Çarşamba, Ağustos 6, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Yeme Bozuklukları

Yeme bozuklukları, kişinin günlük yaşantısını ve yeme davranışlarını ciddi şekilde etkileyen psikiyatrik bozukluklar arasında yer alır. Bu bozukluklar arasında en yaygın olanları Anoreksiya Nervoza ve Bulimia Nervozadır. Her iki bozuklukta da ortak amaç kişinin kendi bedeni üzerindeki kilo kontrolünü sağlamasıdır. Kişi, bu doğrultuda yediği besinlerin kalorisini hesaplama, sık sık tartıya çıkıp kilo kontrolü yapma, yeme sonrası telafi amacıyla kendi kendini kusturma, egzersiz yapma gibi davranışlara başvurabilir. Bu belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bu bozukluklar genel olarak dünya genelinde özellikle ergenlik döneminde ve genç yetişkinlik dönemlerinde başlamakla birlikte kişide kontrol ihtiyacı, öz saygı ve beden algısı kavramlarıyla yakından ilişkilidir (National Eating Disorders Association, 2020).

Anoreksiya Nervoza

Anoreksiya Nervoza, kişinin kendi bedenini kilolu olmamasına rağmen olduğundan daha kilolu görmesi durumudur. Bu hastaların kilosu oldukça düşük olmasına rağmen yine de kilo kaybetmek için aşırı kısıtlayıcı yeme davranışlarına başvururlar. Anoreksiyanın belirtileri arasında adet kesilmesi, düşük seyreden nabız ve tansiyon bulguları, kalp ritim bozuklukları gibi belirtiler yer alır. Bu belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve bazen ölümle sonuçlanabilir. Bu bozukluk genel olarak kontrol ihtiyacı, mükemmeliyetçilik ve düşük benlik saygısı gibi kişilik özellikleri ile karakterizedir ve bu kişilik özelliklerine sahip kişilerde görülebilir (Fairburn et al., 2003).

Bulimia Nervoza

Bulimia Nervoza, kişinin yineleyen şekilde aşırı yemek yeme atakları yaşaması ve ardından bu yeme ataklarını telafi edebilmek için tekrarlayıcı kusmalar, egzersiz gibi telafi edici davranışlarla dengelemeye çalışmasıdır. Böylelikle kendi kendini rahatlatmak ve suçluluk hissetmemek ister. Bu bozukluğa sahip kişilerin kiloları anoreksiyaya kıyasla oldukça normaldir. Dolayısıyla görsel olarak dışarıdan fark edilmesi zor olabilir. Böylelikle tanı koyulması gecikebilir ve birey yardım almaktan kaçınabilir. Bu kişiler kısa süre içerisinde yüksek miktarda yiyecek tüketir. Ardından, aşırı yeme davranışından sonra kontrol kaybı, suçluluk ve utanç gibi yoğun duygular hisseder ve telafi edici davranışlara yönelerek döngüyü devam ettirmiş olur (APA, 2013). Fizyolojik belirtileri arasında ise diş minesi kaybı, elektrolit dengesizlikleri, mide-bağırsak problemleri, elektrokardiyografi anormallikleri gibi belirtiler yer alır.

Nedenler ve Risk Faktörleri

Yeme bozukluklarının gelişiminde biyolojik, psikolojik ve sosyokültürel etkenler yer almaktadır. Kişi genetik olarak yatkınsa ve nörotransmitter ile hormonal dengesizlikler mevcutsa, hastalığın görülme riski artabilir. Psikolojik açıdan ise mükemmeliyetçilik ve düşük benlik saygısına sahip kişiler, kontrol sağlamak amacıyla kilosunu kontrol ederek kendini rahatlatma girişiminde bulunabilir. Ek olarak, günümüzde sosyal medya kullanımında artış ve kalıplaşmış ideal beden algısı, kişiyi zayıfladığı takdirde daha güzel olacağı ve herkes tarafından kabul görüp beğenileceği inancına itebilir. Özellikle ergenlik döneminde birey oldukça hassas bir dönemden geçtiği için çevresinde bu türde olumsuz düşüncelere maruz kaldıkça algıları da bu yönde değişebilir ve yeme bozukluklarına yakalanma ihtimalini artırabilir.

Tedavi Süreci

Yeme bozukluklarının tedavisi, kişinin hem fiziksel hem de psikolojik sağlığını göz önünde bulunduran bir multidisipliner çalışma yöntemi gerektirmektedir. Bu doğrultuda Bilişsel Davranışçı Terapi ile kişinin bedeniyle ilgili bozuk algılarının (örneğin “zayıfsam değerliyim”) yeniden yapılandırılması amaçlanmaktadır. Araştırmalara göre, Bilişsel Davranışçı Terapi özellikle bulimia hastalarında oldukça işe yaramaktadır. Ek olarak beslenme danışmanlığı, diyetisyen, psikolog ve diğer tıbbi birimlerden hekimlerle ortak bir tedavi yürütmek, en sağlıklı ve hızlı sonucu ortaya çıkaracaktır. Ayrıca, ağır vakalarda daha hızlı bir sonuç alabilmek adına kişi hastaneye yatırılarak tedavi edilebilir (Fairburn et al., 2003).

Anoreksiya Nervoza tedavisinde yalnızca bireysel terapi yeterli olmayabilir. Özellikle ergenlerde bu bozukluğun görülmesi durumunda Aile Temelli Terapi (Family-Based Treatment) oldukça etkilidir. Çocuğun sağlıklı yeme alışkanlığı kazanmasına ve ailenin de tedavi sürecine etkili bir şekilde katılıp çocuğu gözlemleyebilmesine büyük katkı sağlar (Lock & Le Grange, 2005).

Sonuç

Anoreksiya ve bulimia, kişinin günlük hayat kalitesini ciddi oranda düşüren psikiyatrik bozukluklardır. Özellikle toplumda beden algısına dair yanlış düşünce kalıplarının (örneğin “zayıfsam güzelim”) yaygınlaşması, kişilerin bu hastalıklara yakalanma oranını artırmaktadır. Toplumdaki ve sosyal medyadaki beden algısına dair yanlış inançların azaltılması, erken tanı ve müdahale ile bu bozuklukların etkilerini ve görülme riskini büyük ölçüde azaltabilir. Bu bozukluklarla mücadele, bireysel farkındalık ve toplumsal bilinç konularında hayati önem taşır.

Kaynakça

  1. American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).

  2. Fairburn, C. G., Cooper, Z., & Shafran, R. (2003). Cognitive behaviour therapy for eating disorders: A “transdiagnostic” theory and treatment. Behaviour Research and Therapy, 41(5), 509–528.

  3. Lock, J., & Le Grange, D. (2005). Family-based treatment of eating disorders. International Journal of Eating Disorders, 37(S1), S64–S67.

  4. National Eating Disorders Association. (2020). Eating disorders statistics. https://www.nationaleatingdisorders.org/statistics-research-eating-disorders

Emine Özge Duruklu
Emine Özge Duruklu
Ben Özge. Kadir Has Üniversitesi Psikoloji Bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Psikolojiye olan ilgim oldukça erken yaşlara dayanıyor. Bu doğrultuda özellikle nöropsikoloji ve klinik psikoloji alanlarına yoğun ilgi duyuyorum. Akademik anlamda, klinik psikoloji yüksek lisansımı tamamladıktan sonra nöropsikoloji alanında uzmanlaşmayı hedefliyorum. Yalnızca akademik anlamda değil, sosyal medyada da farkındalık yaratmayı önemsiyorum. @ozgeilepsikoloji adlı Instagram sayfamda oldukça geniş bir kitleye hitap ederek duygular, stres, kaygı, öz değer üzerine içerikler üretiyorum. Amacım, insanlara kendilerini tanımaları konusunda biraz olsun eşlik edebilmek ve yardımcı olabilmek.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar