Cumartesi, Ağustos 9, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Yas Süreci: Kayıplarımızla Yaşamayı Öğrenmek

Hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir kayıplar. Sevdiğimiz birini kaybetmek, yaşamda büyük bir boşluk yaratır. Bu boşluk yalnızca fiziksel değil; duygusal, sosyal ve bazen varoluşsal bir çöküşü de beraberinde getirebilir. Yas süreci, bu çöküşün içinde yeniden anlam arayışıdır. Psikolojik açıdan bakıldığında, yas süreci sadece bir acı dönemi değil; aynı zamanda dönüşüm ve uyum sürecidir. Bu yazıda yasın evreleri, bireysel farklılıklar, terapötik yaklaşımlar ve iyileşme sürecindeki dinamikleri ele alacağız.

Yas Süreci ve Evreleri

Yas süreci kişiden kişiye farklılık gösterir. Her birey, kaybı kendine özgü bir şekilde yaşar. Ancak psikoloji literatüründe en sık referans verilen model, Elisabeth Kübler-Ross’un beş evre teorisidir: İnkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme. Bu evreler her zaman sırayla yaşanmaz ve kişiden kişiye yoğunluğu değişebilir (Kübler-Ross & Kessler, 2005).

İnkar evresinde birey kaybın gerçekliğini kabul etmekte zorlanır; bu evre genellikle zihinsel bir savunma mekanizmasıdır. Ardından gelen öfke dönemi, yönünü bulmakta zorlanan duyguların dışa vurumudur. Pazarlık, bireyin yaşadığı kaybı tersine çevirmeye yönelik düşünceler geliştirdiği zamandır: “Keşke şöyle yapsaydım…” Depresyon evresi ise yoğun kederin yaşandığı, geri çekilme ve boşluk duygusunun arttığı dönemdir. En sonunda ise kabullenme gelir; birey artık kaybın varlığını içselleştirir ve yaşamını yeniden yapılandırmaya başlar.

Yasın Sosyal ve Psikolojik Boyutları

Yas süreci yalnızca bireyin iç dünyasıyla sınırlı değildir; sosyal çevresiyle kurduğu ilişkilerde de değişiklikler yaratır. Destekleyici bir çevre, bu süreci daha sağlıklı geçirmeye katkıda bulunur. Ancak bazı bireylerde yas süreci komplikasyona uğrayabilir ve patolojik yas (komplike yas) gelişebilir. Bu durumda, kaybın üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen birey hâlâ günlük işlevselliğini sürdüremeyebilir. Psikolojik destek ve terapötik müdahale bu noktada kritik öneme sahiptir.

Terapötik Yaklaşımlar

Psikoterapi, özellikle bilişsel terapi, davranışçı terapi ve yas temelli müdahaleler, bireyin acıyla baş etmesine destek olur. Danışanların kayba dair duygularını ifade etmelerine ve yeniden anlam yaratmalarına yardımcı olunur. Bazı danışanlar, kaybettikleri kişiyle olan ilişkilerini içsel olarak yeniden tanımlayarak bir tür “anlamlı bağ” kurarlar. Bu bağ, iyileşme sürecinin önemli bir parçasıdır.

Danışanlarımla yaptığım çalışmalarda, yas sürecinin aniden bastırılmak istendiğinde daha zorlayıcı hale geldiğini gözlemledim. Bir danışan, babasının ölümünden sonra hızlıca iş hayatına dönmek istemişti. Ancak bu acelecilik duygularını bastırmasına neden olmuş ve üç ay sonra yoğun bir kaygı atağı geçirmişti. Bu örnek, yasın zamana ve alan açmaya ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.

Kişisel ve Kültürel Ritüellerin Rolü

Yas sürecinde kişisel ritüellerin de yeri büyüktür. Günlük tutmak, mektup yazmak, sevilen kişinin anılarını derlemek; tüm bunlar bireyin duygularını somutlaştırmasına ve içsel olarak düzenlemesine yardımcı olur. Ayrıca kültürel ritüeller de yasın anlamlandırılmasına katkı sağlar; cenaze törenleri, anma günleri gibi uygulamalar toplumsal destek ve kabul sağlar.

Sonuç: Yasla Var Olmak

Yas, acının içinde varoluşsal bir yeniden yapılanma sürecidir. Her birey bu süreci kendi ritminde, kendi duygusal gerçekliğinde yaşar. Psikolojik destek, sosyal çevre ve kişisel ifade yöntemleri bu süreci daha sağlıklı geçirmeyi sağlar. Yas tutmak, kayıpla barışmak değil; onunla yaşamayı öğrenmektir. Çünkü sevdiğimiz insanlar beden olarak aramızdan ayrılsalar da, onlara dair duygular ve anılar bizimle yaşamaya devam eder. Bu bağ, insan ruhunun en derin ifade biçimlerinden biridir.

Eylül Ehlem Köse
Eylül Ehlem Köse
Eylül Ehlem Köse, Beykoz Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunudur. Bilişsel Davranışçı Terapi, EMDR Terapisi, Şema Terapisi, Aile Danışmanlığı, Evlilik ve Çift Terapisi, Cinsel Terapi, Adli Terapi, Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi, MMPI, Oyun Terapisi, Objektif Testler ve Öğrenci Koçluğu eğitimlerini tamamlamıştır. Psikolog Köse, klinik çalışmalarında kanıta dayalı yaklaşımları esas almakta; bireylerin psikolojik iyi oluşunu desteklemeye yönelik yapılandırılmış, etik ilkelere uygun, bilimsel temelli müdahaleler yürütmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar