Cumartesi, Ekim 18, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Şatafatlı – Parıldayan – Sarsılmaz ve Havalı Figürler: Ruh Sağlığı ve Performansın Neden Birbirinden Ayrılamaz?

Çoğu insan performansı somut başarılarla değerlendirir; örneğin bir elit sporcuysa madalya kazanma, bir sanatçıysa sahne performansları ve bir öğrenci ya da akademisyense makale yayınlama gibi şeyler üzerinden. Bununla beraber sürdürülebilir başarı, fiziksel dayanıklılıkla birlikte, aynı derecede ruhsal ve zihinsel güce de ihtiyaç duyar. Tarihe bakıldığında da, büyük başarılar elde eden çoğu figür, teknik yeteneklerinin yanı sıra zihinsel dayanıklılıklarıyla da takdir görmüştür. Antik Yunan’daki sporcular, atletik performanslarını ve zihinsel dayanıklılıklarını geliştirmek için fiziksel eğitim alırken, aynı zamanda felsefe eğitimi almış; Rönesans dönemi sanatçıları ise, birinin yaratıcı olarak kabul edilebilmesi için sanatsal yeteneğin zihinsel berraklık ile birleşmesi gerektiğine inanmışlardır.

Ruh Sağlığı Performansı Nasıl Şekillendirir?

Ruhsal durumumuz, başarımızı kontrol eden soyut bir unsur olarak işlev görür. Kaygı ve stres aşırıya kaçtığında, beynin dikkati yönlendirme yeteneğinin azalmasına, hafızaya aşırı yüklenmesine ve konsantrasyon yeteneklerinin azalmasına neden olur. Örneğin, çalışma belleği beynin yönetici işlevlerinden biridir. Bu yetenek, dikkatimiz dağılmadan verilerle çalışmamızı sağlar. Lukasik ve ark. tarafından yapılan araştırma, daha yüksek kaygı seviyelerinin çalışma belleği performansı üzerinde olumsuz bir etki yarattığını göstermiştir (2019; Moran, 2016).

Örneğin, depresyon, aynı anda hem duygulara hem de düşünme becerimize etki eden bir durumdur. Özellikle, bilgileri yavaş işleme, dikkati toplamada güçlük, plan yapma gibi becerileri zayıflatarak düşünme hızını yavaşlatır ve motivasyonun azalmasına yol açar (Hammar & Årdal, 2009).

Beyin, uzun süreli stres altındayken temel işlevler için üst düzey bir durumuna ulaşır, ancak bu durum yaratıcı veya stratejik düşünmeyi engeller (Sinirbilim Derneği, 2024). Dolayısıyla gerçek başarı için en önemli gereksinim olan yaratıcılık, inovatif ve proaktif düşünme, problem çözme vb. alanlar kısıtlanmış olur. Sadece yaratıcı sektörler ve iş dünyasındaki başarı değil, aynı zamanda “atletik performans” da sporcuların ruh sağlıklarını ne ölçüde koruduklarına bağlıdır çünkü performans sadece teknik becerilere ya da fiziksel kapasiteye bağlı değildir. Onu çalıştıran görünmeyen ama kritik bir “iç sisteme” sahip, tıpkı bir motorun yakıta ihtiyaç duyması gibi.

Sporlardaki Gizli Engel

İnsanlar genellikle sporcuların “sarsılmaz bir mental güce” sahip olduğunu düşünür. Ancak mevcut veriler farklı bir tablo ortaya koyuyor. McLean Hastanesi’ne (2025) göre, elit sporcuların %35’i ruh sağlığı problemleri yaşıyor.

Simone Biles’in, yaşadığı ruh sağlığı problemi nedeniyle 2021 Tokyo Olimpiyatları’ndan ayrılması, sporcuların fiziksel olarak hazır olsalar bile en iyi performanslarını gösterebilmeleri için ruh sağlığına ihtiyaç duyduklarını gösteriyor. Örneğin, Michael Phelps, Olimpiyat şampiyonlarının ve dünya rekoru sahiplerinin her kesimden insanı etkileyen ruh sağlığı problemleri yaşadığını göstermek için depresyon öyküsünü paylaştı (McLean Hastanesi, 2025).

Bir tedavi ve müdahale biçimi olarak Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) uygulaması yapılan sporcuların ise depresyon ve anksiyete belirtilerinde azalma ve daha iyi atletik performans gösterdiği Baylor Üniversitesinde yapılan bir araştırmada kanıtlandı. Bu durum ise bize, ruh sağlığının hem bireysel düzeyde, aynı zamanda da takım başarısını belirleyen temel bir unsur olduğunu bir kere daha göstermiş oldu.

Sahne Sanatları Endüstrisinin Görünmeyen Bedelleri

Sahne sanatları endüstrisi, çoğu zaman fark edilmeyen birçok gizli yük ve bedel barındırır. Sektörün “Show Must Go On” ilkesi, perde arkasında olan sanatçılar için bu ruhsal ve psikolojik bedeli kişisel olarak ödemek demektir. Araştırmalar ise, müzisyenler ve sahne sanatçılarının anksiyete ve depresyon oranlarının genel toplumdan belirgin şekilde daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor (Williamon, 2024).

Bu zorluklar arasında, sahne korkusu olarak bilinen performans anksiyetesi, en yaygın sorunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Profesyonel müzisyenlerin %95’i kariyerleri boyunca performans anksiyetesi yaşadığını bildiriyor (Gómez-López ve ark., 2023). Dünyaca ünlü sanatçılar bile bu durumdan muaf değil. Efsanevi orkestra şefi Leonard Bernstein, performans öncesi yoğun anksiyete nedeniyle nefes almakta zorlandığını ifade ediyor; diğer yandan tiyatro oyuncuları, repliklerini unutma korkusuyla sahnede donup kalabiliyor.

Daha da kötü bir senaryo olan ise şu: depresyon ve tükenmişlik bir araya geldiğinde, sanatçılar hem motivasyonlarını hem de yaratıcılıklarını kaybederek mesleklerini sürdüremez hale gelebiliyor (Williamon, 2024).

Müdahaleler: Zihni Güçlendirmek, Performansı Artırmak

İyi bir performans için, iyi bir ruh sağlığı ana koşullardan biri gibi görünüyor. Bu noktada ise en önemli araçlardan biri Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) olarak karşımıza çıkıyor. BDT uygulanan bireylerin, görevlerini yerine getirme becerileri iyileşir çünkü olumsuz düşüncelerini özgüven ve odaklanma ile değiştirmeyi öğrenirler ve bu da daha düşük kaygı seviyelerine yol açar (Baylor Üniversitesi, 2024).

İkinci olarak, farkındalık (mindfulness) uygulamaları, bireylerin konsantrasyon yeteneklerini geliştirirken stresle daha iyi başa çıkmalarını sağlar. Kısa farkındalık müdahalelerinin, öğrencilerin fiziksel performansını artırırken zihinsel iş yükünü azaltmada etkili olduğu da araştırmalar tarafından gösterilmiştir (Kong vd., 2025).

Sporcular, sanatçılar ve öğrenciler, mental kontrolü geliştirmek için görselleştirme, öz konuşma ve hedef belirleme gibi performans psikolojisi yöntemleriyle üstün performans sonuçları elde etmektedir (Abbott, 2023).

Sonuç

Sporcuların, öğrencilerin ve sanatçıların mental güçleri, anksiyete, depresyon ve tükenmişlik yaşadıklarında zayıflar ve bu da performans düşüşüne yol açar. Güçlü bir ruh sağlığı, insanların sürdürülebilir başarıya ulaşmalarını ve yenilikçi fikirler üretmelerini sağlayan temel bir işlev görür.

Özünde, ruh sağlığı başarıyı engellemek yerine ona götüren temel bir araç işlevi görür ve performans ile birbirini yansıtır; ruh sağlığı ve performans aynı madalyonun iki yüzüdür.

Elif Baziki
Elif Baziki
Klinik Psikolog Elif Baziki, Özel İtalyan Lisesi’ni bitirdikten sonra, 2019’da Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Lisans programından mezun oldu. 2020 yılında ise Gedik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji Yüksek Lisansı programına girmeye hak kazandı. Lisans yıllarında, “Ebeveyn bağlanma stili ile bireylerin çocuklarının yeme davranışı” üzerine yapılan bir projede gönüllü olarak yer aldı. 2016 yılında, ICASSI, International Committee of Adlerian Summer Schools and Institutes’da çeşitli mesleki eğitimlere katıldı, yine aynı yıl Psikodrama Yaşantı Grubun’da Psikodrama Eğitimi aldı. Lisans süresi boyunca Nöromarketing ve Mindfulness gibi workshoplara katıldı. Fransız La Paix Hastanesi’nde eğitim/staj programına katıldı ve Bahçeşehir Üniversitesi eSpor Biriminde Gönüllü Psikolog olarak çalıştı. AASP, Association for Applied Sport Psychology, USA akredite program olan Spor ve Performans Psikolojisi eğitimi sertifikasına sahiptir. Performans psikolojisi alanında Elit Sporcular ve Sanatçılar ile çalışmaktadır. Elif Baziki, BUSAR Beşiktaş Arama Kurtarma Derneği Psikoloji Birimi yöneticisidir. Centre for Sustainable Health Care, Sustainable Mental Health Network, Türk Psikologlar Derneği, Kognitif ve Davranış Terapileri Derneği ve ACMP üyesidir. Klinik Psikoloji alanında bireysel terapileri de kapsayan Dinamik Psikoterapi, Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi, Bilişsel-Davranışçı Terapi Teknikler, Sanat Terapi İlkeleri ve EMDR Tekniklerini kullanarak Bütüncül bir bakış açısı ile psikoterapi uygulamaktadır. Bireyin yanı sıra Kurum ve Organizasyonlar ile ise, Değişim Yönetimi ve kurumlarda , sosyal etki yaratma ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları; Hedef 3, 8 ve 10 (SDG 3,8 ve 10), Sürdürülebilir ruh sağlığı, ruh sağlığında sürdürülebilir çözümler, kurumlarda psikolojik güvenlik,performans kaygısı ve arttırma, çeşitlilik, adalet, kapsayıcılık ve aidiyet (DEIB) alanında çalışmalar yapmaktadır. İlkokula giderken aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı yarı-zamanlı Arp Bölümü öğrencisi olmaya hak kazanan Elif Baziki, 2008 yılında Yıldız Teknik Genç Arpistler Konserinde yer aldı. Associated Board of the Royal Schools of Music, ABRSM kurumunun beşinci seviye Müzik Teorisi sertifikasına sahiptir. Çocuk yaşlarında, Galatasaray Spor Kulübü ve Enka Spor Kulübünde lisanslı yüzücülük yapmış olmak, Aldığı oyunculuk eğitimi ve müzikle iç-içe olmak, özellikle “performans, performans kaygısı, tükenmişlik sendromu, işyeri ve günlük yaşamda iyi oluş, sürdürülebilir iyi oluş,kaygı, depresyon" vb. konulara yönelmesine katkı sağladı. Şu anda aktif olarak bireylerle, sporcu ve sanatçılar ile çalışmakta, kurumlar ile kurumlarda psikolojik iyi oluş, sürdürülebilir iyi oluş ve psikolojik güvenlik kavramları ile ilgili projeler yapmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar