Salı, Ağustos 5, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Travma Sonrası Büyüme: Kırılmanın İçinden Doğan Güç

Travmalar, bireyin fiziksel ve psikolojik bütünlüğünü tehdit eden, mevcut baş etme becerilerini yetersiz kılan, beklenmedik ve sarsıcı bir şekilde deneyimlenen yaşam olaylarıdır. Psikolojik travmalar, yalnızca ruhsal yapıda bir kırılma yaratmakla kalmadan; bireyin dünya görüşünü, benlik algısını ve temel inanç sistemlerini de derinden etkiler.

Psikoloji literatürlerinde, travmanın psikopatolojik olan yıkıcı sonuçları; anksiyete, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi uzun yıllardır araştırma konusu olurken; travmanın aynı zamanda, derin ve dönüştürücü bir gelişim sürecinin de başlangıcı olabileceği ve yeniden yapılanmaya da zemin hazırlayabileceği yönündeki araştırmalar oldukça azdır.

Travmatik deneyimin ardından bazı bireylerde sadece toparlanma değil, aynı zamanda bilişsel, duygusal ve varoluşsal düzeyde bir gelişim süreci de gözlenebilmektedir. Bu olumlu değişim süreci, psikoloji literatüründe Travma Sonrası Büyüme (TSB) kavramı ile tanımlanır.

Bu makalede, Travma Sonrası Büyüme kavramı, psikolojik temelleri, ortaya çıkış koşulları ve Klinik Psikoloji’de Travma Sonrası Büyüme’nin yeri ele alınacaktır.

Travmanın Doğası: Yıkım mı, Dönüşüm mü?

Travma, yalnızca yaşanan olayın şiddetiyle değil; aynı zamanda bireyin baş etme kaynaklarını aşırı zorlaması ve bilişsel sistemini altüst etmesiyle tanımlanır. Travmatik bir deneyim; yaşamın adilliğine, bireyin kontrol algısına, güvenlik duygusuna yönelik temel inançları sarsar. Bu da psikolojik dengede ciddi bir kırılma yaratır. Ancak bazı bireylerde bu kırılma noktası, zamanla bir yeniden yapılanma sürecine evrilir.

Yani birey, travma öncesi benliğinden farklı ama daha güçlü, daha bilinçli ve daha derin bir yaşam algısıyla varlığını sürdürebilir.

Travma Sonrası Büyümenin Tanımı ve Boyutları

Travma Sonrası Büyüme (TSB), “kişinin ciddi bir yaşam krizi sonrasında önceki psikolojik işleyişinden daha ileri bir gelişim düzeyine ulaşması” olarak tanımlanır (Tedeschi & Calhoun, 1996). Bu büyüme yalnızca iyileşme ya da işlevselliğe dönüş değildir; kişinin kendilik algısında, yaşamın anlamına dair düşüncelerinde ve kişilerarası ilişkilerinde niteliksel değişimleri içerir.

TSB beş ana boyutta gözlemlenmektedir:

  1. İlişkilerde Derinleşme ve Yakınlık
    Travma deneyimi, bireyin sosyal bağlarını yeniden değerlendirmesine neden olur; bazı ilişkiler zayıflarken, bazıları daha anlamlı ve derin hale gelebilir. İnsanlarla daha derin bağlar kurma isteği ve duygusal yakınlığa verilen önemin artması gibi durumlar açığa çıkar.

  2. Yeni Olanakların Keşfi
    Travma sonrasında birey, daha önce düşünmediği yaşam yollarını değerlendirip keşfedebilir. Bu boyutta birey, yeni yönelimler geliştirme eğilimindedir.

  3. Kişisel Güç Algısının Artması
    “Bunu atlattım, başka şeyleri de atlatabilirim” düşüncesi gelişerek kişinin benlik gücünde artış olur.

  4. Hayatın Anlamına Yönelik Farkındalık
    Birey, hayatın geçiciliğini daha derin biçimde fark eder ve günlük yaşamın değerini daha çok takdir etmeye başlar; bu farkındalık yaşam kalitesini de artırır.

  5. Ruhsal ve Varoluşsal Gelişim
    İnanç sistemlerinde yeniden yapılanma, derinleşme, hayatın anlamına dair sorgulamalar, daha zengin bir içsel yaşam ve maneviyata yönelme gibi değişimler gözlenebilir.

Travma Sonrası Büyüme’nin Psikolojik Dinamikleri

Travma Sonrası Büyüme, rastlantısal ya da otomatik bir süreç değildir. Aksine, kişinin içsel dünyasında yaşadığı yoğun bilişsel ve duygusal çatışmaların aktif biçimde işlenmesiyle ortaya çıkar. Bu bağlamda TSB’yi doğuran başlıca psikolojik süreçler şunlardır:

a) Bilişsel Yeniden Yapılanma
Travmatik olay bireyin temel inanç sistemini (dünya güvenlidir, insanlar iyidir vb.) altüst eder. Birey, yaşanan olayla baş edebilmek için bu inançları yeniden yapılandırmak zorunda kalır. Bu süreç çoğu zaman acı verici olsa da, aynı zamanda büyümenin zeminini oluşturur.

b) Anlamlandırma Süreci
Travma sonrası birey yaşananları anlamlandırmaya çalışır. Bu süreçte birey, travmayı yaşam hikayesinin bir parçası hâline getirerek bütünlük duygusunu yeniden inşa eder.

c) Duygusal İşleme
Travma sırasında ve sonrasında ortaya çıkan yoğun duyguların bastırılması, uzun vadede psikolojik sıkıntıya yol açabilir. Ancak bu duygularla yüzleşmek, onları ifade etmek ve işlemek, büyümenin ön koşuludur.

d) Sosyal Destek ve Paylaşım
Anlatabilme, tanık bulabilme ve duygusal destek alma; TSB’nin gelişiminde kritik bir rol oynar. Güvenli bağlar içinde paylaşım, travmanın yalıtıcı etkisini zayıflatır.

TSB Herkeste Görülür mü? Her Travma Gelişim Fırsatı mı?

Travma Sonrası Büyüme her bireyde gözlemlenemez ve her travma gelişime neden olmaz.
Bazı bireylerde travmalar, ciddi ruhsal bozulmalara yol açarken, bazı bireylerde bu süreç bir içsel dönüşümle sonuçlanabilir. Bu farklılıkta etkili olan faktörler şunlardır:

  • Bireyin kişilik yapısı

  • Önceden var olan psikolojik sağlamlık düzeyi

  • Sosyal destek sistemi

  • Travmanın türü ve şiddeti

  • Zamanla gelişen baş etme becerileri (İnci, 2020)

Bu nedenle, TSB bir “pozitif düşünce tekniği” değil; bireyin acıyla yüzleşme ve acıyı dönüştürme kapasitesine bağlı olarak şekillenen karmaşık bir süreçtir.

Klinik Psikoloji’de Travma Sonrası Büyüme’nin Yeri

Travma Sonrası Büyüme’nin psikoterapi sürecinde desteklenmesi, sadece semptomları azaltmakla sınırlı kalmayan, bireyin yaşamla kurduğu ilişkisini dönüştüren bir çalışmadır.
Psikoterapist, danışanın travmaya ilişkin anlatısını anlamlandırmasına, yeni bir kimlik inşasına, içsel kaynaklarını keşfetmesine ve geliştirmesine eşlik eder.

Aynı zamanda TSB, psikoterapide; Varoluşçu Terapi ve Kognitif Davranışçı, EMDR ve Şema Terapi yaklaşımlarıyla bütüncül olarak çalışılabilir.
Psikoterapide amaç yalnızca “eskisi gibi olmak” değil, “yeni bir benliği inşa etmek” olmaktadır.

Sonuç

Travmalar, kaçınılmaz olarak yaşamın bir parçasıdır. Ancak bu deneyimlerin bireyde nasıl bir iz bıraktığı, yalnızca olayın şiddetine değil, kişinin bireysel özelliklerine, anlamlandırma sürecine ve yeniden yapılanma kapasitesine bağlıdır.
Travma Sonrası Büyüme, bireyin yaşamla kurduğu ilişkide daha derin, bilinçli ve dirençli bir yapı geliştirmesini mümkün kılar. Bu yönüyle travma, sadece bir yıkım değil; aynı zamanda bir dönüşüm çağrısıdır.

Kaynakça

  • Tedeschi, R. G., & Calhoun, L. G. (1996). The Posttraumatic Growth Inventory: Measuring the positive legacy of trauma. Journal of Traumatic Stress, 9(3), 455–471.

  • İnci, F. (2020). Travma Sonrası Büyüme: Bir Derleme. Psikiyatri Hemşireliği Dergisi.

Elif Akan Çelik
Elif Akan Çelik
Uzman Klinik Psikolog ve Psikoterapist Elif Akan Çelik, psikoloji alanındaki akademik ve klinik deneyimiyle bireylerin psikolojik sağlığını güçlendirmeye yönelik çalışmalar yürütmektedir. Lisansını Psikoloji, yüksek lisansını ise klinik psikoloji alanında tamamlayan Çelik, Şema Terapi, BDT, EMDR ve Gottman Çift Terapisi alanlarında uzmanlaşmıştır. Bilimsel çalışmaları akademik platformlarda yer almakla birlikte, psikoloji bilimini, etik değerlere bağlı kalarak, herkes için anlaşılır ve erişilebilir hale getirmeyi amaçlayan Çelik, bireylerin psikolojik sağlığı ve iyi oluşlarını desteklemeye yönelik akademik ve klinik psikoloji çalışmalarını sürdürmektedir. Londra ve İstanbul’da kurucusu olduğu BloomMind Psychology çatısı altında, ergen, yetişkin ve çift terapisi alanlarında yüz yüze ve online seanslar düzenlemektedir. Bilimsel bilgiyi toplumla buluşturmayı misyon edinen Çelik, şimdi de Psychology Times Türkiye dergisinde İngilizce ve Türkçe yazılarıyla bilgi ve deneyimlerini paylaşmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar