Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Aşkın Mimarisi: Sternberg’in Üçgen Aşk Teorisi Üzerine Derinlemesine Bir Bakış

Aşk üzerine konuşmak, aslında insanın en kırılgan ve en güçlü yanlarına dokunmaktır. Kimi zaman bir bakışta başlar, kimi zaman yıllar içinde sessizce büyür. Kimine göre Aşk bir Tutku yangınıdır, kimine göre sadakatin en yoğun halidir. Peki, Aşkı sadece hissetmek değil de, anlamaya çalışmak mümkün mü?  

Psikolog Robert Sternberg, tam da bu soruya yanıt arayarak geliştirdiği “Üçgen Aşk Teorisi” ile bize Aşkın iç yapısını çözümleme fırsatı sunuyor. Sternberg’e göre Aşk, üç temel unsurun etkileşimiyle şekillenir: Tutku, Yakınlık ve bağlılık. Her bir bileşen, Aşkın farklı bir yüzünü temsil eder ve ilişkilerin doğasını belirler.  

Bu üç öğeyi bir üçgenin köşeleri gibi düşünebiliriz; birinin eksikliği, Aşkın şekil değiştirmesine neden olurken, üçünün birlikte varlığı ise “ideal Aşk”ın kapılarını aralayabilir.  

Tutku: İlişkilerin Kıvılcımı

Tutku, ilişkilerin ilk kıvılcımıdır. Fiziksel çekim, heyecan, arzular ve romantik gerilim bu bileşenin içinde yer alır. Tutku hızlı başlar ama aynı hızla da azalabilir. Bu yönüyle, Tutkuya dayalı ilişkiler genellikle yoğun ama kısa ömürlü olur. İlk bakışta aşklar, genellikle sadece bu öğeye dayanır.  

Yakınlık: Duygusal Bağın Temeli

Yakınlık, duygusal bağın ve içtenliğin temelidir. Karşılıklı güven, destek, paylaşım ve anlayış bu başlık altında toplanır. Tutkudan farklı olarak zamanla gelişir ve uzun vadede ilişkilerin devamlılığını sağlar. Birbirini tanımak, duygularını açıklıkla paylaşmak ve ortak bir duygusal alan yaratmak, Yakınlığın göstergeleridir.  

Bağlılık: Aşkı Sürdürülebilir Kılan Kararlılık

Bağlılık ise Aşkı sürdürülebilir kılan kararlılığı temsil eder. Partnerlerin ilişkide kalmaya yönelik bilinçli tercihleri, sadakat ve gelecek planları bu öğeyle ilgilidir. Bağlılık olmadan ilişkiler savrulabilir; çünkü bu unsur, fırtınalı zamanlarda ilişkiyi ayakta tutan temeldir.  

Farklı Aşk Türleri

Bu üç yapı taşı, farklı oranlarda bir araya gelerek çeşitli Aşk türlerini oluşturur. Sternberg, bu kombinasyonlardan yedi temel Aşk biçimi tanımlar:  

  • Arkadaşça Aşk: Yalnızca Yakınlığın bulunduğu, ama Tutkudan ve bağlılıktan yoksun olan bağlar. Genellikle derin dostluklara benzer.  
  • Çekimsel Aşk: Tutkunun yoğun olduğu, fakat duygusal Yakınlık ya da kalıcılık taşımayan ilişkiler.  
  • Boş Aşk: Sadece bağlılık üzerine kurulu, ama içinde ne heyecan ne de duygusal derinlik bulunan ilişkiler.  
  • Romantik Aşk: Tutku ve Yakınlığın iç içe geçtiği, ancak uzun vadeli bir bağlılığın henüz oluşmadığı durumlar.  
  • Dostane Aşk: Yakınlık ve bağlılığın olduğu, ama fiziksel ya da romantik çekimin zayıf kaldığı ilişkiler.  
  • Deli Dolu Aşk: Tutku ve bağlılık güçlüdür, ancak duygusal bağ yüzeysel kalır. Genellikle ani evliliklerde bu tür görülür.  
  • Tam Aşk (İdeal Aşk): Tutku, Yakınlık ve bağlılığın hepsinin dengede olduğu Aşk türüdür. Nadir bulunur, ama sürdürülebilirse en doyurucu ilişki modelidir.

Aşkın Pratik Uygulamaları

Sternberg’in teorisi, sadece bireylerin ilişkilerini anlamalarına yardımcı olmakla kalmaz; aynı zamanda terapistler, danışmanlar ve ilişki uzmanları için de pratik bir araç sunar. Bir ilişkide hangi bileşenin eksik olduğunu saptamak, o eksik yönü geliştirmek için stratejiler üretmeyi kolaylaştırır. Örneğin, ilişkide Yakınlık zayıfsa ortak aktivitelerle bağ güçlendirilebilir; Tutku azaldıysa romantizmi canlandıracak adımlar atılabilir.  

Aşk Dinamik midir?

Teori aynı zamanda şu soruyu da gündeme getirir: “Aşk sabit midir, yoksa dönüşür mü?” Sternberg’e göre Aşk dinamik bir yapıdır. Bir ilişkide zamanla bileşenlerin oranı değişebilir. İlk başlarda Tutku yoğunken, zamanla Yakınlık ve bağlılık öne çıkabilir. Bu nedenle, ilişkiyi canlı tutmak için bu üç unsurun sürekli beslenmesi gerekir.  

Sonuç

Robert Sternberg’in Üçgen Aşk Teorisi, Aşkın duygusal kaosunu yapısal bir düzleme taşıyor. Aşkın sadece hissetmekle değil, anlamakla da derinleşebileceğini gösteriyor. Bu model, Aşkı idealize etmek yerine onun karmaşıklığını ve değişkenliğini kabul etmemizi sağlıyor. Belki de Aşkın gerçek büyüsü de burada yatıyor: Hem kalpten gelen bir his, hem de emekle şekillenen bir yolculuk olması.  

Kaynakça  

  • Sternberg, R. J. (1986). A triangular theory of love. Psychological Review, 93(2), 119–135.  
  • Sternberg, R. J. (1988). The triangle of love: Intimacy, passion, commitment. New York: Basic Books.  
  • Acker, M., & Davis, M. H. (1992). Intimacy, passion and commitment in adult romantic relationships: A test of the triangular theory of love. Journal of Social and Personal Relationships, 9(1), 21–50.  
  • Lemieux, R., & Hale, J. L. (2000). Intimacy, passion, and commitment among dating couples: Testing the assumptions of the triangular theory of love. Psychological Reports, 87(3), 941–948.  
  • Hatfield, E., & Rapson, R. L. (1993). Love, sex, and intimacy: Their psychology, biology, and history. New York: HarperCollins College Publishers.
Fidan Yılmaz
Fidan Yılmaz
Fidan Yılmaz, Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden mezun olmuştur. Ardından Üsküdar Üniversitesinde Klinik Psikoloji yüksek lisansına başlamıştır ve proje dönemindedir. Bilişsel Davranışçı Terapi (1.Modül), Mindfulness Temelli Terapi Yaklaşımı, Temel Spor Psikolojisi, 450 saatlik Aile Danışmanlığı, Sanat Terapisi, Çocuk Merkezli Oyun Terapisi, Masal Terapisi, Montessori Eğitimi, İleri Düzey Aile Danışmanlığı eğitimlerini almış, Bilişsel Davranışçı Terapi (2.Modül) eğitimine devam etmektedir. Çocuk, birey ve ailelerle çalışmaktadır. Psikoloji alanında okumalar yapmakta ve gelişmeleri takip etmektedir. Yazar bireylerin yaşamlarına iyileştirici bir şekilde temas etmeyi amaçlamaktadır. Bu doğrultuda bilgi ve deneyimlerini paylaşmak için yazılar yazmakta ve içerik üretmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar