Perşembe, Mayıs 22, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Deliryum: Zihnin Sis Perdesi

Antik Roma’da “Delirare” kelimesi, “izinden sapmak” ya da “aklın sürüden ayrılması” anlamına gelirdi. Tarlada öküz sabandan çıkıp düzensiz bir hatta ilerlediğinde, çiftçiler buna “delirare” derdi. Modern tıptaki deliryum kavramı da tam olarak bunu ifade eder: zihnin kendi doğrultusundan çıkıp bilinmez bir alana sürüklenmesi. Bir tür akıl kayması, geçici ama çarpıcı bir bilinç çözülmesidir. Kimi zaman kişi gözlerini açar ama bulunduğu yeri tanımaz. Kimi zaman geçmişi şimdiyle karıştırır, olmayan şeyleri gerçek sanır. Mitolojik hikâyelerde, tanrıların gazabına uğrayarak aklını yitiren kahramanlar gibi, deliryum geçiren kişi de zihninin rehberliğini yitirir.

Deliryum Nedir?

Deliryum, beynin kısa süreli bir “karışıklık hali” olarak tanımlanabilir. Genellikle birkaç saat ya da gün içinde başlar. Kişi zamanı, mekânı ve insanları karıştırır, konuşmaları tutarsızlaşır, dikkatini toparlayamaz. Bazen halüsinasyonlar ya da paranoya da eşlik eder (American Psychiatric Association, 2013). Ancak önemli bir ayrım var: Deliryum bir hastalık değil, bir belirtidir. Tıpkı ateş gibi. Beyin, bir sorun olduğunu bu şekilde duyurur. Bu nedenle altta yatan nedenin bulunması ve tedavi edilmesi kritik önem taşır (Wilson et al., 2020).

Nörobilimsel Arka Plan: Beyin Sislenince

  • Dikkat Sisteminin Çöküşü
    Normalde beynimiz, çevreden gelen milyonlarca bilgiyi filtreleyip anlamlı hale getirir. Bu sürecin baş aktörleri prefrontal korteks, talamus ve retiküler aktivasyon sistemidir. Deliryumda bu bölgeler arasındaki iletişim bozulur (Hshieh, Inouye, & Oh, 2021). Bu yüzden kişi bakış olarak “uyanıktır” ama zihinsel olarak başka bir yerde olabilir.
  • Nörotransmitter Dengesizlikleri
    Deliryumda en belirgin biyokimyasal değişiklik, asetilkolin seviyesinin azalmasıdır. Asetilkolin, dikkat ve bilinç için kritik bir nörotransmitterdir. Eksikliğinde kişi çevresine ilgisiz ya da kafası karışık hale gelir. Dopamin düzeyindeki artış ise düşünce bozukluklarına ve halüsinasyonlara yol açabilir (Maldonado, 2013). GABA ve serotonin gibi diğer kimyasal maddelerin de süreçte rol oynadığı düşünülmektedir (Coyle, 2017).
  • Enerji Krizi Teorisi
    Bazı araştırmacılar, deliryumu beynin bir tür “acil durum protokolü” olarak görür. Vücut enfeksiyon, susuzluk veya travmayla mücadele ederken beyin daha az enerjiyle çalışmak zorunda kalır. Yüksek enerjili işlemler devre dışı kalır, sadece yaşamsal merkezler aktif kalır. Bu da zihinsel bulanıklığa neden olur (Inouye, Westendorp, & Saczynski, 2014).

Deliryuma Neden Olan Durumlar

Deliryumun ortaya çıkmasında birçok tıbbi ve çevresel faktör etkili olabilir:  

  • Enfeksiyonlar: Özellikle yaşlılarda idrar yolu enfeksiyonu veya zatürre gibi rahatsızlıklar deliryumu tetikleyebilir.  
  • Ameliyat sonrası dönem: Kalça kırığı veya kalp ameliyatı gibi büyük cerrahiler sonrası, vücudun stres altında olması ve kullanılan ilaçlar deliryum riskini artırır.  
  • İlaçlar: Ağrı kesiciler, antikolinerjikler ve bazı sakinleştiriciler beyin kimyasını etkileyerek bu tabloya yol açabilir (Hshieh et al., 2021).  
  • Çevresel faktörler: Susuzluk, elektrolit dengesizlikleri, aşırı yorgunluk ve yoğun bakım ortamındaki ışık-gürültü maruziyeti risk faktörlerindendir.

Deliryumun hızlı gelişen doğası nedeniyle, psikoz ya da demans ile karıştırılabilir. Ancak başlangıç şekli, süresi ve bilinç düzeyi açısından önemli farklılıklar vardır (Wilson et al., 2020).

Teorik Yaklaşımlar: Zihin Ne Yapmaya Çalışıyor?

  • Predictive Coding: Beyin Tahmin Edemezse
    Modern nörobilimde “öngörüsel kodlama” (predictive coding) teorisine göre, beyin dünyayı sürekli tahmin eder ve duyusal verilerle karşılaştırır. Deliryumda bu sistem çöker. Beyin bilgileri anlamlandıramaz, gerçekle hayal arasındaki ayrımı yapamaz. Bu nedenle kişi olmayan şeyleri görebilir, anlamlı bağ kuramaz (Friston, 2005).
  • Bilincin Yapısal Çözülmesi
    Deliryumda benlik algısı, zaman-mekân ilişkisi ve dikkat sistemleri dağılır. Bilinçli olmanın yapı taşları çöker. Kişi bazen kendisini geçmişte zanneder, bazen bugünü tamamen unutabilir (Coyle, 2017).

Sonuç: Sis Perdesi Aralanabilir mi?

Deliryum korkutucu bir tablo olsa da, doğru yaklaşımla çoğu zaman geri dönüşlüdür. Özellikle yaşlı bireylerde geç fark edilirse uzun süreli bilişsel etkiler bırakabilir. Bu nedenle toplumun, sağlık çalışanlarının ve aile bireylerinin farkındalığı çok önemlidir. Zihnin bu geçici “sis perdesi”, doğru zamanda müdahale ile aralanabilir. Çünkü deliryum, beynin ne kadar hassas, ama aynı zamanda ne kadar dirençli bir organ olduğunu hatırlatır.

Kaynakça

  • American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). Arlington, VA: American Psychiatric Publishing.
  • Coyle, J. T. (2017). Delirium: Pathophysiology and Neurochemistry. In Yudofsky, S. C., & Hales, R. E. (Eds.), The American Psychiatric Publishing Textbook of Neuropsychiatry and Clinical Neurosciences (6th ed.). Washington, DC: American Psychiatric Publishing.
  • Friston, K. (2005). A theory of cortical responses. Philosophical Transactions of the Royal Society B: Biological Sciences, 360(1456), 815–836. https://doi.org/10.1098/rstb.2005.1622
  • Hshieh, T. T., Inouye, S. K., & Oh, E. S. (2021). Delirium in the elderly. Psychiatric Clinics of North America, 44(3), 483–500. https://doi.org/10.1016/j.psc.2021.05.002
  • Inouye, S. K., Westendorp, R. G., & Saczynski, J. S. (2014). Delirium in elderly people. The Lancet, 383(9920), 911–922. https://doi.org/10.1016/S0140-6736(13)60688-1
  • Maldonado, J. R. (2013). Neuropathogenesis of delirium: Review of current etiologic theories and common pathways. The American Journal of Geriatric Psychiatry, 21(12), 1190–1222. https://doi.org/10.1016/j.jagp.2013.01.005
  • Wilson, J. E., et al. (2020). Delirium. Nature Reviews Disease Primers, 6(1), 90. https://doi.org/10.1038/s41572-020-00223-4
Bahar Sert
Bahar Sert
Bahar Sert, psikoloji ve nörobilim alanlarında akademik bir geçmişe sahip bir psikologdur. Psikoloji lisans eğitimi sırasında moleküler biyoloji ve genetik alanında yan dal yaparak disiplinlerarası bir bakış açısı kazanmıştır. Yüksek lisans eğitimini nörobilim üzerine tamamlayan Sert, özellikle hafıza ve nöral ağlar üzerine çalışmalar yürütmüştür. Sinirsel geri bildirim laboratuvarında bir dönem çalışmalar yaparak beyin aktivitesinin ölçümü ve geri bildirim mekanizmaları konusunda deneyim kazanmıştır. İtalya Ulusal Araştırma Konseyi’ne bağlı Biyofizik Enstitüsü’nde hesaplamalı sinirbilim üzerine staj yaparak bu alandaki uzmanlığını pekiştirmiştir. Akademik çalışmalarının yanı sıra, psikolojik süreçlere nörobilimsel bir perspektiften yaklaşarak bilimsel içerikler üretmekte ve araştırmalarına devam etmektedir. Ayrıca, sanat terapisti olarak yaratıcı süreçleri psikolojik iyileşme ve ifade aracı olarak kullanmaya yönelik çalışmalar yürütmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar