Bireyler doğdukları andan itibaren çevreleriyle ilişkiler kurmaya başlarlar ve bu ilişki dinamikleri oldukça çeşitlilik gösterir. Bebeklik döneminde bakım veren ile kurulan bağ, ilerleyen süreçte bireyin bağlanma stilini şekillendirir ve yetişkinlikteki ilişki örüntülerini etkiler. Bebekler kendi ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için hem fizyolojik hem de duygusal gereksinimlerinin karşılanmasında bakım verene bağımlıdırlar.
Bu ihtiyaçlar arasında bağlanma, en temel olanlardan biridir. Bowlby (2012), bağlanmanın klinik önemine dikkat çekmiş ve kişilik gelişimi ile yetişkinlikteki ilişkiler üzerinde derin bir etkisi olduğunu vurgulamıştır. Hazan ve Shaver (1987), erken çocuklukta bakım verenle kurulan bağın ilerleyen yıllarda duygusal ve sosyal ilişkilerin temelini oluşturduğunu belirtmiştir. Bartholomew ve Horowitz (1991) ise bu çerçeveyi dört kategorili bağlanma modeli ile genişletmişlerdir: güvenli, saplantılı, korkulu ve kaçıngan.
Güvenli bağlanan bireyler hem kendilerini hem de başkalarını sağlıklı bir şekilde sevebilirler. Yüksek özsaygı gösterir, yakınlıktan rahatsızlık duymaz ve ilişkilerinde denge kurabilirler. Buna karşılık saplantılı bağlanan bireyler kendilerini sevilmeye değer görmezken başkaları hakkında olumlu inançlara sahiptirler. İlişkilerden sürekli onay arar ve partnerlerine bağımlı hale gelebilirler.
Korkulu bağlanan bireyler hem kendileri hem de başkaları hakkında olumsuz görüş taşırlar. Reddedilme korkusuyla yakınlıktan kaçınır, başkalarının ilişkisel başarısızlıklarını içselleştirerek olumsuz şemaları pekiştirirler. Kaçıngan bağlanan bireyler ise olumlu bir benlik imajına sahipken başkalarına güven duymazlar; bağımsızlığa yakınlıktan daha fazla değer verirler.
Bağlanma stilleri, bireylerin ilişkileri algıladığı görünmez bir çerçeve işlevi görür. Bu stiller yalnızca romantik ilişkileri değil, genel sosyal etkileşimleri de etkiler; güven, yakınlık ve doyum düzeylerini belirler. İster olumlu ister olumsuz olsun, bu inançlar toplumun en küçük birimi olan aile üzerinde derin etkiler bırakır. Romantik ilişkilerde ise bağlanma stilleri iletişimi, duygusal yakınlığı ve tatmini şekillendirir. Bazı durumlarda sağlıksız örüntüler ilişkileri gölgeleyebilir, hatta aldatmaya katkıda bulunabilir (Banse, 2004; Kobak & Hazan, 1991).
Bağlanma, bireylerin ya da yaşam evrelerinin fark etmeksizin tüm ilişkileri ele alış biçimini yansıtır. Yetişkin bağlanma stillerini aldatma veya boşanma gibi sonuçlarla inceleyen çalışmalar, bireylerin ilişkilere yükledikleri anlamları, duygusal ve cinsel doyum düzeylerini ve beklentilerin ne ölçüde karşılandığını ele alır. Her ilişki benzersiz olsa da bu dinamikler ilişkisel sağlığın merkezinde yer alır.
Türkiye’de bağlanma stilleri ile aldatma arasındaki ilişkiye dair araştırmalar sınırlıdır. Bu tür çalışmaların genişletilmesi, daha sağlıklı ilişki dinamiklerinin gelişmesine, güçlü ailelerin oluşmasına ve duygusal açıdan güvenli çocukların yetişmesine katkı sağlayabilir. Bu nedenle bu çalışma, bağlanma stillerinin ilişki dinamiklerini nasıl şekillendirdiğini incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmalar, güvenli bağlanmanın özsaygıyı, duygusal istikrarı ve güvene dayalı yakın ilişkiler kurabilme kapasitesini geliştirdiğini göstermektedir. Bu özellikler aldatma riskini azaltır ve daha sağlıklı ebeveynliği destekler; zira böyle bir ortamda yetişen çocuklar da olumlu benlik algıları geliştirme eğilimindedir.
Buna karşılık saplantılı bağlanma stiline sahip bireyler dış onaya aşırı derecede ihtiyaç duyarlar. Yoğun yakınlık ihtiyacı partnerleri bunaltabilir ve ilişkide gerginlik yaratabilir. Korkulu bağlanma ise yakınlığa karşı ambivalansla karakterizedir; bireyler yakınlık isterken reddedilmekten de korkarlar. Bu örüntüler romantik ilişkilerde istikrarsızlığa ve tatminsizliğe yol açar. Kaçıngan bağlanmada ise bağımsızlık ve öz-yeterlilik ön plandadır; bireyler savunmasız olmaktan kaçındıkları için ilişkilerde derinlik kısıtlanabilir ve uzun vadeli istikrar zorlaşabilir.
Genel olarak bağlanma kuramı, erken yaşantıların yetişkinlikteki ilişki davranışlarını nasıl şekillendirdiğini anlamak için kapsamlı bir çerçeve sunar. Güvenli bağlanan yetişkinler genellikle daha yüksek ilişki doyumu ve istikrar yaşarken; güvensiz stiller — saplantılı, korkulu ve kaçıngan — bağımlılık, kaçınma ya da çatışma gibi riskleri beraberinde getirir. Bu örüntülerin tanınması, ilişkisel zorlukların ele alınmasında, daha sağlıklı partnerliklerin geliştirilmesinde ve aldatma ya da boşanma oranlarının azaltılmasında kritik bir öneme sahiptir. Farklı kültürel bağlamlarda yapılacak daha kapsamlı ampirik araştırmalar, bağlanma stillerinin ilişkisel beklentiler ve sonuçlarla nasıl etkileşimde bulunduğunu daha da netleştirecek; aile sistemlerinin güçlendirilmesi ve nesiller boyu iyi oluşun desteklenmesi için değerli bilgiler sunacaktır.
Sonuç ve Öneriler
Bağlanma stilleri bebeklik döneminde gelişmekle birlikte etkileri hayat boyu sürebilmektedir. Bu durum çocukluk bağlanma stillerine ek olarak bunların yetişkin dönemdeki etkilerinin, kısaca yetişkin bağlanma stillerinin önemini ortaya koymaktadır. Yetişkin bağlanma stilleri romantik ilişkilerde uyumu ve davranış örüntülerini açıklamada kullanılan önemli değişkenlerden biridir. Bu durumda romantik ilişkilerde bağlanma stillerine göre; ilişki uyumu, aldatma eğilimi ve boşanma istekliliği gibi pek çok konuda çıkarımlar yapılabilmektedir.
Yetişkin bağlanma stilleri ile romantik ilişkileri açıklarken; sosyokültürel ve dini değişkenlerin oluşturacağı farklılaşmalar göz ardı edilmemelidir. Buna rağmen yetişkin bağlanma stilleri ile evlilik uyumu ilişkisi incelendiğinde çalışmalarda ortak pek çok bulgu yer almaktadır.
Kaynakça
Atkinson, R. L., Atkinson, R. C., Smith, E. E., Bem, D. J., & Nolen-Hoeksema, S. (2010). Psikolojiye giriş (V. Alogan, Çev.; 13. bs.). Ankara: Arkadaş Yayınevi.
Banse, R. (2004). Attachment, personality, and relationship satisfaction: Implications for romantic relationships. Journal of Personality, 72(4), 745–770.
Bartholomew, K., & Horowitz, L. M. (1991). Attachment styles among young adults: A test of a four-category model. Journal of Personality and Social Psychology, 61(2), 226–244.
Bowlby, J. (2012). Güvenli bir temel: Ebeveyn-çocuk bağlanması ve sağlıklı insan gelişimi. Routledge.
Feeney, J. A. (2002). Attachment, marital interaction and relationship satisfaction: A diary study. Personal Relationships, 9(1), 39–55.
Fricker, J. (2006). Predicting infidelity: The role of attachment styles, love styles, and the investment model. Scientific Commons, 67.
Glass, S. P., & Wright, T. L. (1992). Justifications for extramarital relationships. The Journal of Sex Research, 29(3), 361–387.
Gentzler, A. L., & Kerns, K. A. (2004). Associations between insecure attachment and sexual experiences. Personal Relationships, 11, 249–265.
Gümüş, C. (2017). Ebeveynleri boşanmış yetişkin bireylerin kişilerarası ilişkilerindeki bağlanma modelleri… Haliç Üniversitesi.
Hall, H. J., & Fincham, D. F. (2006). Relationship dissolution following infidelity. Journal of Social and Clinical Psychology, 25(5), 508–522.
Hazan, C., & Shaver, P. (1987). Romantic love conceptualized as an attachment process. Journal of Personality and Social Psychology, 52(3), 511–524.
Kantarcı, D. (2009). Evli bireylerin bağlanma stillerine göre aldatma eğilimleri… İstanbul Üniversitesi.
Kobak, R. R., & Hazan, C. (1991). Attachment in marriage. Journal of Personality and Social Psychology, 60(6), 861–869.
Uzun, K. N. (2017). Bağlanma stilleri ile evlilikte ilişki istikrarı arasındaki ilişki… İstanbul Ticaret Üniversitesi.
Varlık Özsoy, E. (2015). Bağlanma, anksiyete ve bilgi işleme. Ankara Üniversitesi.
Weil, M. W. (1975). Extramarital relationships: A reappraisal.
Wiederman, M. W., & Hurd, C. (1999). Extradyadic involvement during dating. Journal of Social and Personal Relationships, 16(2), 265–274.
Yarnoz-Yaben, S. (2010). Attachment style and adjustment to divorce. The Spanish Journal of Psychology, 13(1), 210–219.
Yaşa, C., & Yıldırım, M. S. (2019). Ebeveynleri boşanmış bireylerde bağlanma modelleri… Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7(4).
Yeniçeri, Z., & Kökdemir, D. (2006). University students’ perceptions of infidelity… Social Behavior and Personality, 34(6), 639–650.
Zink, D. W. (2008). The practice of marriage and family counseling and conservative Christianity.

