Salı, Ağustos 5, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

ŞEFKATSİZ BENLE YAŞAMAK: İÇSEL ELEŞTİRİNİN ÖZGÜVEN VE İLİŞKİLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Hepimiz hayatımızda en çok birlikte olduğumuz kişi kendimiziz. Ancak çoğu zaman, kendimize karşı nazik ve anlayışlı olmaktan çok, sert ve yargılayıcı iç seslerle yaşamayı seçiyoruz. Küçük bir hata yaptığımızda ya da başarısızlıkla karşılaştığımızda, en yakın arkadaşımıza gösterdiğimiz destek ve anlayışı kendimize göstermekte zorlanıyoruz.

Oysa öz şefkat; kişinin kendi acı ve zorluklarını kabul etmesi, kendine anlayışla yaklaşması ve bu süreçte nazik davranmasıdır. Öz şefkat eksikliği, özgüvenimizi zedeleyebilir, ilişkilerimizde sorunlara yol açabilir. Bu makalede, “şefkatsiz ben” olarak adlandırılan içsel eleştirmenin yetişkinlikte özgüven ve sosyal ilişkilere etkisi ile bu durumu aşmak için yapılabilecekler ele alınacaktır.

İçsel Eleştirmenin Kökeni

İçsel eleştirmenin temelleri çoğunlukla çocuklukta atılır. Aileden ve çevreden alınan eleştiriler, aşırı beklentiler ve koşullu sevgi deneyimleri, bireyin kendi içinde sert, yargılayıcı bir sesin oluşmasına neden olur. Bu ses, zamanla kişinin kendisini sürekli değerlendirmesine ve çoğu zaman olumsuz biçimde yargılamasına sebep olur.

“Yetersizim”, “Başaramam”, “Kimse beni gerçekten sevmez” gibi inançlar, içsel eleştirmenin ürünüdür. Yetişkinlikte ise bu ses, özgüvenin azalmasına, kendini değersiz hissetmeye ve sosyal ilişkilerde mesafenin artmasına yol açabilir.

Öz Şefkat Modeli

Amerikalı psikolog Kristin Neff’in öz şefkat modeli, bu içsel eleştiriyi dengelemek için üç temel bileşen önerir:

  1. Kendine nezaket

  2. Ortak insanlık hissi

  3. Farkındalık

Öz şefkat, kişinin kusurlarıyla barışık olmasını, yalnız olmadığını anlamasını ve yaşadığı zorluklara yargılamadan bakmasını sağlar. Ancak birçok kişi öz şefkati yanlış anlar; onu zayıflık ya da özverisizlik olarak görür ve kendine karşı şefkat göstermekten kaçınır.

Buna karşın, çevremizde en çok önem verdiğimiz insanlara gösterdiğimiz şefkat ve destek genellikle çok daha fazladır. En yakın arkadaşımıza üzüntülü ve zor anlarında gösterdiğimiz anlayışı kendimize yöneltmek çoğu zaman çok güçtür.

Bunun nedenleri arasında erken yaşta öğrenilen eleştiriler, kültürel normlar, mükemmeliyetçilik ve “kendine acımak bencilliktir” gibi inançlar yer alır.

Oysa öz şefkat geliştiren bireylerin daha sağlıklı ilişkiler kurduğu, duygusal dayanıklılığının arttığı ve özgüvenlerinin yükseldiği bilimsel çalışmalarla desteklenmektedir.

Ne Yapmalıyız?

Öz şefkat geliştirmek ve “şefkatsiz ben”in sesini yumuşatmak mümkündür. İşte bu süreci destekleyecek bazı yöntemler:

  1. İçsel Eleştiriyi Fark Etmek: İlk adım, kendi iç sesimizi fark etmek ve onu yargılamadan gözlemlemektir. Düşüncelerimizi “Bu cümleyi en yakın arkadaşıma söyler miyim?” diye sorgulamak, içsel eleştirmenin sertliğini azaltmaya yardımcı olur.

  2. Nazik İç Konuşmalar Geliştirmek: Kendimize karşı kullandığımız dili olumlu ve şefkatli hale getirmek gerekir. Örneğin, “Hata yaptım ama bu benim insan olmamın bir parçası” ya da “Şu an zorlanıyorum, ama yanımdan vazgeçmeyeceğim” gibi ifadeler kullanılabilir.

  3. Ortak İnsanlık Duygusunu Hatırlamak: Zorlukların ve başarısızlıkların sadece kendimize özgü olmadığını, tüm insanların benzer deneyimler yaşadığını kabul etmek yalnızlık hissini azaltır.

  4. Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) Uygulamaları: Anı yargılamadan kabul etmek ve içsel deneyimleri fark etmek, yoğun duygusal tepkileri yumuşatır.

  5. Kendimize Duygusal Destek Olmak: En yakın arkadaşımıza gösterdiğimiz anlayışı kendimize de göstermek; zor anlarda kendimizi cesaretlendirmek, hatalarımızı kabullenmek önemlidir.

  6. Günlük Öz Şefkat Egzersizleri: Öz şefkat meditasyonları, günlük olumlamalar ve şefkatli nefes egzersizleri düzenli yapıldığında öz şefkat seviyesini yükseltir.

Bu yöntemler, hem içsel eleştiri sesinin yoğunluğunu azaltır hem de özgüveni artırarak, ilişkilerde daha sağlıklı ve bağlayıcı tutumların gelişmesini sağlar.

Sonuç

“Şefkatsiz ben” yalnızca zihnimizde yankılanan bir ses değil, yaşam kalitemizi belirleyen güçlü bir etken olarak yetişkinlikte karşımıza çıkar. Kendimize karşı gösterdiğimiz sertlik, hem özgüvenimizi sarsar hem de ilişkilerimizin derinliğini sınırlar. Ancak öz şefkat, öğrenilebilen ve geliştirilebilen bir beceridir.

Bu süreç, kendi iç sesimizi yumuşatmak ve kendimize dostça yaklaşmakla başlar. Tıpkı en yakın arkadaşımıza gösterdiğimiz sevgi ve anlayışı kendimize de vermek gibi… Böylece hem kendimizi hem hayatımızı daha sağlıklı ve dengeli kılabiliriz.

Öz şefkat, güçlü olmanın değil, gerçek anlamda kendimizle barışmanın kapısını aralar.

Özge Telli
Özge Telli
Psikolog Özge Telli, lisans eğitimini Psikoloji Bölümü’nde üç yılda, yüksek onur öğrencisi olarak tamamlamıştır. Aynı zamanda İstatistik ve Çocuk Gelişimi alanlarında da lisans mezuniyetine sahiptir. Şu anda Psikoloji yüksek lisans eğitimine devam etmekte ve çocuk, ergen, yetişkin, çift ve aile danışmanlığı alanlarında çalışmalarını sürdürmektedir. Bilişsel Davranışçı Terapi, Dinamik Psikoterapi, Duygu Odaklı Terapi, Çocuk Merkezli Oyun Terapisi, Resim Analizi, Enneagram, Aile Danışmanlığı, Sanat Terapisi ve Terapötik Kartlar gibi birçok alanda eğitim almış olup, mesleki gelişimini sürekli olarak ilerletmektedir. Moxo Dikkat Testi uygulayıcısı olan Telli, psikolojik iyi oluş, duygusal dayanıklılık ve terapi süreçleri üzerine çalışmalar yürütmektedir. Psychology Times dergisindeki köşesinde, psikoterapi süreçleri, ebeveynlik, çocuk ve ergen psikolojisi, ilişkiler ve ruh sağlığı üzerine yazılar kaleme almakta, bilimsel bilgiyi anlaşılır ve uygulanabilir bir dille okuyucularına sunmayı amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar