetinin ardından Diyarbakır’a dönen Beyza Oğuz, şu anda Diyarbakır Duyu Evim Ergoterapi ve Çocuk Merkezi’nde hizmet vermektedir. Çocuk ve ergen danışanlarla çalışmakta, onların duygusal, bilişsel ve davranışsal gelişimlerini destekleyen terapiler uygulamaktadır. Psikolojik destek sürecinde bilişsel davranışçı terapi (BDT), oyun terapisi ve diğer kanıta dayalı yaklaşımları uygulamayı tercih etmektedir. Aynı zamanda C1 düzeyinde İngilizce bilgisine sahip olan Beyza Oğuz, mesleki gelişimine önem vermekte ve psikoloji alanındaki güncel literatürü takip ederek kendini sürekli yenilemektedir. Şu anda kendi kliniğini açma hazırlıkları içinde olup, bireysel psikoterapi hizmetlerini daha kapsamlı bir şekilde sunabilmek adına çalışmalarını sürdürmektedir. Danışanlarının hayatına dokunmayı, onları daha sağlıklı bir zihinsel yapıya ulaştırmayı ve psikolojinin gücünü toplumla buluşturmayı hedefleyen Beyza Oğuz, mesleğine tutkuyla bağlı bir psikolog olarak kariyerine emin adımlarla devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar