Çarşamba, Ekim 15, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Çocuklarda Duygusal Düzenleme

Duygu regülasyonu kelimesini birçok ebeveyn sosyal medya ve çocuk eğitimi kitapları aracılığıyla duymuştur. Bu makalede duygu regülasyonu nedir, ne değildir konuşacağız ve ebeveynlere yardımcı olacak öneriler sunacağız.

Duygu regülasyonu dediğimiz şey; duygularımızı tanımak, fark edebilmek, yorumlamak ve yönetebilmektir. Makalenin devamında aynı tanımı duygusal düzenleme olarak görebilirsiniz.

Yetişkinler için bile hissettiğimiz duygunun ne olduğunu anlamak ve anlamlandırmak, zor gelen duyguya uygun davranış geliştirmek ve o duyguyu karşı tarafa uygun şekilde ifade etmek oldukça zor bir iştir. Bebekler ve okul öncesi çocuklar duygu regülasyonu için beyinleri tam gelişmediğinden, yani kendilerine bir dur becerileri olmadığından, sakinleşmek için duygularını kontrol edebilen bir ebeveyn rehberliğine ihtiyaç duyar.

Bazı bebekler meme veya emzik emmeyi, anne/bakım verenin kucağını, hiç yanından ayırmadığı battaniyesi ya da ayıcığı varsa bunları kullanırlar. Zamanla ebeveyn olarak çocuğa bu nesne veya kişilere bağımlılığını azaltabilmek ve içsel dünyasını geliştirebilmek için duygu regülasyonunu öğretmemiz gerekir.

Ebeveynin Kendi Duygusunu Yönetebilmesi

Tabii ki ağlayan, bağıran, vurmaya çalışan bir çocuğu sakinleştirmek kolay değildir. Ancak bu beceriyi bizim yol göstericiliğimizle ve sakinleşme becerimizi ödünç alarak, bizi model alarak geliştireceğini bilmek bize yardım edebilir. Bu sebeple önce biz kriz durumlarını nasıl yönetiyoruz, öfkemizle veya üzüntümüzle nasıl başa çıkıyoruz, ona bakmak faydalı olur.

Bir de çocukla ilişkimizde bakış açımız ve neye inandığımız o duruma vereceğimiz tepkiyi ve davranış biçimimizi belirliyor. Çocuk size göre uygunsuz bir davranışta bulunduğunda bunu “şımarıklık” olarak değerlendirebilirsiniz. Fakat çocuk duygularını yönetemediği için o şekilde davranır. Çocuğunuzun sizi kızdırmak için bir hareketi yaptığını düşünmek yerine aslında henüz sakinleşmeyi öğrenmediğini aklınıza getirmek, içinde bulunduğunuz durumu yönetmek için daha yardımcı olacaktır.

Kriz Anlarını Nasıl Yönetebilirsiniz? Ne Yapmalı? Ne Yapmamalı?

Örneğin, 4 yaşındaki kızınız AVM’de istediği oyuncağı almadı diye kendini yerden yere attığında, kolundan hınçla çekiştirmeye ve “Sana kaç derim! Böyle davranma, beni rezil ediyorsun!” diye bağırmaya başlamadan önce, onun beyninin duygu regülasyonunu öğrenmeye ihtiyacı olduğunu ve bunu ancak sizin yardımınızla yapabileceğini hatırlayın.

1. Önce duygusunu kabul edin ve ona yansıtın.

Çocuğunuz kriz anındayken bunu fark etmek çok büyük ve zor bir adım. Bu adımı attıktan sonra gerisi daha kolay olacaktır.
Örnek cümle: “İstediğin oyuncağı almadım diye çok kızdın.”

2. Sakin kalın ve bekleyin.

Sizi duyması için biraz ağlayıp rahatlamasına izin verin. Biraz nefes almayı deneyin. Siz yavaş ve sakin nefes aldıkça çocuk da size bakarak ister istemez nefesini yavaşlatacaktır. Ağlamanın kötü bir şey olmadığını akılda tutmak ve çevreden gelen tepkilere de kulak kapamak gerekecek.
“Ne var ağlayacak, evde 1000 tane benzer oyuncak var.” demeyin.
Örnek cümle: “Evet, gerçekten istiyordun, onu çok beğendin.”

3. Ağlamaya devam ettiğinde yakınında kalın.

İlk uygulamada ağlama sesi artabilir. Yakınında bir yerde durabilir, kabul ediyorsa sarılıp kucaklayabilirsiniz. Ağlarken çocuğu yalnız bırakmak — “Git odanda sakinleş, benden uzak dur.” gibi sözler — çocuğa sakinleşmeyi öğretmez. Çocuk sakinleştiği için değil, ihtiyacı olan desteği alabileceğine dair inancını kaybettiği için susar.

Yanında olduğunuzu bilmek çocuğa güvende hissettirecektir. “Öfkeli/üzgün olduğumda da seviliyorum, olduğum gibi kabul görüyorum.” inancını geliştirmesine yardım eder.
Örnek cümle: “Evet, bana çok kızdın. Hadi biraz sakinleşmeye çalışalım, ne yapabileceğimizi konuşalım. Senin için ne yapabilirim? Sarılmamı ister misin?”

4. Unutmayın: duygu regülasyonunu sizin sayenizde öğrenecek.

Siz o ortamda çıldırırsanız o da çıldıracaktır. Kendinizi sakinleştirme becerilerinizi geliştirmeniz, ortamda sakin kalmanıza ve çocuğunuza yardımcı olmanıza katkı sunacaktır. Durumu kişisel algılamamak da yoğun duygulanım yaşamamanıza faydalı olur.

5. Sakinleştikten sonra neden uygun olmadığını açıklayın.

Eğer bunu anlayamayacak durumdaysa ve yaş olarak çok küçükse dikkatini başka yere yönlendirebilirsiniz.
Örnek: “Hadi gel babana sürpriz yapalım.” ya da “Acaba sinemada güzel bir çizgi film var mı, ona bakalım?”
Ancak dikkat dağıtmayı çok sık kullanmamanız tavsiye edilir.

6. Çocuğunuz büyüdükçe duygularını kelimelerle ifade etmesine destek olun.

Neye kızdığını dinleyin. Ardından o konuşabilir hale geldiğinde kendi bakış açınızı açıklayın.
“Ağlayacak ne var?”, “Buna mı ağlıyorsun?”, “Amaaan çok saçma.” gibi ifadelerden kaçının.
Duygusunu reddetmeyin. O, onun duygusudur; sizin değil. Ama duygusunu yönetmesine yol gösterin. Hangi ihtiyacından ötürü o duygu içinde ve o ihtiyacı nasıl giderebileceğinize bakın.

7. Fiziksel ihtiyaçlarını kontrol edin.

Özellikle okul öncesi çocuğunuz varsa onu sakinleştirmeye çalışırken karnının aç, uykusuz, tuvalet ihtiyacının olmadığından emin olun. Çünkü bedenimizin ihtiyaçları duygusal düzenleme becerisini olumsuz etkiler. Örneğin, uykusuzken veya açken yetişkinlerin de çok öfkeli olması veya küçük durumları tolere edememesi gibi.

8. Geceleri uyumadan önce “kalp temizliği” yapın.

Çocuklar gün içinde büyük veya küçük stres durumları yaşarlar. Arkadaşına kızabilir, bir söze alınabilir, olmasını istediği olmayınca üzülebilir. Uyku saatinde anne veya baba elini çocuğun kalbinin üzerine koyar ve “Bakalım bugün kalbinde neler birikmiş, hadi temizleyelim.” der. Eliyle kalbinin üstünü sıvazlayarak çocuğun yoğun duygularının temizlendiği somut şekilde gösterilmiş olur.

Duygu Düzenleme Becerisinin Önemi

Özetleyecek olursak, çocuklar duygularını yönetme becerisiyle dünyaya gelmezler. Bu becerilerini geliştirmek için ebeveynlerinin rehberliğine ihtiyaç duyarlar. Ebeveyn tutumu, çocuğun duygusal gelişiminde belirleyici bir rol oynar.

Ebeveyn olarak duygularımızı yönetmeyi öğrenerek ve çocuğumuza model olarak, duygularını nasıl yaşayacağını ve nasıl anlatacağını öğrenmesine destek olmuş oluruz.

Nur Dilşat Küçükoğlu
Nur Dilşat Küçükoğlu
Nur Dilşat Küçükoğlu, lisans eğitimini İngilizce eğitim diliyle psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümünde onur derecesiyle tamamlamıştır. Küçükoğlu lisans eğitiminin ardından Familiy Enhancement & Play Therapy Center ve Filiz Çetin tarafından verilen Association for Play Therapy'nin onayladığı Çocuk Merkezli Oyun Terapisi eğitimini alarak oyun terapisti olarak çocuklarla çalışmaya başlamıştır. Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi, Masal Terapisi, Sanat Terapisi eğitimleri alarak danışmanlık sürecindeki yetkinliğini arttırmıştır. Psikolojik değerlendirme ve dikkat testleri uygulayıcılığıyla kendi ofisinde çocuk, ergen ve ebeveyn danışmanlığı dallarında hizmet vermektedir. Sosyal medya ve kişisel web sitesinde çocuk psikolojisi ve kişisel gelişim alanlarında yazılar yazmaktadır. Psikolojiyi ebeveynler ve çocukları için ulaşılabilir kılmayı hedefleyerek, önleyici ruh sağlığını ön plana çıkaran atölyeler düzenlemekte ve içerik üretmeye devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar