Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Müzik Gerçekten Ruhun Gıdası mı?

Devinim, insan hayatının çok önemli bir parçasıdır. Müzik de devinimin önemli bir ögesidir. Örneğin, hiç müzik olmayan bir partiye gittiniz mi? Doğum gününde ritim tutarak söylediğimiz “İyi ki doğdun!” şarkıları, sergilerde gezerken arka fonda çalan klasik bir müzik hatta kalp ritmimiz… Bunlar hayatın bize sunduğu birer ritimdir. Bu ritimler özünde bizim en önemli ihtiyaçlarımızdandır. Bu yazıda da müziğin öneminden, beynimizin hangi bölgelerine etki ettiğinden ve terapiyle nasıl birleştirebileceğimizden bahsedeceğim.

Müziğin Yaşamımızdaki Önemi

Beynimizin yüzde onunu kullandığımız hakkında popüler bir bilgi olsa da bilinenin aksine beynimizin yüzde yüzünü kullanabiliyoruz. Beynin farklı bölümleri, yaptığımız farklı aktivitelerde veya günlük yaşamımızı sürdürürken aktifleşiyor. Bakıldığında beynimiz bir kas ve onu kullandıkça gelişiyor, geliştikçe de kıvrımları oluşuyor. Beynimizin birden fazla kısmını aynı anda aktifleştiren şey ise müzik dinlemek. Çeşitli hormonlar salgılamamıza, duygu değişiklikleri yaşamamıza ve farklı düşünce biçimleri geliştirmemize sebep oluyor.

Müzik dediğimizde aklımıza gelen ilk kelimeler ritim, ton veya ses olsa gerek. Dinlediğimiz müzik türleri çeşitlilik gösterebilir hatta sadece bir tür müzik dinlemekten hoşlanmayabiliriz. Bu da müziğin kalp ritmimizi etkilemesinden kaynaklanır. Seçtiğimiz müzik bir nevi o an ihtiyaç duyduğumuz kalp ritmine ulaşma çabasıdır. Sakinleşmek istediğimizde sözsüz veya daha sakin ritimlere sahip bir müzik seçerken, eğlenmek istediğimiz anlarda daha hızlı ve yüksek sesli bir müzik açmayı tercih edebiliriz.

Filmlere baktığımızda müzik seçiminin önemini bir kez daha görebiliriz bence. Bazı müzikler filmlerle anılır. Bunun en önemli sebebi, filmdeki sahnenin zihnimizde kazınmasını sağlamış olmasıdır. Arka fondaki müziği kaldırıp izlediğimizde ne anlatmak istediğini anlayamayacağımız film sahneleri bile olabilir. Bu açıdan baktığımızda müziğin insan yaşamında önemli bir anlatım veya anlaşma şekli olduğunu söylemek mümkün. Örneklendirecek olursak; doğum günleri, düğünler, biten ilişkiler ardından dinlenen müzikler yaşamımızın birer parçasıdır. O anlardan müziği çıkardığımızda geriye pek fazla bir şey kalmaz. Hayatlarımızın ana karakteri olarak birer filme dönüşebileceğine dair bir düşüncem var. Hiç konuşmadan, sadece müzik ve kliplerle kendimize dair çok fazla şeyi anlatabiliriz. Bu, duygusal etki açısından güçlü bir iletişim biçimidir.

Müzik ile Terapi Yapılabilir mi?

Müziğin de terapide kullanıldığı örnekler görmek mevcut. Araştırdığımda bunun oldukça etkili bir yöntem olduğunu ve ağır psikiyatrik hastalarda da işe yaradığını okudum. Ritim ve ses tonunun onların psikolojisinde önemli bir yeri olduğunu fakat her müzik türünün her hastada uygulanmasının doğru olmadığını öğrendim. Bunun sebebi de beyinde aktifleşen noktalar ve bazı müzik türlerinin onlar için tetikleyici olduğu ve bu yüzden tercih edilmemesiymiş.

Bu yöntem otizmli bireyler, Parkinson hastaları ve Alzheimer hastalarında uygulanmış ve etkili olmuş. Otizmli bireylerin terapistleriyle müzik terapisinden sonra iletişim kurmaya başladığı, Parkinson rahatsızlığı olan bireylerin vücutları kasıldığında dinletilen müziğin ritmine göre hareket etmeye başladıkları ve Alzheimer hastalarının beyinlerinde hücre üretemeyen bölümlerinin müzikle aktifleştirilebildiği gözlemlenmiş.

Beynimizde sağ taraf dil öğrenme eğilimindeyken, sol taraf dinlediğimiz müziği algılamamızı sağlar. Müzik dinlerken beynimizin iki tarafının çalışabilmesi de bundandır. Bu bilgiyle, ebeveynlerin yeni doğmuş bebekleriyle onlar konuşma sürecine girene kadar yaptıkları konuşmaların, dinledikleri müziklerin beyin gelişiminde önemli olduğu sonucuna varabiliriz. Beynin önemli olan bir diğer bölümü de limbik sistemdir. Bu sistem hatırlamamızı, duygularımızı düzenlememizi ve öğrenmemizi sağlar. Amigdala, beynin hormon salgıladığı bu bölümde bulunur ve müzik dinlerken hissettiklerimizden dolayı bu bölümü de aktifleştirir.

Dinlediğimiz müziğe dönüşen ruh halimizin sebebi de limbik sistemdeki salgılanmaya başlayan hormonlardır. Umut dolu sözleri olan bir şarkı serotonin salgılamaya başlamamızı sağlarken, tam tersi bir durumda depresif bir moda bürünmemiz de bundandır. Bu bilgilere baktığımızda, dinlediğimiz şarkıların ne kadar önemli ve etkili olduğunu bir kez daha görebiliriz.

Sonuç

Biz farkında olmasak da hayatımızın arka planında bulunan müzikler beyin gelişimimiz açısından oldukça önemlidir. Zaman içinde sevdiğimize karar verdiğimiz müzik türleri hayatımızda oluşturacağımız ritim üzerinde de etkilidir. Sözlerin farkında olmadan dinlediğimiz müzikler, müziğin moduna girmemize sebep olabilir. Bu konuda araştırmalar uzmanlar tarafından devam ediyor. Yapılan çalışmalar sonucunda varılan sonuçlar bilimde her zaman değişebilir ama rock müzik dinlerken gelen kafa sallama isteğimiz ve kalbimizin hızlı atmaya başlaması, müziğin gerçekten ruhumuza nasıl geleceğine karar verdiğimiz önemli bir etken olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Kaynakça

Yaren Dündar
Yaren Dündar
Yaren Dündar, psikoloji öğrencisi olarak insan zihnini ve davranışlarını anlama konusunda derin bir ilgiye sahiptir. Psikoloji alanında kendini sürekli geliştirir. Çeşitli topluluklarda aktif olarak yer almakta ve gönüllülük yaptığı kurumlarda deneyim kazanmaktadır. Özellikle çocuk ve ergen psikolojisine olan ilgisi, bu alandaki bilgi birikimini artırma ve bireylerin duygusal ve psikolojik gelişimlerine katkı sağlama hedefiyle şekillenmiştir. Gönüllü çalışmaları sayesinde farklı yaş gruplarından insanlarla iletişim kurma ve onlara destek olma fırsatları bulmaktadır. Aynı zamanda psikolojik destek sağlama ve psikolojik yardım alanındaki becerilerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar