Cumartesi, Kasım 15, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Sessiz Ekranlar, Yalnız Kalpler: Yaşlılarda Teknoloji Bağımlılığına Dair Görünmeyen Tehlike

Hayatın kolaylaştıkça zorlaştığı, insanın toplumdan kaçtıkça kendine yakalandığı, her şeyin sorgulandığı günümüz dünyasında teknolojiyle sınavımızın şimdilik son aşaması olan sosyal medya, her yaştan insanın hayatında hasret kaldığı veya hiçbir zaman olamadığı rolden role büründüğü vazgeçilmez bir sahne oldu. Özellikle pandemi sonrası, Yaşlı Bireyler de dijitalleşme sürecine hızlı bir şekilde dahil oldu. Akıllı telefonlar, tabletler, sosyal medya platformları ve çevrim içi hizmetler, yalnızca gençlerin değil artık büyüklerimizin de günlük rutininin bir parçası. Fakat bu görünürde masum alışkanlıklar, fark edilmeden Teknoloji Bağımlılığına dönüşebiliyor.

Dijitalleşmenin Başlangıcı: İhtiyaçtan Sığınağa

Yaşlı bireylerin teknolojiyle kurduğu ilişki, çoğu zaman olumlu bir motivasyonla başladı. Torunlarıyla görüntülü konuşabilmek, mobil bankacılık işlemlerinden yararlanabilmek, sağlık hizmetlerine randevu alırken çevrim içi seçenekleri denemek veya yalnızlığın gürültü kirliliğini duymazdan gelmek için kalıpların dışına çıkıp ön yargıları aşarak tanıştıkları teknoloji, başta bir araçtı fakat günümüzde bir sığınak. Özellikle yalnız yaşayan veya sosyal çevresi azalmış bireylerde, ekranlar çoğu zaman tek arkadaş, tek ses ve tek eşlikçi oldu. Sosyal medyada geçirdikleri saatler arttı, YouTube’da haber videoları arasında gezinmek bir rutine dönüştü, WhatsApp grupları artık sosyalleşmenin ana merkezi haline geldi. Teknoloji yaşlı bireylerin yaşamına konfor, kolaylık ve bağlantı getirebilir ancak bu araç gerçek hayatın önüne geçmeye başladığında orada bir durmak gerekir çünkü hiçbir ekran, sıcak bir elin yerini tutamaz.

Duygusal İhtiyaçların Dijital Yansıması

Neredeyse her bağımlılığın ortak noktası sayılabilecek temel unsur özellikle çocuklukta karşılanmamış duygusal ihtiyaçtır. Yaşlanınca tıpkı çocukluktaki gibi duyguları anlamlandırmak ve sınırlandırmak ayrıca davranışla duygu arasında sağlıklı bir köprü kurmak zorlaşabilir. Genellikle iş yaşamının sona erişi veya aile bireylerinin çeşitli sebeplerle yitirilişi sonucu sosyal ilişkilere duyulan ihtiyaç yeniden artacağından yaşlanan bireylerin sınır çizme ve duygu düzenleme becerileri önem kazanır.

Yaşlılık döneminde Teknoloji Bağımlılığı geliştiren birçok birey çocukluğunda duygusal ihmal ile mücadele etmiştir. Teknoloji bağımlılığı geliştirdiği düşünülen birey suçlanmamalı, yargılanmamalı, ilgi ve yetenek sahibi olmadığı alanlarla meşgul olmaya zorlanmamalıdır.

Aile Bağları ve Duygusal Temasın Önemi

Yaşlı bireyin teknolojiyle ilişkisini sağlıklı sınırlarda tutmak, ailesi ve çevresiyle kurduğu bağla yakından ilişkilidir. Her şeyden önce, eleştirmek ya da küçümsemek yerine, onları anlamak ve onların duygularına temas etmek gerekiyor çünkü onlar hayatlarının bu döneminde anlaşılmaya, değer verilmeye ve gerçek temaslara her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuyor. Çözüm bireyi ekrandan mahrum bırakmak değil; beraber yürüyüşe çıkmak, yemek yapmak ya da eski albümlere bakmak gibi etkinliklerle ekran dışı ve daha gerçekçi bağlar kurmaktır. Çünkü yaşamının ekrana hapsedilemeyecek kadar kısa ve sayısız kıymetli anıyla dolacak kadar uzun olacağını hissedebilen birey, teselliyi soğuk ekranlarda arama ihtiyacı duymaz.

Bağımlılık Nerede Başlar?

Her dijital kullanım bağımlılık değildir, işte göz ardı edilmemesi gereken sinyaller:

  • Sabah uyanır uyanmaz telefona bakma ihtiyacı

  • Telefon veya tablet olmadan huzursuzluk hissi

  • Gerçek yaşam ilişkilerinde azalma

  • Uyku düzeninin bozulması

  • Sürekli aynı içerikleri tekrar tekrar izleme

  • Dijital ortamlarda onay arama (beğeni, yorum vb.)

Bağımlılığın Kökeninde Ne Var?

1. Yalnızlık ve Sosyal İzolasyon

Özellikle emekli olduktan sonra azalan sosyal çevre, eşin kaybı ya da çocukların uzak şehirlerde yaşaması gibi nedenlerle yalnızlaşan birey, ekranlara yöneliyor. Bu yalnızlık da bağımlılığı besliyor.

2. Güvende Hissedememek

Kimi yaşlılar dijital dünyanın dışında kalmaktan korkuyor. “Geri kalmış” hissetmemek için teknolojide adeta dozu artırıyorlar ve bu döngü kontrolsüz kullanımı getiriyor.

3. Onay ve Tanınma İhtiyacı

Özellikle sosyal medyada bir gönderiye gelen yorumlar, beğeniler ya da mesajlar, yaşlı bireylerde “görülüyorum, fark ediliyorum” hissini uyandırıyor. Bu duygu, dopamin etkisiyle bağımlılık yaratabiliyor.

4. Bilgiye Erişim Kolaylığı

Bir haber sitesinde saatlerce gezinmek, YouTube’da komplo videoları izlemek ya da sürekli yeni tarifler denemek, ilk başta zararsız görünse de zamanla gerçeklikten kopuşa yol açabiliyor.

Çözüm Ne Olabilir?

1. Dijital Farkındalık Eğitimi

Yaşlı bireylerin teknolojiyi bilinçli kullanmaları için sade ve anlaşılır rehberler, eğitim videoları ve destekleyici materyaller sunulabilir.

2. Dijital Detoks Saatleri

Belirli saatlerde ekranlardan uzak durmak, hem fiziksel hem psikolojik sağlık için faydalıdır.

3. Gerçek Etkileşimi Artırmak

Aile ziyaretlerini sıklaştırmak, komşuluk ilişkilerini canlandırmak ve toplumsal aktivitelere katılım sağlamak, bireyin dijital alandan kopmasını kolaylaştırır.

4. Hobilerle Alternatif Sunmak

Mandala, kilim dokuma, takı tasarlama, örgü, resim, masa oyunları, kitap kulüpleri gibi hem ilgi hem yetenek sahibi oldukları uğraşlar teknolojiyle geçirilen zamanı dengeleyebilir ve bireye yeniden sosyalleşme imkânı sunabilir.

Sena Bohem
Sena Bohem
Ben psikolog ve özel eğitim uzmanı Sena Bohem. Nişantaşı Üniversitesi Psikoloji mezunuyum. Zorunlu stajımı Mersin Toros Devlet Hastanesi'nde ve AMATEM'de, gönüllü stajımı Mersin Amerikan Kültür Koleji Kreşi'nde tamamladım. MEB onaylı özel eğitim uzmanı olarak gölge öğretmenliği görevimi Özel Mersin Orman Anaokulu'nda yerine getirdim. BDT, Şema Terapi, Oyun Terapisi, Filial Terapi, KSÇOT ve Aile Danışmanlığı ekollerinden yararlanıyorum. Filiz Aile Danışmanlık Merkezi'nin Silifke ve Yenişehir şubeleriyle Düşük Ücretli Terapi Platformu'nda kariyerimi sürdürüyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar