Perşembe, Mayıs 22, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Bağlanma Stilleri: Farkında Olmadığımız İlişki Kalıpları

Geçmişte, bebek ve anne arasındaki ilişkinin açlık hissiyle ilgili olduğu düşünülürdü. Ancak Harlow’un (1958) deneyi bu algıyı değiştirdi. Deneyde, bebek maymunlar biri kumaş kaplı ve gerçekçi, diğeri telden yapılma iki anne figürünün bulunduğu bir kafese yerleştirildi. Bebek maymunların, biberonun hangi figürde olduğuna bakmaksızın kumaş kaplı anne figürüyle vakit geçirdiği gözlemlendi. Harlow, bunu dokunsal konforun bağlanmayı oluşturduğu fikriyle açıkladı. Bebeklerin duygusal olarak rahat hissetmek için fiziksel yakınlığa ihtiyaç duyduğunu ve bu ihtiyacın doğuştan geldiğini belirtti. Böylece, bağlanmanın yalnızca açlık hissinden kaynaklanmadığı kanıtlanmış oldu.

Çocukların, hayatlarının ilk birkaç yılında birden fazla kişiye bağlanabileceği biliniyor. Bu bağlanma figürü genellikle anne olsa da, baba da ikincil bir figürdür. Bakımını üstlenen diğer kişiler de bağlanma figürü olabilir. Bebek, birden fazla bağlanma figürü varsa, stresli olaylar veya hastalık gibi kritik durumlarda birini ana bağlanma figürü olarak seçebilir (Ainsworth, 1978).

Bowlby’ye göre (1969), anne ile bebek arasındaki bağın temelinde genlerimize işlenmiş yakınlık ihtiyacı yatar. İnsanlar, çevresindekilerle kalıcı bağlar kurma ve sürdürme eğilimindedir. Doğal seçilim, bağ kuranlardan yanadır. Kendisine göz kulak olacak yakınlara sahip olanların hayatta kalma şansı daha yüksektir.

Bebeklikte Bağlanma

Bowlby (1969), sorun yaşayan çocuklar ve erken dönemde yaşadıkları olaylar arasında önemli bağlantılar gözlemledi. Özellikle bebeklerin anneden ayrılma süreçlerine odaklanarak bir bağlanma kuramı geliştirdi. Ainsworth (1978), bu kuramı test etmek için Yabancı Durum Deneyi’ni gerçekleştirdi. Bu deneyde, bebekler anneleriyle bir odaya alındıktan sonra annenin odadan çıkması ve geri dönmesi sırasındaki tepkileri gözlemlendi.

  • Güvenli Bağlanma: İlk grup, anneleri odadan ayrıldığında protesto etti, ancak geri döndüğünde sıcak bir karşılamada bulundu. Bu bebekler, annelerinin verdikleri sinyallere tepki verebilir olduğunu düşündü ve sağlıklı kabul edildi.
  • Kaçıngan Bağlanma: İkinci grup, annelerinin reddedici, kontrolcü veya saldırgan olduğunu düşündü. Annelerinden duygusal olarak uzak hissetti ve ayrılık sırasında duygularını bastırdı. Annelerinin odadan çıkması veya dönmesi karşısında tepki vermedi, çevrelerini keşfetmeye odaklandı.
  • Kaygılı Bağlanma: Üçüncü grup, annelerinin tutarsız ve öngörülemez olduğunu düşündü. Anneleri odadan ayrıldığında kolayca strese girdi, öfke ve ağlama gösterdi. Anneleri döndüğünde ise endişeli ve huzursuz davrandı.
  • Düzensiz Bağlanma: Dördüncü grup, annelerinin hem korkutucu hem güven verici olduğunu düşündü. Donakalma, kafa karışıklığı, bir yaklaşıp bir uzaklaşma gibi çelişkili tepkiler verdi (Main & Solomon, 1986).

Yetişkinlikte Bağlanma

İçsel çalışma modelleri, bireyin erken dönemde bağlanma figürüyle kurduğu ilişkiden yola çıkarak kendisi ve başkaları hakkında geliştirdiği zihinsel temsillerdir. Bağlanma figürünün tepki verebilir ve ulaşılabilir olduğunu düşünen bebekler (güvenli bağlanma), diğer insanları sorumluluk sahibi ve güvenilir görür. Bu kişiler, çevrelerini güvenle keşfeder ve kolayca bağ kurar.

Bağlanma figüründe bu özellikleri bulamayan bebekler ise diğer insanlar hakkında olumsuz algılar geliştirir. Üç durum ortaya çıkabilir:  

  • Etkileşimlerinde geri çekilme (kaçıngan bağlanma),  
  • Aşırı ilgiye ihtiyaç duyma (kaygılı bağlanma),  
  • Yaklaşma-kaçınma davranışları (düzensiz bağlanma).

Erken dönem bağlanma deneyimleri, yetişkinlikteki düşünceleri, duyguları ve davranışları etkiler. İnsanlar, bu tecrübeleri genelleyerek yetişkinlikte karşılaştıkları kişileri de aynı şekilde algılar (Sümer & Güngör, 1999).

Bağlanma Stillerinin Özellikleri

  • Güvenli Bağlanma  
    • Hem kendine hem partnerine güvenir.  
    • Açık iletişim kurar.  
    • İlişkisinde genellikle memnundur.  
    • Sorun çözme becerileri yüksektir.  
    • Sevgisini kolayca ifade eder.  
    • Yakınlıktan çekinmez.
  • Kaçıngan Bağlanma  
    • Aşırı bağımsızlık ihtiyacı vardır.  
    • İnsanlara güvenmekte zorlanır.  
    • Yakınlık kurmaktan kaçınır.  
    • Derin romantik ilişkiler kurmaz.  
    • Yalnız vakit geçirmeyi tercih eder.  
    • Sorumluluk almaktan kaçınır.
  • Kaygılı Bağlanma  
    • Kaybetme korkusu yüksektir.  
    • Sürekli onay arayışı içindedir.  
    • Aşırı yakınlık ister.  
    • Değersizlik hissiyle mücadele eder.  
    • İlişkisinde sınır sorunları yaşayabilir.  
    • Problem çözmede zorlanır.
  • Düzensiz Bağlanma  
    • Kaotik ilişki tipine örnektir.  
    • Travma öyküsü muhtemeldir.  
    • Hem yakınlık ister hem korkar.  
    • Duygularda dengesizlik hakimdir.  
    • Boşluk hissiyle mücadele eder.  
    • İlişkiyi sabote edici davranışlar gösterebilir.

Sonuç

Bağlanma stilleri, erken çocukluk deneyimlerimizde şekillenir, ancak sabit değildir. Psikoterapi ile farkındalık kazanabilir, güvenli bağlanma geliştirebilir ve sağlıklı ilişkiler sürdürebilirsiniz. Belki de bu farkındalık, uzun zamandır ihtiyaç duyduğunuz değişimin başlangıcıdır.

Kaynakça

  • Ainsworth, M. D. S., Blehar, M. C., Waters, E., & Wall, S. (1978). Patterns of attachment: A psychological study of the strange situation. Lawrence Erlbaum. https://doi.org/10.4324/9780203758045
  • Bowlby, J. (1969). Attachment and Loss: Vol. 1. Attachment. New York: Basic Books.
  • Harlow, H. F. (1958). The nature of love. American Psychologist, 13(12), 673. https://doi.org/10.1037/h0047884
  • Main, M., & Solomon, J. (1986). Discovery of an insecure-disorganized/disoriented attachment pattern: Procedures, findings, and implications for the classification of behavior. In T. B. Brazelton & M. Yogman (Eds.), Affective Development in Infancy (pp. 95–124). Norwood, NJ: Ablex.
  • Sümer, N., & Güngör, D. (1999). Yetişkin bağlanma stilleri ölçeklerinin Türk örneklemi üzerinde psikometrik değerlendirmesi ve kültürlerarası bir karşılaştırma. Türk Psikoloji Dergisi, 14(43), 71-106. https://open.metu.edu.tr/handle/11511/79158
Selen Orçunsel
Selen Orçunsel
Selen Orçunsel, Psikoloji lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi’nde, ardından Klinik Psikoloji yüksek lisans eğitimini ise Atılım Üniversitesi’nde onur öğrencisi olarak tamamlamıştır. Eğitim hayatı boyunca Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi ve Boylam Psikiyatri Hastanesi’nde klinik stajlarını yapmıştır. Klinik psikolog olarak, Bilişsel Davranışçı Terapi ve Mindfulness ekollerini temel alarak aktif olarak danışan almaya devam etmektedir. Anksiyete, depresyon, travma, ilişki problemleri başta olmak üzere birçok alanda online hizmet sunmaktadır. Bir yandan da yeni psikolojik araştırmalar, klinik psikoloji, kişisel gelişim, motivasyon ve güncel psikoloji haberleri gibi konularda içerik üretmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar