Cumartesi, Mayıs 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Doğru İnsan Gerçekten Var Mı?

Doğru insanı bulmak” neredeyse herkesin hayatında bir noktada sorduğu evrensel bir sorudur. Ancak doğru insan denildiğinde kastedilen tam olarak kimdir? Bize benzeyen mi, bizi tamamlayan mı, yoksa bizi değiştiren mi? Psikoloji bilimi, bu soruya tek bir yanıt sunmak yerine, bireysel farkındalık, bağlanma kuramı, kişilik yapısı ve yaşam beklentileri üzerinden çok yönlü bir bakış kazandırır. Doğru insan, sabit bir kalıba değil, kişiden kişiye değişen bir ihtiyaca dayanır. O hâlde gelin, bu kavramı psikolojik bir mercekle birlikte inceleyelim.

Öncelikle şunu kabul edelim: “doğru insan” diye evrensel, tek bir profil yoktur. Çünkü herkesin sevgi dili, bağlanma biçimi, değer yargıları ve ilişki beklentileri farklıdır. Psikoloji, bu noktada bireysel farklılıkları merkeze alarak, “doğru insan” kavramının bir karşılık değil, bir uyum olduğunu öne sürer.

Bağlanma kuramı, bu konuda önemli bir yol göstericidir. Güvenli bağlanan bireyler, ilişkilerde zupełnie iletişim kurabilen, kendini ifade etmekte zorlanmayan ve karşısındakinin duygusal ihtiyaçlarını anlayabilen kişilerdir. Bu bireyler için “doğru insan”, kendilerini olduğu gibi kabul eden, duygusal istikrar sağlayan ve bireysel sınırlarına saygı gösteren kişilerdir. Öte yandan, kaçıngan ya da kaygılı bağlanan kişiler için “doğru insan” daha farklı olabilir; biri, onlara güven vermeli ama aynı zamanda onları duygusal olarak tehdit etmeyecek kadar mesafeli durmalıdır.

Kişilik kuramları da bu arayışta rehber olabilir. Mesela, dışa dönük bir birey için hayat dolu, sosyal ve dinamik biri “doğru insan” gibi görünebilirken; içe dönük bir kişi için anlayışlı, sakin, derin konuşmalar yapabilen biri daha çok “doğru insan” tanımına uyar. Aynı şekilde, düzenli ve planlı biri için spontane bir partner başta çekici gelse de uzun vadede çatışmalara yol açabilir. Yani doğru insanı bulmak kadar, doğru insanla sürdürülebilir bir ilişki yürütmek de psikolojik uyuma dayanır.

Beklentiler de doğru insan algısını şekillendirir. Bazı insanlar için doğru insan; sadık, şefkatli, istikrarlı ve huzur veren biridir. Bazıları içinse heyecan verici, yaratıcı ve sürprizlerle dolu biri. Bu beklentilerin altında, çocukluktan itibaren gelişen değer yargılarımız, geçmiş deneyimlerimiz ve benlik algımız yatar. Bir kişinin doğru insanı, aslında onun ihtiyaçlarını en sağlıklı şekilde karşılayan kişidir. Bu da bazen benzerlikten değil, farklılığın dengeleyici gücünden gelir.

Psikolojide sıkça tartışılan bir başka kavram da projeksiyondur. Bazen birini “doğru insan” olarak görmek, aslında bizim kendi içimizde tamamlamaya çalıştığımız yönleri karşımızdakine yansıtmamızla ilgili olabilir. Mesela, yeterince özgüvenli hissetmeyen biri, güçlü görünen birini “doğru insan” olarak tanımlayabilir. Fakat bu, uzun vadede gerçek bir psikolojik uyum değil; eksiklikten doğan bir idealizasyondur. Bu yüzden sağlıklı bir ilişkide doğru insan, içsel boşluklarımızı dolduran değil; bizi olduğumuz gibi gören ve kabul eden kişidir.

Bir ilişkide en önemli şeylerden biri de ortak değerler ve yaşam beklentileridir. Birbirini seven iki kişi bile eğer hayata dair temel değerlerinde çok farklıysa, ilişkileri uzun vadede sürdürülebilir olmayabilir. Doğru insan, yalnızca duygusal olarak iyi hissettiren değil; birlikte yaşanabilir bir hayat kurmaya uygun biri olmalıdır. Psikolojik olarak olgunlaşmış bireyler, bu farkı daha net görebilir ve geçici duygusal tatmin yerine uzun vadeli psikolojik uyumu tercih edebilir.

Ayrıca şunu da unutmamak gerekir: “Doğru insan” sabit bir figür değil, zamana ve gelişime açık bir kimliktir. Yani biri şu an için doğru insan olabilir ama beş yıl sonra değişen değerlerinizle size uymayabilir. Ya da başlangıçta sizi zorlayan biri, zamanla size en iyi gelen kişi hâline dönüşebilir. İnsan ilişkileri durağan değil, dönüşen sistemlerdir. Bu yüzden doğru insanı bulmaktan çok, birlikte dönüşebileceğiniz insanı bulmak önemlidir.

Sonuç

“Doğru insan kimdir?” sorusunun cevabı, kişisel farkındalıkla başlar. Kendi ihtiyaçlarını, sınırlarını, sevgi dilini ve ilişki tarzını bilen biri, kendisine uygun kişiyi daha net tanımlayabilir. Psikolojik uyum, bağlanma kuramı ve ortak değerler, bu yolculukta en önemli pusulalardır. Doğru insan, sizi değiştirmeye çalışmayan ama birlikte gelişmeye açık olan kişidir. Ve belki de en güzeli şudur: Doğru insanı ararken, önce kendiniz için doğru insan olmaya başlamanız gerekir. Çünkü insan, kendi içinde ne kadar denge kurarsa, o dengeye sahip birini o kadar kolay tanır.

İpek Su Tarak
İpek Su Tarak
İpek Su Tarak, psikoloji lisans eğitimini Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi'nde tamamlamış, klinik psikoloji yüksek lisans eğitimine Nişantaşı Üniversitesi'nde devam etmektedir. Eğitim süreci boyunca çeşitli kurumlarda çocuk, ergen, yetişkin ve yaşlı bireylerle çalışarak klinik gözlem, test uygulamaları ve vaka analizleri gibi alanlarda deneyim kazanmıştır. Mesleki gelişimini desteklemek amacıyla Harvard Medical School'dan Positive Psychology Certificate programını tamamlamış, Prof. Dr. Onur Uçak Türker'den MBSR (Mindfulness Temelli Stres Azaltma) eğitimi almış, Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur'un yürüttüğü “Cinsel İşlev Bozuklukları ve Çift Sorunları" eğitimine katılımını sürdürmektedir. Alanına duyduğu ilgiyle çok yönlü bir klinik perspektif geliştirmeyi hedeflemektedir

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar