Romantik ilişkiler, bireyin kendini güvende, bağlı ve değerli hissetmesini sağlayan en önemli sosyal bağlardan biridir. Bu yüzden bir ilişkinin sona ermesi, sadece bir kişiyi kaybetmek değil, aynı zamanda ortak hayalleri, alışkanlıkları ve hatta benliğin bir parçasını yitirmek gibi hissettirebilir. Ayrılık sonrası yaşanan duygusal çalkantı, çoğu zaman yas sürecine benzer bir deneyim olarak görülür. İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme gibi aşamalardan geçen bireyler, duygusal anlamda karmaşık bir yolculuğa çıkarlar (Kübler-Ross, 1969). Ancak, bu sürecin zorlu olması, onu aşmanın imkânsız olduğu anlamına gelmez.
Ayrılık Sonrası Beynimizde Neler Oluyor?
Ayrılık sonrası yas süreci, her bireyde farklı şekillerde yaşansa da, bazı ortak psikolojik dinamiklerden söz etmek mümkündür. Yapılan araştırmalar, romantik bir ilişkinin sona ermesinin, bireyin beyninde fiziksel ağrıya benzer bir etki yarattığını göstermektedir. Fisher ve arkadaşları (2010) tarafından yapılan bir çalışmada, ayrılık yaşayan bireylerin beyin aktiviteleri incelenmiş ve romantik reddedilmenin, fiziksel acıyı işleyen sinir devrelerini tetiklediği bulunmuştur. Bu nedenle, ayrılıkla başa çıkmaya çalışan birinin yaşadığı duygusal acıyı küçümsemek yerine, bunun biyolojik ve psikolojik temelleri olan doğal bir süreç olduğunu kabul etmek önemlidir.
Kendini Yeniden Tanımlamak: Ayrılığın Öz Kimlik Üzerindeki Etkisi
Ayrılığın en büyük etkilerinden biri, bireyin öz kimliğinde yarattığı sarsıntıdır. İlişkiler, kim olduğumuzla ilgili güçlü referans noktaları sunar ve bir ilişki sona erdiğinde, birey kendini kaybolmuş hissedebilir. Yapılan araştırmalara göre, uzun süreli ilişkiler sonrası bireylerin öz kimlik algısı zayıflayabilir ve bu durum, ayrılık sonrası yas sürecini daha zor hale getirebilir. Ancak bu süreci sağlıklı bir şekilde geçirmek mümkündür (Slotter, Winger & Ward, 2015).
Öncelikle, duyguları bastırmak yerine kabul etmek ve yaşamak, sürecin sağlıklı ilerlemesini sağlar. Araştırmalar, ayrılığın ardından hissedilen acıyı anlamlandırmaya çalışan bireylerin, duygusal iyileşme sürecinde daha hızlı ilerlediğini göstermektedir (Boelen & Reijntjes, 2009).
Başa Çıkma Yöntemleri: Ayrılık Sonrası İyileşme Stratejileri
Ayrılık sonrası yas süreci zorlayıcı olsa da, bu dönemi daha sağlıklı geçirmek için bilimsel olarak kanıtlanmış bazı stratejiler bulunmaktadır:
- Sosyal Destek Almak
Yakın arkadaşlar ve aileyle vakit geçirmek, bireyin yalnız olmadığını hissetmesine yardımcı olur. Sosyal destek, hem duygusal rahatlama sağlar hem de bireyin farklı bakış açıları kazanmasına olanak tanır (Coan, Schaefer & Davidson, 2006). - Yeni Rutinler Oluşturmak
Ayrılıkla birlikte günlük yaşamda boşluk hissi oluşabilir. Yeni hobiler edinmek, spora başlamak ya da sanatsal faaliyetlere yönelmek, bireyin dikkatini dağıtmasına ve yaşamına yeniden anlam katmasına yardımcı olabilir. - Bilişsel Yeniden Yapılandırma
Bilişsel yeniden yapılandırma teknikleri kullanarak, ayrılığı kişisel bir başarısızlık olarak görmek yerine, bir öğrenme deneyimi olarak değerlendirmek mümkündür. Dweck (2017) tarafından geliştirilen “gelişim odaklı düşünce yapısı”, zorlu yaşam deneyimlerinin bireysel büyüme fırsatları sunduğunu göstermektedir. - Fiziksel Aktiviteyi Artırmak
Egzersiz yapmak, sadece fiziksel sağlığa değil, aynı zamanda ruh haline de olumlu katkı sağlar. Yapılan araştırmalar, düzenli egzersizin stres hormonlarını azalttığını ve mutluluk hissi artıran endorfin salgısını tetiklediğini göstermektedir (Mouratidi, Athanasopoulos & Panagiotopoulos, 2020).
Zaman Her Şeyin İlacı mı?
“Zamanın her şeyi iyileştirdiği” sıkça söylenir, ancak aslında iyileşme süreci yalnızca zamanın geçmesiyle değil, bireyin bu süreci nasıl yönettiğiyle ilgilidir. Duyguları kabul etmek, kendine nazik davranmak ve yeni başlangıçlara açık olmak, ayrılığın ardından duygusal iyilik halini yeniden kazanmayı kolaylaştırır. Ayrılıklar her ne kadar zorlayıcı olsa da, bireyin kendini daha iyi tanıması ve kişisel gelişimine katkı sağlaması için bir fırsat olabilir.
Kaynakça
- Boelen, P. A., & Reijntjes, A. (2009). Negative Cognitions in Emotional Problems Following Romantic Relationship Break-Ups. Stress and Health, 25(1), 11–19.
- Coan, J. A., Schaefer, H. S., & Davidson, R. J. (2006). Lending a Hand: Social Regulation of the Neural Response to Threat. Psychological Science, 17(12), 1032–1039.
- Dweck, C. S. (2017). Mindset: The New Psychology of Success. Random House.
- Fisher, H. E., Brown, L. L., Aron, A., Strong, G., & Mashek, D. (2010). Reward, Addiction, and Emotion Regulation Systems Associated With Rejection in Love. Journal of Neurophysiology, 104(1), 51–60.
- Kübler-Ross, E. (1969). On Death and Dying. Scribner.
- Mouratidi, M., Athanasopoulos, S., & Panagiotopoulos, A. (2020). Exercise and Stress Management: A Holistic Approach. International Journal of Sport Psychology, 51(2), 213–229.
- Slotter, E. B., Winger, L., & Ward, D. E. (2015). Finding the Self in Romantic Relationships: A Three-Factor Model of Identity Change. Self and Identity, 14(1), 12–36.