Hiç “her şey yoluna yavaş yavaş giriyor gibi” derken tersine dönmesine sebep olduğunuzu hissettiğiniz oldu mu? Hayalini kurduğunuz bir teklifi geri çevirdiğiniz, iyi ilerleyen bir ilişki dinamiğini aniden bozduğunuz ve son adıma kadar gelmişken vazgeçtiğiniz zamanlar oldu mu?
Bu soruları okurken soruda beklediğinizden daha uzun kaldıysanız farkında olmadan kendinizi sabote ediyor olabilirsiniz. Alışkanlıklarımız, hak etmediğimize dair iç seslerimiz veya taşıdığımız inançlar kendimizi sabote etmemize sebep olabilir ve bir bakarız ki en büyük düşmanımız aslında kendimiz olmuşuz.
Peki neden kendimizi sabote ederiz? Kendimizi sabote ettiğimizi nasıl fark edebiliriz? Nasıl dönüştürebiliriz? Bu sorular üzerinden kendini sabote etmek davranışına gelin birlikte daha detaylı bakalım.
Neden Kendimizi Sabote Ederiz?
Kendimizi sabote ettiğimizi çoğu zaman fark etmeyebiliriz ve dışarıdan pek fark edilen bir durum olmayabilir. “Zaten olmayacak gibiydi”, “Bana göre değildi zaten”, “Hazır değildim” gibi cümlelerin ardında başarısız olma korkusu, değersizlik duygusu ve kaygı olabilir.
Örneğin bir iş görüşmesine veya sınava hazırlanırken “zaten elimden bir şey gelmeyecek” cümlesini kendimize söyleyip geri çekiliyorsak, bilinçaltımız biz fark etmesek de “Sen bunu hak etmiyorsun” der. Kendimize karşı destek değil köstek olduğumuz bir tutum sergileriz, fark etmeden kendi yaşam kalitemizi düşürürüz.
Kendimize verdiğimiz değer ve hedeflerimiz arasında bir tutarsızlık olduğu zaman, başarı kavramı bir tehdit gibi hissettirebilir. Erken çocukluk döneminde içselleştirilmiş olan “yeterli değilim” olumsuz inancı, ilerleyen yaşlarda kişinin kendi başarısına çelme takmasına sebep olabilir.
Eğer eleştirel veya otoriter bir ebeveyn ile büyüdüyseniz kendi iç sesinizin kendinize karşı yargılayıcı ve acımasız bir yerden yaklaşması çok muhtemeldir. Yargılayıcı veya eleştirel bir tonda iç sese sahipseniz bu iç ses kendi gelişiminizi sabote eden davranışlara yöneltiyor olabilir.
Aynı zamanda, tanıdık olanı genellikle güvenli olarak algılarız ve tanımlarız. Bu algı, olumsuz olsa da mevcut durumda kalmamıza sebep olabilir. Yeni bir düzene ve duruma geçiş, kontrol dışı ve belirsiz hissettirebilir. Bu durumda tanıdık olan tarafta kalmayı tercih etmeye yönelebiliriz ve ilerlememizi durdurmuş oluruz.
Mesela, başarılar sadece ödüllendirilmek değil aynı zamanda yeni bir sorumluluğu da beraberinde getirir. Psikodinamik açıdan değerlendirirsek bu durumu “ödül ve ceza çelişkisi” olarak tanımlayabiliriz.
Kendimizi Sabote Ettiğimizi Nasıl Fark Ederiz?
Kendi yolumuza taş koyduğumuzu nasıl anlarız noktasında, öncelikli olarak başarılarımıza nasıl yaklaştığımıza odaklanabiliriz. Başarılarımızın gerçek değerini kabul edebilmek, bazen başarıyı bir şans faktörüne bağlayarak veya başarıyı hak etmediğimizi düşünerek zorlaşabilir.
Kendimizi, başarımızı küçümserken bulabiliriz.
Kişisel farkındalık geliştirebileceğimiz bir diğer alan; hayatımızda erteleme davranışının sıklığı ve hangi temalarda ortaya çıktığıdır. Bazen bir iş teklifini veya önümüze gelen bir fırsatı sürekli erteliyorsak kendimizi sabote ediyor olabiliriz.
Bu noktada, erteleme davranışını gerçekleştirirken hangi duyguyla ve düşünceyle beraber ertelemeyi tercih ettiğimize odaklanabiliriz.
Aynı zamanda, kendimize olan yaklaşımımızı ve iç seslerimizi takipte kalabiliriz. İç sesiniz kendinize karşı olumsuz yaklaşıyorsa ve sürekli “yapamam” veya “bana göre değil” cümlelerini kendinizden sık duyuyorsanız fark etmeden kendinizi sabote ediyor olabilirsiniz.
Kendini Sabote Etme Davranışını Nasıl Dönüştürebiliriz?
Kendini sabote etme davranışını dönüştürmek, öncelikli olarak kendimize dürüst olmayı gerektirir. Dürüst olduğumuz takdirde iç gözlemimiz derinleşir ve kendimizi bu davranışı gerçekleştirirken fark etmek kolaylaşır.
Kendimize şu soruları yöneltebiliriz:
-
Hangi düşünceler beni durdurur?
-
Hangi durumlarda geri çekilmekteyim?
-
Hedefime yakınlaştığımda neden durma haline geçiyorum?
-
Bu hedefe neden ulaşmak istiyorum?
-
Bu hedefin benim için önemi nedir?
Bu soruların yanında, kendimize öz şefkatli yaklaştığımıza emin olalım. Olumsuz bir iç konuşma yakalarsak eski ve yeni düşünce ayrımını yapmayı deneyelim. Burada eski düşünce olumsuz iç konuşmamız olurken yeni düşünce, kendimize şefkatli bir yerden yaklaşarak yapılandırdığımız bir cümle olmalı.
Hedefler koyarken hedefi küçük parçalara bölmeyi deneyelim ve hedefin gerçekçiliğini değerlendirelim. Unutmayalım ki hedefe giden yolda hedefin kendisine dair nitelikler de öz şefkate dahildir.
Sonuç
Kendini sabote etmek, kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen ve gelişme göstermesini kesintiye uğratan bir davranış örüntüsüdür.
Yukarıda bahsedilen davranışları kendinizde fark ediyorsanız, bu alanları yazarak çalışmak, bu esnalarda kendinizi farkındalıkla yakalamak veya bu konuya dair bir terapi desteği almak farkındalığımızı derinleştirmeye ve davranışımızı dönüştürmeye başlayacaktır.
Jung’un dediği gibi:
“Kendini bilmek, tüm bilgeliklerin başlangıcıdır.”
Kendimize bakmaya gönüllüysek zaten yola çıkmışız demektir.