İnsanoğlu doğası gereği ilişkisel bir varlıktır. Hayatın ilk anlarından itibaren birey, çevresiyle kurduğu ilişkiler yoluyla kendini var eder ve geliştirir. Ancak yaşamın kaçınılmaz bir parçası olan travmatik deneyimler, bireyin psikolojik bütünlüğünü tehdit edebilir. Yapılan psikolojik araştırmalar, travmanın kalıcı ruhsal hasar bırakmasındaki asıl etkenin, olayın kendisinden ziyade, travma anında ya da sonrasında bireyin iyileştirici ilişkiye erişememesi olduğunu ortaya koymaktadır (Herman, 2017). İyileştirici ilişki; bireyin temel ihtiyaçlarının fark edildiği ve uygun biçimde karşılandığı bir bağlamı ifade eder. Zülfü Livaneli’nin “Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey.” sözü, sevginin ve ilişkilerin insan hayatındaki dönüştürücü gücünü etkileyici bir şekilde özetlemektedir. Bu makalede, Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi çerçevesinde temel ihtiyaçlar ve sağlıklı ilişkiler ele alınacaktır.
Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi ve İlişkisel Gereksinimler
Maslow’un ihtiyaçlar piramidi, insanın gelişim sürecinde basamaklı bir ilerleme modeli sunar (Maslow, 1943). Bu modele göre, bireyin daha üst düzeydeki ihtiyaçlara yönelmesi, alt basamaktaki ihtiyaçlarının tatmin edilmesine bağlıdır. Fizyolojik ihtiyaçlar piramidin temelini oluşturur. Hava, su, yiyecek ve barınak gibi yaşamsal gereksinimler karşılanmadan bireyin diğer psikolojik ya da sosyal ihtiyaçları geri planda kalır. İkinci basamak olan güvenlik ihtiyacı, bireyin hem fiziksel hem de duygusal anlamda kendini korunaklı hissetmesini içerir (Neimar, 2001). Üçüncü basamakta yer alan sevgi ve aidiyet ihtiyacı, bireyin bir gruba ait olma, sevilme ve kabul edilme arzusu ile ilgilidir. Dördüncü basamak olan itibar ihtiyacı, bireyin hem kendi içsel değerini hissetmesi hem de çevresinden saygı ve takdir görmesi gerekliliğini kapsar. Son olarak, kendini gerçekleştirme ihtiyacı, bireyin tüm potansiyelini ortaya koyarak özgün kimliğini oluşturması ve yaşama anlam katmasıdır (Maslow, Motivation and Personality, 1954).
İlişkilerde Temel İhtiyaçlar
İyileştirici ilişkiler, bireyin temel ihtiyaçlarını karşılayarak sağlıklı bir ilişkide güvenlik, değer görme, kabul edilme ve karşılıklılık gibi ihtiyaçları ön plana çıkarır.
- Güvenlik: Bireyin ilişkide kendini ifade ederken yargılanma ya da reddedilme korkusu yaşamamasını sağlar. Bu güven ortamı, bireyin özgürce kendisi olabilmesine zemin hazırlar. Yani kişinin, bir ilişki içinde de hayatta kalabilmeye ve güvende olmaya ihtiyacı vardır.
- Değer Verilme: Bireyin yalnızca varlığıyla değil, duygu ve düşünceleriyle de önemsendiğini hissetmesidir. İnsan, anlaşılmak kadar, bu anlaşılma çabasıyla kıymet gördüğünü hissetmeye de ihtiyaç duyar (Brawn, 2012). Yani değer görme, önemsenme her türlü ilişkinin apaçık birer parçasıdır. Anlaşılmak ve bu anlaşılan şey nedeni ile değer görmekle ilgili bir ihtiyaçtır. Hiç kimse bir diğeri ile ilgili her şeyi anlayamaz, insan kendini bile bütünüyle anlayamaz!
- Kabul: Bireyin hatalarıyla, eksiklikleriyle, tüm yönleriyle olduğu gibi sevilmesidir. Özellikle çocukluk döneminde yeterli düzeyde kabul görmemiş bireyler, yetişkinlikte ilişkilerde güven ve bağlılık sorunları yaşayabilirler. Yani, her çocuğun tutarlı, güçlü ve koruyucu bir ebeveyn tarafından kabul edilmeye ihtiyacı vardır. Koruma, cesaret ve bilgi alabileceğimiz hayat arkadaşlarına ihtiyacımız olmuştur.
- Karşılıklılık: İlişki içinde yalnızca bir tarafın çaba göstermemesi, karşılıklı bir ilgi ve emek alışverişinin olmasıdır. Karşı tarafın da ilişkiyi sürdürmek için inisiyatif alması, bireyin kendini değerli hissetmesine katkı sağlar. Yani, karşılıklılık ihtiyacı kendini sizin yerinize koymuş biriyle olma ihtiyacıdır. Karşılıklılıkla birlikte gelen onaylanma ve doğrulanma hissi de tam olarak neden bahsettiğimizin anlaşıldığına işarettir.
- Benlik: Bu kavram kişinin ilişkide kendi özgünlüğünü deneyimlemesine olanak tanırken, bir ilişki içinde benlik tanımı ihtiyacı, kişinin kendi eşsizliğini tecrübe ve ifade etmesi ile karşısındaki kişinin, bu eşsizliği takdir etmesi ve ona saygı duyması ihtiyacıdır. Bu, kimi açılardan karşılıklılık ihtiyacının tam tersidir; benzer olma ihtiyacının aksine, farklı olma ihtiyacıdır.
- Etki Yaratmak: Tüm anlamlı ilişkilerin özünde, diğer kişi üzerinde etki yaratmak yatar. Psikolojik sağlık ve büyüme, başkalarıyla etkileşim halinde gerçekleşir. Başka birinin ilgisini ve dikkatini çekebilme, o kişinin duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını etkileyebilme hissi mevcut olmadığında, ilişki boğucu ve küçük düşürücü algılanabilir. İnsanlar ilişkilerinde etki yaratabilmek için mücadele ederler.
- Karşı Tarafın Başlatması: İletişimi ilişkideki diğer kişinin başlatması ihtiyacıdır. İlk hareketi benim yaptığım, her şeyi benim başlattığım, ilk adımı daima benim attığım tüm ilişkiler zaman içinde acı verici olmasa da yetersiz bir hal alır.
- Sevgiyi İfade Etmek: Tüm yakın pozitif ilişkilerde, insanlar birbirinde önemsemeyi, sevgiyi, saygıyı ve minnettarlığı tecrübe ederler. Bu duyguları ifade etmek, ilişkisel bir ihtiyaçtır; bunu yapmamak, kişinin bir kenara çekilip içsel tecrübesini inkâr etmesini ve ilişki içinde benlik tanımından kaçınmasını gerektirir. Seninleyken kim olduğumun bir parçası da seninle ilgili hissettiklerimdir.
Bu temel ihtiyaçlar karşılanmadığında birey, ilişkilerde yalnızlık, değersizlik ve güvensizlik hisleriyle karşılaşabilir (Fosha, 2000). Travmanın birey üzerinde bıraktığı kalıcı izler, yaşanan olayın şiddetinden ziyade, bireyin o süreçte iyileştirici ilişkilere erişip erişememesiyle doğrudan ilişkilidir. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi çerçevesinde temel ihtiyaçların karşılanmadığı bir ortamda bireyin sağlıklı bir ruhsal gelişim göstermesi beklenemez. Bu bağlamda, güvenli, değer verici, kabul edici ve karşılıklı ilişkilerin kurulması, yalnızca bireysel düzeyde iyileşmeyi değil, toplumsal düzeyde ruhsal sağlığı da güçlendirecektir.
İyileştirici ilişkiler, bireyin yaşadığı travmaların etkisini dönüştürerek, daha güçlü, daha bütün bir benlik inşa etmesine destek olur. Sevgi, anlayış ve kabul ortamı, bireyin kendisini gerçekleştirmesine zemin hazırlar. Zülfü Livaneli’nin de işaret ettiği gibi, dünyayı kurtaracak olan güzellik, bir insanı sevmekle başlar. Bu yüzden, her bireyin yaşadığı ilişkilerde bu temel ihtiyaçların farkında olunması ve bu ihtiyaçların uygun şekilde karşılanması, sağlıklı bir toplumun inşası için vazgeçilmezdir.
Kaynakça
- Brawn, B. (2012). Daring Greatly: How the Courage to Be Vulnerable Transforms the Way We Live, Love, Parent, and Lead. Gotham Books.
- Fosha, D. (2000). The Transforming Power of Affect: A Model for Accelerated Change. Basic Books.
- Herman, J. (2017). Travma ve İyileşme. (Çev. Banu Bıçakcı). İstanbul: Kuraldışı Yayıncılık.
- Maslow, A. (1943). “A Theory of Human Motivation.” Psychological Review, 50(4), 370-396.
- Maslow, A. (1954). Motivation and Personality. Harper & Row Publishers.
- Neimar, R. (2001). Meaning Reconstruction and the Experience of Loss. American Psychological Association.