Salı, Nisan 29, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Doğum Sonrası İş Hayatına Dönüş: Türkiye ve İsveç’ten Çıkarılacak Dersler

Kadınların iş gücüne katılımı, yalnızca ekonomik büyüme için değil, aynı zamanda toplumsal kalkınma ve cinsiyet eşitliği için de kritik bir öneme sahiptir. Ancak, doğum sonrası iş hayatına dönüş birçok kadın için karmaşık bir sürece dönüşebilmektedir. Esnek çalışma imkanları, kreş hizmetlerine erişimde yaşanan güçlükler ve kökleşmiş toplumsal cinsiyet normları, bu süreci zorlaştıran temel unsurlar arasında yer almaktadır. İsveç ve Türkiye gibi farklı sistemlere sahip ülkelerin karşılaştırılması, kadın istihdamını artırmaya yönelik daha etkili politikaların nasıl uygulanabileceğine dair önemli ipuçları sunmaktadır.

İsveç Neden Kadın İstihdamında Öncü?

OECD ülkeleri arasında en düşük kadın istihdam oranlarına sahip olan Türkiye’de, 2020 yılı itibarıyla kadın istihdam oranı %30 seviyesindeyken, İsveç’te bu oran %70’i aşmaktadır (OECD, 2023). İsveç’in bu alandaki başarısının ardında, kadınların iş hayatına katılımını destekleyen kapsamlı sosyal politikalar yatmaktadır.

İsveç, 1974 yılında ebeveyn iznini sadece kadınlara değil, erkeklere de tanıyan ilk ülkelerden biridir. Günümüzde İsveç’te ebeveynler, 15 aya kadar ücretli izin kullanabilmekte ve devlet tarafından sübvanse edilen kreş hizmetlerinden faydalanabilmektedir (Duvander & Ferrarini, 2016). Ayrıca, işverenlerin esnek çalışma düzenlerisunmaları teşvik edilmekte ve ebeveynler, haftalık çalışma saatlerini çocuklarına daha fazla vakit ayırabilecekleri şekilde planlayabilmektedir. Bu uygulamalar, kadınların kariyerlerini sürdürebilmelerini sağlarken, erkeklerin de çocuk bakımına daha fazla katkı sunmalarına olanak tanımaktadır.

Türkiye’de Kadınların Önündeki Engeller

Türkiye’de doğum sonrası işe dönüş süreci, kadınlar için pek çok zorluk içermektedir. Kreş hizmetlerinin kısıtlı olması ve yüksek maliyetleri, kadınların iş hayatından uzaklaşmasına neden olan en büyük sorunlardan biridir. Hacettepe Üniversitesi’nin 2013 yılı araştırmasına göre, Türkiye’de annelerin yalnızca %15’i çocuklarını bir kreşe bırakabilirken, büyük bir çoğunluk çocuk bakımını aile bireylerinin desteğiyle sağlamaktadır (Hacettepe Üniversitesi, 2013).

Ayrıca, toplumsal normlar da kadınların iş hayatına geri dönüşünü zorlaştırmaktadır. Çarkoğlu ve Kalaycıoğlu’nun (2013) araştırmasına göre, Türkiye’de toplumun büyük bir kısmı “anne evde kalmalı, baba tam zamanlı çalışmalı” görüşünü benimsemektedir. Bu faktörlere ek olarak, iş yerlerinde cinsiyet eşitsizliği de kadınların istihdamda kalmasını güçleştirmektedir. Kadın çalışanlar genellikle erkeklere kıyasla daha az terfi almakta ve daha düşük maaşlarla çalışmaktadır (Birinci & Ulus, 2019). Tüm bu etkenler bir araya geldiğinde, doğum sonrası işe dönüş kadınlar için sadece bir tercih değil, aynı zamanda ciddi bir mücadele haline gelmektedir.

Kadın İstihdamını Artırmak İçin Neler Yapılmalı?

Kadınların iş gücüne katılımının artırılması, bireysel kariyer gelişimlerinin yanı sıra toplumsal ilerleme için de büyük bir fırsat sunmaktadır. İsveç modeli, devlet destekli kreş hizmetleri, esnek çalışma saatleri ve ebeveyn izni gibi politikaların kadın istihdamı üzerindeki olumlu etkilerini ortaya koymaktadır. Türkiye’nin de bu doğrultuda daha kapsayıcı politikalar benimsemesi gerekmektedir.

Türkiye İçin Çözüm Önerileri

  1. Devlet Destekli Kreş Hizmetlerinin Yaygınlaştırılması
    İsveç’te olduğu gibi, düşük maliyetli ve erişilebilir kreş hizmetleri sağlanarak annelerin iş hayatına dönüşü teşvik edilmelidir.

  2. Esnek Çalışma Düzenlerinin Yaygınlaştırılması
    Çalışan ebeveynlere yönelik esnek çalışma saatleri ve uzaktan çalışma imkânları sunularak, iş-yaşam dengesi desteklenmelidir.

  3. Ebeveyn İzinlerinin Kapsamının Genişletilmesi
    Doğum izninin sadece anneler için değil, babalar için de genişletilmesi, ebeveyn rollerinin daha eşit paylaşılmasını sağlayacaktır.

  4. İş Yerlerinde Cinsiyet Eşitliği Politikalarının Güçlendirilmesi
    Kadınların terfi süreçlerine daha fazla katılımını sağlamak, eşit ücret uygulamalarını teşvik etmek ve iş yerinde cinsiyet ayrımcılığını önleyici tedbirler almak büyük önem taşımaktadır.

Sonuç: İsveç’ten İlham Almak Mümkün Mü?

Türkiye’de kadın istihdamının artırılması, sadece ekonomik büyümeyi desteklemekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal refaha da büyük katkı sağlar. İsveç’in başarılı uygulamaları, Türkiye için bir ilham kaynağı olabilir ve daha kapsayıcı bir iş gücü piyasasının oluşturulmasına zemin hazırlayabilir. Kadınların iş hayatında daha güçlü bir şekilde yer alabilmesi için, doğum sonrası işe dönüş süreçleri kolaylaştırılmalı ve daha adil politikalar benimsenmelidir. Kadın istihdamını destekleyen politikalar sadece bireyler için değil, toplumun tamamı için daha adil ve sürdürülebilir bir geleceğin kapılarını aralayacaktır.

Ayşen Şahin
Ayşen Şahin
Ayşen Şahin, BDT, aile ve çift terapisi, çocuk-ergen BDT, cinsel terapi alanlarında eğitimler almış bir psikologdur. İngilizce psikoloji bölümünden yüksek onur derecesiyle mezun olmuş ve hızla klinik psikoloji yüksek lisansına başlamıştır. Sırbistan'da BDT üzerine süpervizyonlar almış ve role player ile deneyimini pekiştirmiştir. Bağlanma stilleri, iş yerinde kişisel itibar ve alkol kullanımı konularında makaleler yazmıştır. Otizmli çocuklarla VR gözlükleriyle çalışılan bir merkezde psikolog olarak görev yapmış ve yurtdışındaki projeleri takip ederek projenin gelişim kadrosunda aktif rol oynamaktadır. Bireylerin iyileşmesine katkı sağlamak amacıyla içerikler üretmeye devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar