Çarşamba, Ekim 15, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Ayrılık Kaygısının Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Ayrılık kaygısı, bir bireyin güvendiği, kendisini duygusal olarak rahat şekilde ifade ettiği ve kendisini anladığı bir kişiden ayrı kaldığında duyduğu rahatsızlıktır. Ayrılık kaygısında bireyler ayrı kaldıkları insanın başına kötü şeyler geleceğini düşünür ve sürekli onun yanında kalmak ister. Ayrılmak istemedikleri kişilerin sürekli etrafında olmak ve onlarla iletişim kurmak, dokunmak ayrılık kaygısı yaşayan bireyler için önemlidir. Ayrılık kaygısı yetişkinlerde olduğu gibi çocuk psikolojisi üzerinde de sarsıcı etkiler yaratabilmektedir. Özellikle ilk çocukluk ve erken çocukluk dönemlerinde ayrılık kaygısı kendisini daha da fazla belli etmektedir. Bu süreç hem çocuğun hem de ebeveynlerin kalitesiz bir hayat yaşamasına neden olmaktadır. Çocuğun bilişsel, fiziksel ve psikolojik olarak olumsuz etkilenmesine neden olur. Çocuğun aile, arkadaş ve okul hayatında belirli olumsuzluklar yaşamasına sebebiyet verebilmektedir.

Ayrılık Kaygısının Nedenleri

Ayrılık kaygısının tek bir nedeni yoktur. Ayrılık kaygısı, genel olarak çocuğun bağlanma stiline göre belirlenmektedir. Bu stiller ise çocuğun bebeklik döneminde anne ile yaşadığı güvenli bağlanma ilişkisine bağlıdır. Aynı zamanda çocuğun yaşadığı çevre ve aile hayatında bağlanmasını etkilemektedir. Örneğin hayatında yaşanan ani ölümler, trafik kazaları, ebeveyn ayrılması, kardeş kaybı veya aileye yeni üye eklenmesi çocuğun ayrılık kaygısı yaşamasına sebep olmaktadır. Bir diğer en önemli sebeplerden birisi ise çocukların aile üyelerinden birisi olmadan başka bir yere bırakılma ve orada kalmasıdır. Çocuklar anne-babasının onları geri almayacaklarını ve artık onları sevmedikleri düşüncelerine kapılabilmektedirler. Aynı zamanda çocuklar ebeveynlerine güvendikleri için kendilerini o şekilde bir yere bıraktıklarında karşılarındaki ebeveynlere karşı güvenleri azalır. Bundan dolayı ebeveynlerinden ayrılmak istemezler. Bu tarz olaylar çocukların sadece ebeveynler ile bağlanma durumlarını etkilemez; ilerleyen zamanlarda çocuklar artık kendi yataklarından, odalarından ve hatta evden de ayrılmakta zorlanırlar. Çocuklara göre sanki evden veya odalarından ayrıldıklarında başka bir mekânda veya sokakta kendilerine veya sevdiklerine zarar gelecekmiş düşüncesi çok daha fazla oluşmaya başlar.

Ayrılık Kaygısı Nelere Sebep Olur?

Ayrılık kaygısı yaşayan çocuklar genel olarak okula gitmekte zorlanırlar. Okula gitmek istemezler. Evden çıkmamak için ağlarlar, hasta numarası yapabilirler ve ebeveynlere sarılarak onları bırakmak istemezler. Bu da doğal olarak çocukta okul fobisi oluşmasına neden olabilir. Çocuk okulu onu evden ve güvendiği kişilerden ayıran suçlu gibi görmeye başlar. Okula zorlukla gitse bile çocuk derslere odaklanmakta güçlük çeker. Akranlarıyla iletişim kurmakta zorlanır. Çocuğun aklı okul bitse de eve gitsem ve anne-babamı görsem düşüncesiyle meşgul olur. Kimseyle iletişim kurmamaya devam ederek daha fazla içine kapanık bir çocuk olmaya başlar. Kendine güvenme konusunda yetersiz bir hale gelebilir ve özgüven problemleri oluşabilir ve o anki ve ilerideki sosyal hayatını olumsuz etkileyebilir.

Ayrılık Kaygısıyla Nasıl Baş Edilebilir / Ebeveyn Rolleri Nelerdir?

Ayrılık kaygısı genellikle erken çocukluk döneminde yaşanmaktadır. Çocuklar bu dönemde kendilerine bakım vereni tanırlar ve ona güvenirler. Onu hissederler. Onun ne zaman var olduğunu ve ne zaman kendilerinden uzaklaştığını hissedebilirler. Yokluklarını hissettikleri zaman çocuklar genel olarak ağlayarak tepki verirler. Bakım verenin yokluğunu hissettikleri zaman huzursuz olurlar. Bu çocukların verdiği doğal bir tepkidir.

Ebeveynler çocukları büyürken kendilerine mecbur olduklarını ve onların yanında kendilerini güvende hissettiklerini bilmeleri gerekmektedir. Çocuklarının sevgiye, ilgiye ve korumaya ihtiyaç duyduklarında yanlarında olmaları gerekmektedir. Ama bu aşırı koruyucu veya çok fazla kaygılı bir şekilde olmamalıdır. Eğer ebeveyn aşırı koruyucu ve kaygılı bir şekilde çocuğun hayatında bulunursa çocuk ebeveyne karşı bağımlı davranışlar geliştirir. Ebeveyni olmadan hiçbir şey yapamaz hale gelebilir. Bu kısımda aileler tutarlı anne-baba rolünü devam ettirmelidir.

Yani çocuğun ihtiyacı olduğu zamanlarda yanlarında olmalı ve büyürken çocuklarına alan tanımaları gerekir. Anne-baba sınırlarını bilerek çocuğa yaklaşmalıdır. Çünkü anne-babanın kaygılı yaklaşımının çocuğa yansıması gibi sınırlarını bilen tutumları da çocuğa yansır. Ve çocuk daha sağlıklı bir şekilde büyür.

Sonuç

Ayrılık kaygısı çocuğun yaşamında önemli bir yere sahiptir. Bu süreçte ebeveynlerin çocuklara sağlıklı bir şekilde yaklaşması, çocukların bilişsel-duygusal-psikolojik süreçlerini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmeleri için yardımcı olmaları çok önemlidir. Çünkü çocukların yaşamları ilk olarak ailede başlar. Ve çocuklar aileden gördükleri ve aldıkları şeyler ile aslında kendi hayatlarını oluşturmaya başlarlar. Anne-babalar hiçbir zaman şunu akıllarından çıkarmamalıdır: güvenli bağlanma, çocukların hem şu anki psikolojik ve ruhsal sağlıklarının hem de ilerideki psikolojik ve ruhsal sağlıkları açısından çok önemlidir.

Edanur Demir
Edanur Demir
2002 yılında Amasya ilinde doğdum. İlkokul, ortaokul ve lise yıllarımı burada geçirdim. Üniversite sınavına girerek Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık lisans bölümüne yerleştim. Bölümümde okurken TEGV gibi sosyal gönüllülük faaliyetlerine katıldım. Kendi alanımla ilgili olarak oyun terapisi, psikolojik testler, kriz ve yas terapisi gibi eğitimlerin yanı sıra birçok farklı eğitim alarak kendimi geliştirdim. Daha sonra çift anadal (ÇAP) yapmak istedim ve aynı üniversitede Sınıf Öğretmenliği bölümü ile çift anadal programına başladım. Şu anda PDR lisansımı tamamlamış bulunuyorum ve Sınıf Öğretmenliği bölümünde lisans eğitimime devam etmekteyim.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar