Ergenlik, bireyin hem bedensel hem de ruhsal olarak en yoğun değişimleri yaşadığı, kimlik arayışının ve aidiyet ihtiyacının en keskin hissedildiği bir geçiş dönemidir. Bu dönemde bedende meydana gelen değişimler, gençlerin kendilik algılarını derinden etkilerken; çevrenin, akranların ve özellikle sosyal medyanın dayattığı ideal beden görüntüleri, gençlerde mükemmeliyetçilik baskısını doğurur. Mükemmeliyetçilik görünüşe yöneldiğinde gencin kendisini değersiz hissetmesine, sürekli eksik bulmasına neden olabilir. Bu yazıda ergenlikte beden algısının nasıl şekillendiği, mükemmeliyetçilikle nasıl iç içe geçtiği ve gençlerin psikolojik sağlamlıklarının nasıl desteklenebileceği ele alınacaktır.
Beden Algısı Nedir?
Beden algısı, bireyin kendi bedeniyle ilgili sahip olduğu düşünce, duygular ve değerlendirmelerin bütünüdür. Ergenlik döneminde ise beden algısı hem hızlı fiziksel değişimlerin yaşanması hem de sosyal çevrenin etkisinin artması nedeniyle daha hassas bir yapıya dönüşür. Gençler bu dönemde bedenlerini sıkça başkalarıyla kıyaslar ve sosyal kabul görme arzusu beden algısının olumlu ya da olumsuz gelişiminde belirleyici rol oynar (Cash & Pruzinsky, 2002).
Çevrenin ve Sosyal Medyanın Etkisi
Akran grupları, gencin bedenine yönelik değerlendirmelerinde önemli bir rol oynamaktadır. Ergenlerin, kabul görme ve aidiyet duygusunu sürdürebilmek adına kendini yaşıtlarıyla fiziksel görünüm açısından karşılaştırması, beden algısının olumlu ya da olumsuz yönde değişmesine neden olabilir. Aynı zamanda sosyal medya platformlarında gördükleri filtrelenmiş, düzenlenmiş bedenler genç bireylerde gerçek dışı standartlara ulaşma arzusunu tetikleyebilir. Birey kendini sosyal medyada gördüğü kişilerle kıyaslamaya çalışabilir, bu da zamanla beden ve ruh sağlığı için olumsuz bir hale gelebilir.
Mükemmeliyetçiliğin Ergenlikteki Yansıması
Mükemmeliyetçilik gencin kendisi ya da çevresi ile ilgili gerçek dışı beklentilere sahip olması ile açıklanabilir. Birey hata yapmaktan kaçınır, kendi ile ilgili katı kurallar koyar. Toplumsal ve sosyal medya kanalları aracılığıyla bireyler mükemmel olarak idealleştirdiği bedene ulaşma çabası içine girerler. Bu süreçte ebeveynlerin dış görünüşe dair yorumları da etkili olmaktadır. Eleştirel olan ebeveyn tutumları ergenin görünüşü ile ilgili mükemmeliyetçilik eğilimdeki hassasiyeti artırabilir.
Ergenin Beden Algısı ve Mükemmeliyetçilik Arasındaki İlişki
Ergenlik dönemine giriş ile birlikte gencin bedeninde fiziksel olarak hızlı bir değişim yaşanır. Bununla birlikte ergen bedenine karşı daha hassas bir tutum geliştirir. Ergenin bedenine karşı mükemmeliyetçi bir tutumda olması görünüşüne karşı eleştirel bir tutum geliştirmesine neden olur. Ergen ideal beden olduğunu düşündüğü görünüş ile kendi bedeni arasında bir kıyaslama yapmaya başlar. Ferreira, Pinto-Gouveia ve Duarte (2020) tarafından yapılan çalışmanın sonuçlarına göre yüksek düzeyde mükemmeliyetçilik eğilimi gösteren gençlerin beden algısı memnuniyet düzeyleri düşmekte ve bu durum benlik saygısında azalma, sosyal kaygı düzeyinde artış gibi psikolojik sorunlara yol açmaktadır.
Psikolojik Etkiler ve Riskler
Mükemmeliyetçi ergen bedeni ile ilgili yüksek standartlar belirlemesi psikolojik sorunları tetikleyebilir. Ergenin beden algısına dair sürekli olarak olumsuz düşünceler geliştirmesi, mükemmel beden olarak belirlediği görünüme ulaşmak için geliştirdiği düşünce kalıpları kendini yetersiz hissetmesine ve depresyon belirtilerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Sosyal medyada gördüğü ve idealize ettiği toplumsal güzellik standartlarını kendisine hedef olarak koyar ve sürekli olarak bir kıyaslama yapmaya başlar aynı zamanda üzerinde büyük bir baskı hissedebilir. Bu durum ergende kaygıya, düşük özgüvene ve yalnızlığa yol açabilir. Olumsuz beden algısına ve mükemmeliyetçiliğe sahip ergende anoreksiya ve bulimia gibi yeme bozuklukları tetiklenebilir. Ergenin bedeni üzerinde sürekli kontrol sağlamak, idealize ettiği gibi bedenini şekillendirebilmek için aşırı kilo kaybı ya da kilo alımı gibi sağlıksız davranışlara yönelebilir.
Uzun Vadeli Etkiler
Ergenin mükemmel bedene ulaşmak için gerçekleştirdiği sağlıksız alışkanlıklar yetişkinlik döneminde de devam edebilir. Bu durum uzun vadede psikolojik sorunlara da yol açabilir. Benlik saygısı zedelenebilir, sosyal ilişkilerde bozulmalar yaşanabilir hatta depresyon gibi psikolojik sorunlar da yaşanabilir.
Koruyucu Faktörler ve Öneriler
Ergenlikte olumsuz beden algısı ile ilgili psikolojik riskleri azaltmak için bireysel ve çevresel koruyucu faktörler etkili olabilir. Ailesi ile güvenli bir bağlanma gerçekleştiren ergen doğru bir kendilik algısı geliştirebilir. Ebeveyn bedensel görünümle ilgili değil sağlıklı yaşamın önemine vurgu yapması destekleyicidir. Ailenin eleştirel söylemlerden kaçınması, dış görünüş ile ilgili kıyaslamadan uzak durması önemlidir. Yapılan araştırmalar, ebeveyn desteği alan ergenlerin beden algısından daha fazla memnuniyet duyduğunu göstermektedir (Tiggemann, 2005).
Koşulsuz Kabul ve Öz Şefkat
Koşulsuz kabul, ergenin benlik saygısının güçlenmesine ve beden algısına yönelik daha sağlıklı bir algı geliştirmesine olanak tanır. Bu süreçte, ergenin vücudunda yaşadığı değişimlere dair olumlu geri bildirimler almak, onun bu süreci daha sağlıklı bir şekilde atlatmasına yardımcı olabilir.
Akran Desteği ve Okul Ortamı
Ergenlik döneminde biri için akran desteği de oldukça önemlidir. Bu dönemde ergenin akranının desteğini alması kendini kabul etmesinin yolunu açabilir. Akran zorbalığı adı altında alaycılık, dışlama, fiziksel görünüşe dayalı yorumların önüne geçilmelidir. Bunun için okullarda akran zorbalığının önüne geçmek ile ilgili farkındalık etkinlikleri yapılması ergen için destekleyicidir. Mükemmeliyetçi bir ergen bedenine karşı sert, katı ve genellikle olumsuz bir tutum içindedir. Ergenin beden algısına karşı şefkatli bir yaklaşım gerçekleştirmesi sağlanmalıdır. Günlük tutma ve öz-şefkat çalışmaları bu süreci destekleyebilir. Ergen gününün çoğunu okulda geçirmektedir. Bu nedenle okul ortamı da beden algısı ile ilgili olumlu düşüncelerin verilebileceği oldukça önemli bir alandır. Beden algısı konulu seminerler düzenlenebilir bununla ergenin farkındalığını artırılması sağlanır. Yoğun mükemmeliyetçilik, olumsuz beden algısı ve buna bağlı depresyon, anksiyete gibi durumlarda psikolojik destek gereklidir.
Sonuç
Ergenlik dönemi bedensel ve psikolojik açıdan değişimlerin gerçekleştiği, kimlik edinme sürecinin başladığı oldukça önemli bir evredir. Bu evrede ergenin geliştireceği beden algısının psikolojik ve bedensel olarak uzun vadede etkileri bulunmaktadır. Özellikle mükemmeliyetçilik eğilimi olan ergende bu dönemde bedeni ile ilgili değerlendirmelerini olumsuz açıdan etkileyerek bazı psikolojik riskleri beraberinde getirir. Bu bağlamda aile ve okul desteği, koruyucu faktörlerin desteklenmesi ergenin bu süreci daha sağlıklı geçirmesinin yolunu açar. Beden algısını olduğu hali ile kabul edebilen bireylerin gelişimi desteklenmiş olacaktır.