Salı, Eylül 30, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

CIA’İN ZİHİN KONTROLÜ ARAYIŞI: LSD (Liserjik Asit Dietilamid)

BİR CIA DENEYİ

LSD NEDİR?

İsviçreli bilim insanı Albert Hofmann, 1938 yılında çavdara ve diğer tahıl türlerinde doğal olarak bulunan bir mantar türündeki kimyasallar üzerinde çalışıyordu. Bunun sonucunda Hofmann tarafından LSD bulundu. Ancak Hofmann bu ilacın halüsinojenik etkisini 1943 yılında anlayabildi. İlacı az miktarda yutan Hofmann, sıradışı şekiller gördüğünde ilacın etkisini anladı ve birkaç gün sonra bu ilacı daha yüksek dozda içti. Böylece kasıtlı olarak ilk asit deneyimini yaşamış oldu. Böylece LSD, ve LSD’nin etkileri keşfedilmiş oldu.

LSD ETKİLERİ NELER?

Halüsinojenler sınıfındaki bir uyuşturucu olan LSD, halüsinojenik deneyimlere sebebiyet verir ve etkilerinin tam olarak öngörülemediği belirtilir. Zamanla; partilerde ve uyuşturucu kullananların rutinlerinde keyif verici bir madde olarak kullanılmıştır.

CIA ZİHİN KONTROL PROGRAMI

MK-ULTRA PROJESİ

CIA, Soğuk Savaş’ın 1950 ve 1960’lı yıllarındaki ‘’Zihin Kontrolü Programı’’nda LSD ile deneyler yaptı. Bu deneylerin amacı, Soğuk Savaş’ta işe yarayabilecek psikolojik bir silah arayışıydı. MK-Ultra Projesi adını verdikleri bu projede; şok terapisi, hipnoz gibi çeşitli zihin kontrolü deneyleri de yapıldı. LSD kullanımının öngörülemez sonuçları bilinmeden önce LSD deneylerine devam edildi ancak deneylerin kamuoyuna sunulması sonucunda alınan tepkiler ve hükümete açılan soruşturmalar sonucunda bu deneyler son buldu.

1951 yılında Fransa’nın Pont-Saint-Esprit köyünde meydana gelen ve ‘’lanetli ekmek’’ olayı olarak da bilinen toplu halüsinasyon vakası da teorilere göre CIA tarafından gerçekleştirilen deneylerden bir tanesiydi. Peki bu tatlı Pont-Saint-Esprit Köyü’nde neler olmuştu?

PONT-SAINT ‘‘LANETLİ EKMEK’’

Pont-Saint-Esprit, Fransa’nın güneyinde, pek fazla hareketliliğin olmadığı şirin bir köydü. Ancak 16 Ağustos 1951 sabahı, Pont-Saint-Esprit’nin huzuru dramatik bir şekilde bozuldu. Kasaba sokaklarında çığlıklar yükseldi, bazı sakinler delirmiş gibiydi ve bu durum giderek arttı. Günlerce süren kitlesel halüsinasyonlar yaşandı. İnsanlar birbirlerine vurmaya başlamıştı ve birbirlerine saldırıyorlardı. Halüsinasyon gören bir kişi kendisini hastanenin penceresinden aşağı atmıştı. Yedi kişi öldü ve onlarca kişi psikiyatri hastanelerine kaldırıldı. Yüzlerce kişi de bu gizemli hastalıktan farklı derecelerde etkilendi.

Tüm kurbanların ortak bir noktası vardı: Köyün en iyi fırıncısı olarak kabul edilen Roch Briand’ın fırınında satılan ekmeklerden yemişlerdi. Bu anları birebir yaşayan Leon Armunier, ‘‘Korkunçtu. Küçülüyormuşum gibi hissediyordum, ateş ve yılanlar kollarımda dolanıyordu’’, ‘‘Bazı arkadaşlarım pencereden dışarı çıkmaya çalıştı. Çılgınca çırpınıyorlardı… çığlık atıyorlardı ve metal yatakların ve zıplamaların sesi… korkunç bir gürültüydü.’’ şeklinde halüsinasyonların ne derecede ciddi olduğunu anlattı.

O dönemdeki doktorlar, kasabadaki fırınlardan birindeki ekmeğin, çavdarda doğal olarak bulunan zehirli bir mantar olan ergot ile kirlendiği sonucuna vardılar. Fakat Amerika’nın o yıllarda; LSD kullanarak yaptığı zihin kontrolü deneyleri, bu durumun toplu halüsinasyon deneyi olabileceği teorisini ortaya attı. Bu teori daha sonra çürütüldü. Birçok soruşturma ve davadan sonra, bu karanlık vaka hiçbir zaman tam olarak açıklanamadı.

  • Bu görüş, 2009 yılına kadar büyük ölçüde sorgulanmadan kaldı. Ancak Amerikalı bir gazeteci bu olayı araştırmaya başladı ve toplu halüsinasyon deneyi teorisi tekrar gündeme geldi.

  • Gazeteci Albarelli, “Konu: Pont-Saint-Esprit ve F. Olson Dosyaları. SO Span/Fransa Operasyonu dosyası, Olson’u da kapsıyor. İstihbarat dosyaları. Belin’e elden teslim et bunların gömülmesini sağlamasını söyle.” başlıklı bir CIA belgesi buldu.

  • O dönemde varılan sonuç, zehirlenmenin kaynağının kasabanın fırınlarından biri olan Roch Briand olduğu yönündeydi. Albarelli, ekmeğe LSD katılmış olmasının mümkün olduğunu söylüyor.

  • 1950’lerin başlarında, Kore’de çatışmaların yaşandığı ve Soğuk Savaş gerginliğinin tırmandığı dönemde, aralarında İngiltere’nin de bulunduğu dünyanın dört bir yanındaki biyolojik savaş bilimcilerinin LSD ile deneyler yaptığı biliniyor.

SONUÇ

  • Özellikle 1. Dünya Savaşı yıllarında ve diğer savaşlarda; askerler üzerinde yapılan alfa ve beta testleri ve savaş sonrasında yaşanan TSSB, beyin travmaları, dissosiyatif bozukluklar gibi savaşa maruz kalan herkes psikolojik olarak zarar görmüştür.

  • Teknoloji geliştikçe savaşlar sadece fiziksel silahlarla değil aynı zamanda biyolojik silahlarla da yapılmaya başlanmıştır.

  • İnsan psikolojisi hakkında araştırmalar arttıkça ve bu araştırmalar biyolojik bir silah haline gelen ilaçlarla birleştirilince, savaşın sadece cephede çatışarak gerçekleştirilmediği apaçık ortaya çıkmıştır.

  • CIA’in MK-Ultra Projesi sadece bir örnek; İkinci Dünya Savaşı’nda kullanılan zehirli gazlar, askerler ve siviller üzerinde uygulanan psikoaktif ilaçlar, hipnoz teknikleri ve nice deneyler; insanı ve insan zihnini kontrol altına alınmasının artık fiziksel silahlanmayla değil daha üst düzey bir silahlanmayla elde edilmeye çalışıldığının kanıtı.

  • İnsan zihni ve kimyasal deneyler hakkındaki her yeni bilgi yeni bir biyolojik silah haline getirilebilmektedir.

  • İnsanların hayatını kaybettiği, sağ kalan insanların yıllarca etkisinden çıkamadığı, bu ve bu tarz deneyleri yapan kişilerinse tarihin sayfalarında utanç verici ve kötü anıldığı bu durumda bir kazananın olması mümkün değil.

Hurisena Kılıçkaya
Hurisena Kılıçkaya
2001 yılında Ordu’da doğdum. İlköğretim ve ortaöğretimimi Ordu’da tamamladım. Üniversite eğitimim için Bursa’ya gittim ve Bursa Teknik Üniversitesi Psikoloji bölümünden onur derecesiyle mezun oldum. Üniversite hayatım boyunca aktifliğimi korudum, psikoloji topluluğu yönetim kurulunda görev aldım. Sinirbilime büyük bir ilgim olmasının yanı sıra; spor, seyahat etmek gibi aktiviteleri yapmaktan keyif alıyorum. Psikoloji alanında kendimi geliştirmek için çeşitli eğitimler almakta, yetişkinlere bireysel terapi vermekte ve okumalar yapmaktayım. Psychology Times Türkiye aracılığıyla yazılarımı paylaşmak ve keyifli bir okuma süreci sunmayı hedefliyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar