OYUN TERAPİSİ NEDİR?
Kuşlar uçar, balıklar yüzer, çocuklar oynar…
Oyun terapisi, günümüzde çocuk ve ergenler için sık kullanılan bir terapi yaklaşımıdır. Genelde 3 yaş ve 11 yaş arası çocuklara uygulanan oyun terapisi, yetişkinlerin bireysel danışmanlığına eş düşer. Çocuklar, yetişkinler gibi duygu ve düşüncelerini bir başkasına anlatmakta yeterli olmadıkları için kendi iç dünyalarını oyuncaklar yoluyla biz psikologlara aktarırlar.
Diana Ackerman’ın dediği gibi “Oyun, beynimizin en sevdiği öğrenme şeklidir.”
Oyun yalnızca çocuklar için ilgi çekici değildir. Yetişkinler de kendi hayatlarında türlü oyunlara girerler. Çiftler, ilişkileri için flört oyunları oynarlar. Aslında oyun hepimizi birleştiren bir şeydir. Çocuklar için psikoloji alanında oyunun önemi daha farklıdır. Yalnızca oyun oynamak değildir amaç. Çocuğun bastırdığı tüm süreçlerini oyun içinde dökmesine yardımcı olmaktır.
Oyun terapisinde, çocukların dili ise oyuncaklardır. Oyuncaklar çocuklar için çok önemli parçalardır. Onlar aracılığı ile gerçek hayatı prova ederler. Gerçek dünya ile hayal dünyası arasındaki köprü görevini görür ve dünya hakkında bir anlayış geliştirirler. Kendilerini rahatlatır, deneyimler kazanır ve üstesinden gelemedikleri olayları açığa çıkarıp iyileştirirler.
Aynı zamanda daha küçük bebekler için ise bir keşif aracıdır oyuncaklar. Bir oyuncağa yetişmeye, uzanmaya çalışırlar. Böylelikle benliklerini ve çevrelerini keşfetmeye başlarlar.
Bakım veren ile oynanan ilk oyun “Tel Sarar” oyunu iken kendi bedenlerinin ayrı olduklarını keşfeder, anneden ayrı birey olduklarını anlamaya başlarlar. 7. ve 8. aylarda ise nesne sürekliliğinin gelişimi ile hepimizin bildiği “Ce ee” oyunu oynanmaya başlanır. Bu oyun ise bakım verenin bir yere gitse de geri geleceğini, döneceğini gösterir.
Zeka gelişiminin 0-4 yaş arasında %50’sinin geliştiğini göz önüne alırsak oyunun anlamı çocuklar için çok kıymetlidir. 4-8 yaş arasında gelişimin %30’u tamamlanır. Bu da bize gösteriyor ki anaokulunun önemi çocuklar için çok değerlidir.
Freud, oyunun çocuklar üzerindeki önemini iki işleve bağlamıştır:
-
Çocuğun büyük ve güçlü olma arzusunu oyunla gerçekleştirdiği
-
Çocuğun kurban ve pasif olduğu durumlarda aktif rollerde ustalaşmasını deneyimlemesi
Erikson ise çocukların yaşadıkları travmatik deneyimleri, oyun içinde aktif bir role girip pasif bir rolden aktif bir role geçtiğini belirtir ve çalışmalarıyla oyun terapisinin temelini oluşturur.
Peki, Oyun Terapisinin Gücü Nelerdir?
Oyun terapisinde çocuk, iletişim becerileri geliştirir, bilinçdışına erişim sağlar, rahatsızlık veren duyguların dışa vurumunu sağlar, korkularla yüzleşmeyi ve etkilerini azaltmayı sağlar, empati becerisi, sosyal yeterlilik, yaratıcı çözümler üretmeyi sağlar. Aynı zamanda benlik saygısı, duygusal esneklik ve bağlanma sorunlarının çözülmesini sağlar.
Çocuk ve ergenlerle çalışan bir psikolog olarak, çocukların seansa başladıkları ilk zamanlardaki duygu ve görünüşlerini düşündüğümde, seans sonlarına doğru olan değişimleri aklıma geliyor ki… Muazzam bir his. Evet, görünüş dedim. Çünkü çocukların aşamadıkları, bastırdıkları kaygıları, öfkeleri, duygularının hepsi yüzlerine vuruyor. Işıkları azalıyor ve ailesine sinyal veriyor:
“Işığım bitiyor, yardım edin!”
Yazımın başında da bahsettiğim gibi çocuklar yetişkinler gibi duygularını kelimeye dökemezler. Fakat bir şeylerin ters gittiğini oyun terapisine gelmeden belli etmeye başlarlar.
Mesela, tırnak yerler, biyolojik bir sebebe bağlı olmayan alta kaçırmalar olur, çok öfkeli olur ya da çok içe kapanırlar. Her zamanki çocuğunuz değilmiş gibi davranabilirler. Korkuları artabilir. Bunun gibi her çocukta farklı çıkan semptomlar gelişir ve çoğunlukla hepsinin altta yatan sebebi aynıdır:
“Işığım bitiyor, yardım edin!”
Oyun Terapisi Nasıl Uygulanır?
Oyun terapisi de tıpkı, yetişkinlerin seansları gibi haftada bir olup 40-45 dakika şeklinde gerçekleşir. Tabii bu, çocuğun ne kadar ateşli olduğuna bağlı olarak değişir. Travmanın ne kadar ağır olduğu ve üstünden ne kadar süre geçtiği ile de değişir. Fakat genel olarak bireysel danışmanlığa eş düşer.
Oyun terapisinde yönlendirici ve yönlendirici olmayan terapi teknikleri vardır.
Psikodinamik Oyun Terapisi, Deneyimsel Oyun Terapi ve Çocuk Merkezli Oyun Terapisinde, terapist sadece çocuğun izin verdiği sürece oyuna dahil olur. Duygularını, davranışlarını yansıtır.
Yönlendirici terapi tekniklerinden biri ise Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisidir ve genellikle 6 yaş ve üzeri çocuklara uygulanır. Terapist ile çocuk ortaklaşa bir seans yürütürler.
Fakat her oyun terapisi yaklaşımının ortak noktası şudur ki, çocuğun dünyasına fayda sağlamak ve egosunu güçlendirmek.
Hiçbir çocuğun ışığı bitmesin…
Gözleri parlasın.