Perşembe, Nisan 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Tarot, Fal, Burçlar: Popüler Batıl İnançların Psikolojik Temelleri

“Ben tam burcumun özelliklerini gösteriyorum, yorumlarına bakıyorum da resmen beni anlatıyor.” diyenlerden misiniz? Ya da dolunay çıktığında daha sinirli hissettiğiniz oluyor mu? Peki, nasıl oluyor da okuduğumuz burç yorumları, tarot falları bu kadar isabetli çıkıyor? Aslında toplumun genelini ilgilendiren birçok konu gibi bunun arkasında yatan sebebi de rahatlıkla anlayabiliriz. Gelin, fal baktırmanın psikolojik temelini birlikte inceleyelim.  

Konuyu interaktif bir şekilde deneyimlemek adına birlikte ufak bir psikolojik deney yaparak başlayalım. Şimdi sizlere vereceğim birkaç cümle ile kişiliğinize dair tahminlerde bulunacağım. Sizler de okurken düşünüp ne kadarının size uyduğuna karar verebilirsiniz.  

  • Zaman zaman hayatınızda değişiklikler yapmak istiyorsunuz ancak sınırlamalar ve kısıtlı imkanlar sizi mutsuz ediyor.  
  • Bazen hayatınıza dair doğru kararları verip vermediğiniz hakkında ciddi şüpheler yaşıyorsunuz.  
  • Kimi zaman fazlasıyla dışa dönük ve sosyal olabiliyorken farklı durumlarda çok içe dönük ve çekinik bir yapıya bürünebiliyorsunuz.  
  • Duygusal beklentileriniz ilişkilerinizde problemler yaşamanıza yol açıyor.  
  • Özelinizi çekinmeden anlatabileceğiniz ve gerçekten yakın gördüğünüz kişiler oldukça sınırlıdır.  
  • Bağımsız düşünüyorsunuz ve yeni fikirlere açıksınız, ancak başkalarının fikirleri sağlam nedenlere dayanmadığı takdirde size inandırıcı gelmiyor.  
  • İlişkilerinizde başlangıçta soğuk biriymiş gibi bir izlenim veriyorsunuz ancak karşınızdaki kişiye ısındıkça konuşkan ve sıcakkanlı tarafınız ortaya çıkıyor.  
  • Başkalarının sizi sevmesini ve iyi yanlarınızı takdir etmesini istiyorsunuz ancak kendinize karşı tutumunuz eleştirel olabiliyor.  
  • İstediğinizde kendi yararınıza kullanabileceğiniz büyük bir kapasiteniz var.  
  • Kimi zaman gerçekçi olmayan hayalleriniz ve istekleriniz olabiliyor.  
  • Dışarıdan özgüvenli ve disiplin sahibi bir duruşunuz var, ancak içten içe kaygılı ve güvensiz anlar yaşayabiliyorsunuz.  
  • Hayatta en çok gerek duyduğunuz his güvendir.  
  • Kişiliğinizde bazı zayıf yönleriniz olsa da olumlu yönleriniz ile ortaya çıkan durumları telafi edebiliyorsunuz.

Barnum-Forer Etkisi

Muhtemelen bu ifadelerin büyük bir kısmının size uyduğunu fark etmişsinizdir. Peki, nasıl sizi tanımadan kişiliğiniz hakkında doğru çıkarımlarda bulunabiliyorum? Aslında bu durum 1948 yılında Psikolog Bertram R. Forer tarafından araştırılmıştır. Forer, yaptığı bir deney ile üniversite öğrencilerinden oluşan bir örneklem grubuna kişilik testleri uygulayıp, testin sonuçlarına göre onları analiz edeceğini söylemiş. Ardından öğrencilere tamamen kişiselleştirilmiş yorumlardan (!) oluşan zarflar dağıtmış ve bu yorumların onlara ne kadar uyduğunu 0 ile 5 arasında (0= hiç uymuyor, 5=tamamen uyuyor) derecelendirmelerini istemiş. Sonuçlara bakıldığında ise 4,26 ortalama çıktığı görülmüş. Her ne kadar yüksek değer çıksa da aslında verilen zarflarda yukarıda aktardığım 13 cümle yer almış- ki hepsi rastgele bir astroloji metninden karışık şekilde kopyalanmış ifadelerden oluşmakta. Her öğrenciye bu 13 cümle bire bir aynı şekilde verilip, hepsine “Bu sana özel.” denildiği takdirde buna inanma ihtimallerinin epey yüksek olduğunu görüyoruz. Bu deneyin de onayladığı üzere, insanlar genel olarak net sınırlara sahip olmayan olumlu kişilik özelliklerini kendilerine aitmiş gibi algılama eğilimine sahiplerdir. Bu olgu “Barnum Etkisi” olarak adlandırılır ve fal baktırma ihtiyacı üzerine mantıklı açıklamalar sunar.

Neden Geleceği Bilme İhtiyacı Duyarız?

Fallara inanmadaki temel etkenlere daha detaylı bakarsak bu noktada bilişsel yapılanmanın rolünü görebiliriz. İnançlarımız ve düşünce şeklimiz performansımızın belirleyicisidir. Kültürümüzde, bir şeyi 40 kez söylersen gerçek olur diye bir söz vardır. Gerçekten de yaşadığımız birçok olayda “Ya ben bunun böyle olacağını biliyordum.” deriz. Tabii burada etkili olan faktör geleceği görebilmemiz ile ilgili değildir. Aksine temel inançlarımız ile davranışlarımızı yönetip, ortaya çıkan sonuçları yükümüzü hafifletecek bir noktayafalcıya, burç davranışlarına, gezegen hareketlerine– dayandırma eğilimi içinde olabiliriz. İşlerin kontrolden çıktığı ve davranışlarımız adına sorgulayıcı hissettiğimiz bir anda, “Dolunay etkisi var.” demek kendi davranışlarımızı irdelemekten çok daha kolay gelecektir. Hepimiz psikolojik iyilik haline ihtiyaç duyarız, ancak her insan duygu-düşünce-davranış üçgeninde yaşadığı olaylara benzersiz sayıda farklı tepki verebilir. Her insan yaşadığı olumsuz durum ve olaylar karşısında birtakım savunma mekanizmaları geliştirerek benlik saygısını korumaya çalışır. Bu mekanizmalar gündelik hayatta faydalı olabilecekken, aşırı kullanımı kişinin işlevselliğini etkileyen bir noktaya gelebilir. Örneğin; kişi başarısız olacağına dair kalıplaşmış inançlara sahipse başarısız olacağı alanlara yönelmeyi tercih edebilir, çünkü risk alacağı bir duruma girmek bile onu rahatsız edecektir. Kendini gerçekleştiren kehanet dediğimiz bu olgu aslında kişinin düşünce aşamasında planladığı, ardından olumlu ve olumsuz durumlar arasında yaptığı seçimleri kapsar. Kişinin kendini sabote ettiği bu durumlar özellikle iş ve meslek yaşantısı, ikili ilişkiler ve sosyal durumları için başa çıkılamaz bir noktaya geldiğinde tekrarlayan bu durumlar geleceği öngörmek gibi algılanabilir.

Kaygıyı Yönetmek

Bu noktada geleceği tahmin etme ihtiyacı ve devamında gelen fal bakma gibi davranış genelde kaygıyı yönetemediğimiz anlarda artabilir. Bunlar kişinin bir kayıp yaşaması, bir ilişkisinin sonlanması veya hayatı adına büyük bir karar vermesi olabilir. Bu durumla başa çıkmada ilk adım, kaygının farkında olmaktır. Ardından davranışın temelinde yatan duygu ve düşünceleri incelemek için Bilişsel Davranışçı Terapi etkili bir yöntemdir. Gelecek kaygısı yoğun bir hal aldığında ve kişinin işlevselliğini etkileyen bir noktaya geldiğinde profesyonel yardım almak önem arz etmektedir. Benzer bir durum yaşadığınız takdirde bir psikologla görüşmekten çekinmeyiniz.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, bilimle kalın!

Elif Büşra Gündüz
Elif Büşra Gündüz
Psikolog Elif Büşra Gündüz, lisans eğitimini 2024 yılında onur öğrencisi olarak tamamlamıştır. Bilişsel Davranışçı Terapi ekolünü benimsemesinin yanı sıra Aile/ çift terapileri ve sanat terapisi alanlarında de eğitim almıştır. Özellikle yetişkin psikolojisinde dışavurumcu yöntemlerin işlevselliği ile ilgilenmiştir. Staj süresi boyunca ihmal, istismar ve travma konulu çalışmış, çocuk ve yetişkinlerle bu alanda görüşme yapmıştır. Yine eğitim hayatı boyunca birçok alanda gönüllü çalışmalar yürüten Gündüz, hali hazırda güncel test ve terapi tekniklerini kapsayan eğitimlerine devam etmektedir. 2024 yılından bu yana mesleğine özveri ile yaklaşmakta ve profesyonel olarak çocuk, yetişkin ve çiftlerle danışmanlık süreçlerini sürdürmektedir.

3 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar