Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Zihnin Kıvılcımları: Elize Sendromu ile Gelen Sessiz Çığlık

1. Giriş: Nöbetten Öte Bir Hikâye

Bir çocuk sınıfta aniden yere düşüyor. Kasılıyor. Öğretmeni panikle sağlık ekibini arıyor. “Epilepsi krizi” deniyor ve dosyasına ekleniyor. Aylar geçiyor. Nöbetler seyrekleşiyor ama yerini başka şeyler alıyor: Anlam verilemeyen korkular, içe kapanmalar, gerçekle hayal arasındaki çizginin silinmesi… Anne babası, “Çocuğumuz kayboluyor gibi,” diyor. Ve çoğu zaman yanıt belirsiz: “Psikolojik olabilir.”
Oysa ortada yeni bir gerçeklik var. İsmi bile yeni: Elize Sinaptospektral Bozukluk Spektrumu. Kısaca E_SBS. Epilepsi ile psikozun kesişim noktasında, nöroimmünolojik temelli bir fırtına.
Bugün sizi o fırtınanın merkezine davet ediyorum. Çünkü sessiz kalan bu çığlık artık duyulmalı.

2. Epilepsi: Bildiğimizi Sandığımız Gerçekler

Çoğu insan epilepsiyi “sara hastalığı” olarak bilir. Ellerin kasıldığı, gözlerin devrildiği o dramatik sahneler…
Oysa epilepsi bazen sadece kısa bir dalıp gitmedir. Bazen birkaç saniyelik bilinç bulanıklığı ya da anlam verilemeyen bir gülümseme.
Epilepsi, temelde beyindeki nöronların anormal ve aşırı elektriksel boşalımlar yapmasıyla oluşur. Ama bu “boşalımlar” sadece motor sistemlerde olmaz. Duygular, hafıza, düşünme biçimi… Tüm bu alanlar etkilenebilir.
Peki ya bu elektriksel kaos, aynı zamanda zihinsel ve duygusal bir karmaşayı da beraberinde getiriyorsa? İşte burada Elize devreye giriyor.

3. Elize Sendromu: Epilepsi ile Psikoz Arasında

Elize Sinaptospektral Bozukluk Spektrumu (E_SBS), epileptik nöbetler ile psikotik atakların birlikte veya ardışık şekilde görüldüğü, karmaşık ve çok sistemli bir nöropsikiyatrik sendromdur.

Bilimsel Temeli Nedir?

E_SBS’de özellikle şu üç mekanizma birlikte rol oynar:

  • Sinaptik proteinlerin işlev bozukluğu

  • Nörotransmitter (dopamin, glutamat, GABA vb.) dengesizlikleri

  • İmmünolojik düzensizlikler ve otoimmün süreçler

Bu mekanizmalar özellikle beynin:

  • Temporal lob (hafıza ve ses işleme)

  • Limbik sistem (duygu kontrolü)

  • Prefrontal korteks (karar alma, dürtü kontrolü)

gibi bölgelerinde sinaptik iletişimi bozar. Sonuç: Nöbet + psikoz + bilişsel dağınıklık + duygusal patlamalar.

4. Neden Gençlerde Daha Sık?

Elize Sendromu her yaşta ortaya çıkabilir. Ancak özellikle 4–17 yaş arasındaki bireylerde daha yoğun görülür.
Neden mi?

  • Nöroplastisite: Beyin bu yaşta hâlâ gelişmektedir ve sinaptik yapılar daha hassastır.

  • İmmün sistem kırılganlığı: Viral enfeksiyonlar (özellikle HSV-1, COVID-19) sonrası beyin dokusunda nöroenflamasyon oluşabilir.

  • Hormonal geçiş: Ergenlikteki hormonal değişimler, bağışıklık sistemini ve sinaptik dengeyi etkileyebilir.

Yani Elize, gelişen beynin en savunmasız olduğu anda kapıyı çalıyor.

5. Sessiz Çığlıklar: Belirtiler ve Örnekler

Elize Sendromu’nun en çarpıcı yönlerinden biri de belirtilerinin değişkenliği ve karışıklığıdır.

Tipik Belirtiler:

  • Aniden ortaya çıkan epileptik nöbetler

  • Halüsinasyonlar (görsel ya da işitsel)

  • Geçici kişilik değişiklikleri

  • Ajitasyon ve panik atak benzeri durumlar

  • Konsantrasyon dağınıklığı ve disosiyasyon

  • Gerçeklikten kopma anları

  • Uykuda konuşmalar, geceleri bağırarak uyanmalar

Vaka Örneği: “Bade’in Hikâyesi”

10 yaşındaki Bade, 3 ay önce geçirdiği bir üst solunum yolu enfeksiyonunun ardından garip davranışlar göstermeye başladı. Önce kısa süreli dalmalar, ardından görsel halüsinasyonlar, sonra da gece aniden uyanıp çığlık atmalar…
İlk tanı: “Basit parsiyel epilepsi”. EEG normal. Antiepileptik ilaç başlandı ama semptomlar azalmadı. Sonrasında “çocukluk çağı psikozu” tanısı konuldu.
Sonuç? Hiçbir tedavi işe yaramadı. Ta ki antinöronal antikorlar (anti-NMDA) pozitif çıkana kadar. Elize tanısı kondu. İmmün tedavi sonrası belirgin toparlama görüldü.

6. Tanı Zorlukları: Bu Çocuklara Ne Oluyor?

E_SBS en çok yanlış tanı kurbanı olan hastalıklardan biridir.

En sık yapılan yanlışlar:

  • Sadece EEG’ye bakarak epilepsi tanısı koymak

  • Psikiyatrik semptomları “ergenlik bunalımı” zannetmek

  • Sadece psikoterapiyle yetinmek

  • Bağışıklık sistemini tamamen göz ardı etmek

Doğru Tanı İçin Gerekli Araçlar:

  • Ayrıntılı EEG (uyku dahil)

  • QEEG (Ayakta ve Sabote edilerek)

  • MRI ve fMRI

  • Antinöronal antikor testleri (anti-NMDA, GAD65, AMPAR)

  • CSF analizi (beyin omurilik sıvısı)

  • Nöropsikiyatrik değerlendirme

Tanı koymak bir “puzzle” gibidir. Her parça değerlidir. Özellikle çocuk nöroloğu, çocuk psikiyatrı ve immünoloji uzmanı ortak çalışmazsa, tablo eksik kalır.

7. Tedavi: Epileptikten Daha Fazlası Gerek

E_SBS tedavisi sadece epilepsi ilaçlarıyla mümkün değildir. Çünkü sorun sadece nöbet değildir; bağışıklık sistemine bağlı sinaptik bozulmadır.

Tedavi Bileşenleri:

  • Antiepileptik ilaçlar (valproat, levetirasetam gibi)

  • Elize’Y Tedavi Protokolü (rTMS)

  • İmmün tedaviler:

    • Kortikosteroidler

    • IVIG (damar içi immünoglobulin)

    • Plazmaferez

    • Rituksimab gibi monoklonal antikorlar

  • Psikiyatrik destek:

    • Ajitasyon ve halüsinasyonlar için antipsikotikler (düşük doz)

    • Bilişsel-davranışçı terapi (CBT)

    • Aile danışmanlığı

8. Eğitimde ve Sosyal Hayatta Elize: Görünmeyen Engel

Bu çocuklar okulda “yaramaz”, evde “inatçı”, sosyal çevrede “tuhaf” olarak etiketlenebiliyor.
Oysa gerçek şu: Beyinleri savaş veriyor.

Öğretmenlere Öneriler:

  • Aniden dalıp giden çocukları etiketlemeyin.

  • Konsantrasyon sorunları olanlara küçük molalar tanıyın.

  • Agresifleşen çocuklar için “ne oldu?” diye sorun. Suçlamayın.

Ebeveynlere Öneriler:

  • Davranış değişikliklerini kayıt altına alın.

  • “Bu bizim çocuğumuz değil” dediğiniz anlar varsa uzman arayışını başlatın.

  • Nörolojik + psikiyatrik görüşü bir arada alın.

9. Neden Elize? İsmin Arka Planı

“Elize”, Latince kökenli bir sözcük. Anlamı: “Tanrının vaadi” ya da “korunan, saklı kalan”. Türkçe’de ise Yeliz: “Çok değerli, ulu, yüce. Ferah, aydınlık, güzel.”
Bu sendromun adı bilerek seçildi. Çünkü bu çocuklar da aslında sistemin kıyısında kalmış ama dokunulmayı bekleyen küçük mucizeler.

10. Sonuç: Bir Sendromdan Fazlası

Elize Sendromu, sadece yeni bir tıbbi tanım değil. Aynı zamanda bir bakış açısı devrimi.
Epilepsiyi yalnızca motor nöbet olarak değil, zihinsel bir kırılma olarak da görmeye başlıyoruz.
Psikiyatrik belirtileri yalnızca “ruh hali bozukluğu” değil, nöroimmünolojik bir süreç olarak değerlendirmeye başlıyoruz.
Ve en önemlisi, çocuklarımızı daha iyi dinlemeyi, gözlemlemeyi öğreniyoruz.

Çağrı: Bu Makaleyi Okuyan Herkese

Eğer bir öğretmenseniz, bir çocuğun farklılığına daha dikkatli bakın.
Bir ebeveynseniz, davranış değişikliklerinin izini sürün.
Bir hekimseniz, gözlemi laboratuvar verisi kadar önemseyin.
Bir toplum bireyiyseniz, etiketlemek yerine anlamaya çalışın.
Çünkü her nöbet, her halüsinasyon, her ağlama nöbeti… sessiz bir yardım çağrısı olabilir.
Ve Elize, o çağrıyı duymakla başlar.

Adem Yıldırım
Adem Yıldırım
Doç. Dr. Adem YILDIRIM, 1980 yılında Erzurum’da dünya gelmiştir. İlkokul, Ortaokulu Ankara ve İzmir’de, Liseyi ise çok sevmiş olduğu ve çocukluğunu geçirmiş olduğu İzmir/Karşıyaka’da bitirmiştir.   Lise sonrasında 1997-2004 yılları arasında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesinde, tıp eğitimini, 2005-2007 yılları arasında İzmir Alsancak Nevvar Salih İş Gören ve Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde Nöroloji Anabilim dalında tıpta uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. Uzmanlık tezi olarak MS ve Parkinson hastalarının rehabilitasyonuna yönelik nöro-sosyal biliş ve etkileşimleri üzerine tanı ve tedavi uygulamalarının etkinliğini incelemiştir. Yıldırım, Akabinde Chicago Nortwestern Üniversitesi Nöroloji alanında, 2009- 2013 yılları arasında Nöroloji Enstitüsünde klinik araştırmacı unvanı ile görev almıştır. Nortwestern’de görev yaptığı sürenin 13 ayında Parkinson ve MS hastalarında TMS ve bilgisayar destekli nöroterapi ve psikoterapi ile ilgili olarak myelin tedavileri ve snapslerin onarım uygulamaları konusunda çalışmıştır ve bu alanda uluslararası alanda ve tedavi süreçlerinde Derin TMS uygulaması üzerine Sertifika alan ilk 4 uzmandan birisi olmuştur. Chicago Nortwestern Medicine Üniversitesi Nöroloji uzmanı ve Psikoterapist olarak araştırma görevlisi olarak çalışmış ve aynı üniversitede bulunan Uluslararası Multidisipliner Sinirbilim Doktora (IGSN) Programını üstün başarı derecesi ile tamamlayarak Beyin ve Sinirbilim doktoru unvanı almıştır. Halen daha MS, Parkinson, Demans üzerine çalışmalarına devam eden Yıldırım, aynı zamanda, Türkiye Tabipler Odası, Uluslararası MS Derneği, Türkiye Klinikleri Yayınevinde Editörlük, Uluslararası Psikoterapistler ve Psikiyatristler Derneği, Dünya Doktorlar Derneği Üyeliği devam etmektir. Kendisinin uluslararası indekslere giren saygın dergilerde yayınlanmış araştırma makaleleri (SCI/SCI-E/AHCI) ve Parkinson da Invaziv Uygulamaları, MS tedavisinde Psikoterapi ve Nöroterapi ile tedavi yöntemlerinın etkisi ve etki sürecinin devamlılığı üzerine çalışmalarına devam ederken, aynı zamanda 3 adet kitap ve 2025 yılında MS hastalarına yönelik tanı, tedavi yöntemleri ile ilgili kitap çalışmalarına devam etmektedir. Basılmış birçok kongre sunum ve bildirisi bulunmaktadır.   İlgi alanları arasında nörogörüntüleme, sosyal biliş, karar verme davranışı, nöroekonomi ve MS (Mutipl Skleroz), demans hastalığı yer almaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar