Pazartesi, Ekim 20, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Kendini Gerçekleştirme: İnsanın Potansiyelinden Anlam Arayışına Yolculuğu

Kendini Gerçekleştirme Kavramının Kökeni

Kendini gerçekleştirme kavramını ilk açıklayan Carl Jung olmuştur. Jung’a göre her insanın yaşam amacı kendini gerçekleştirmektir. Bireyin bu amacı gerçekleştirebilmesi için önce kendini tanıması gerekmektedir. Bu tanıma sürecinde asıl önemli olan bireyin gölge yönleriyle yüzleşerek kendi asıl benliğiyle bütünleşmesini sağlamaktır. Jung’un “bireyleşme” kavramında da değinildiği gibi bu süreç, kişinin bilinçdışı öğeleriyle yüzleşerek kendi bütünlüğüne ulaşmasını içerir. Yani kendini gerçekleştirme yalnızca psikolojik olarak bireyin kendini geliştirmesi değil aynı zamanda etik, estetik ve varoluşsal boyutları da kapsayan çok katmanlı bir süreçtir.

Günümüz modern toplumlarında birey; yaratıcı ve özgün olma çabası, samimi ve gerçek ilişkiler kurma isteği ve anlam arayışı üzerinden kendini gerçekleştirmeye çalışmaktadır.

Kuramcıların Yaklaşımları

Kendini gerçekleştirme kavramını ele alan bir diğer kuramcı ise Kurt Goldstein’dır. Goldstein’e göre kendini gerçekleştirme, bireyin kendi yeteneklerini keşfedip üzerinde çalışarak istediği hedefe ulaşma isteğidir.

Kendini gerçekleştirme kavramı en iyi Abraham Maslow tarafından açıklanmıştır. Maslow’a göre insanlar, doğuştan kendini gerçekleştirme iç güdüsüne sahiptir. Ve bireyin kendini gerçekleştirmesi de o gizli gücünü fark edip kullanması ve geliştirmesiyle olur.

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi modeline göre temel ihtiyaçların karşılanması ve ardından bir üst düzey olan psikolojik ihtiyaçların gerçekleşmesi mümkündür. Bu psikolojik gelişim süreci yalnızca temel ihtiyaçların karşılanmasını içermez; bunun yanında varoluşun daha derin boyutlarına da uzanan bir arayışı kapsar. Bu bağlama göre model, bireyin kendi potansiyelinin en üst düzeyine çıkmasını ve kendine özgü benliğiyle uyumlu bir hayat sürmesini ve anlam yaratma kapasitesini oluşturmasını tanımlar.

Kültürel ve Bireysel Farklılıklar

Maslow’un en üst basamağa koyduğu bu kavram, bireyin tek başına değil toplumun da katkısı ile bütünleşerek oluşturabileceği bir kavramdır. Ayrıca kültürel ve bireysel farklılık gibi faktörler de bireyin kendini geliştirmesindeki önemli etmenlerdendir. Çünkü her kültür ve kişi için “kendini gerçekleştirmek” kavramı farklı anlamlar ifade etmektedir.

O yüzden kendini gerçekleştirmenin sadece “ne olduğunu” değil, bireylerin bu kavrama “ne anlam yüklediğine” de bakmamız gerekmektedir. Bireyin içine doğduğu kültür ve toplum, bireyin hayata bakışını ve hayatı anlamlandırma biçimini önemli oranda etkiler.

Kendini Gerçekleştirmenin Özünde Ne Var?

Kendini gerçekleştirmek yalnızca potansiyelinin tamamını kullanmak ya da çok başarılı, yetenekli olmak demek değildir. Aslında daha çok kendi benliğimizi, gölge yanlarımızı ve gerçekte kim olduğumuzu tüm çıplaklığıyla kabul edip kendimizle uyumlu ve sağlıklı bir ilişki kurabilmektir.

Maslow ve Frank’ın anlam arayışlarını birleştirdiğimizde şunu görürüz: İnsan, ancak kendi özgün yolunu bulduğunda doyum hisseder. Yaşamımızı başkalarının gözünden değil kendi kararlarımızla ve iç sesimizle şekillendirdiğimizde gerçekten doyum hissedilebilmektedir.

Viktor Frankl ve Anlam Arayışı

Viktor Frankl, toplama kampında bile insanların en temel ihtiyacının “anlam arayışı” olduğunu söylemektedir. İnsanlar orada aç, susuz ve çaresizken bile her birini yaşama bağlayan anlam arayışları olmuştur. Çünkü anlamı bulmak her zaman coşkulu ve mutlu bir aydınlanma değildir; bazen de acı, kayıp ve belirsizlik içinden çıkar.

Kendini gerçekleştirme bir varış noktası değil bir yolculuktur ve bu yolculuk bazen inişli çıkışlı ve zorlayıcı olabilir. Frankl’ın bu kampı günümüz dünyasında farklı biçimlerde karşımıza çıkmaktadır. Örneğin işsizlik kaygısı, aidiyet hissedememe, ilişkilerdeki sıkıntılar ve tükenmişlik. Bunların hepsi birer anlam krizidir.

Bu anlam krizlerinin içerisinde kendi nedenimizi bulmak hem korkutucu hem de gizemlidir. Bizler de nedenini merak edip bulmaya çalışarak kendi anlam arayışımızın serüvenini başlatmış oluruz. Bu serüvenin sonunda da kendimizi, iyi ve kötü yanlarımızı, ne isteyip neyi istemediğimizi fark ederek “kendimizi gerçekleştirmeye ve keşfetmeye” başlamış oluruz.

Sonuç: Kendini Gerçekleştirmenin Önemi

Tam da bu yüzden, “kendini gerçekleştirmek” salt kişisel bir başarı değil, bireyin yaşamla kurduğu özgün ilişkinin adıdır. İnsan, kendi potansiyelini fark edip geliştirdikçe ve anlam arayışını sürdürdükçe, hem psikolojik hem de varoluşsal olarak bütünleşmiş bir benlik kazanır.

Kaynakça

Oğlu, A. M. (2014). KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME VE KİŞİLİK. (Yayın No. 105003012) (Yüksek lisans tezi, İstanbul Arel Üniversitesi).
Tekke, M. (2019). Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisinin En Son Düzeyleri: Kendini Gerçekleştirme ve Kendini Aşmışlık. Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi, 7(4), 1704-1712.

Şura Şekeroğlu
Şura Şekeroğlu
Şura Şekeroğlu, klinik psikoloji başta olmak üzere birçok psikoloji alanında kendini geliştirmek isteyen bir psikoloji 2. sınıf öğrencisidir. Himenoplasti ameliyatları, anksiyete bozukluğu ve din üzerine yazdığı yazıları bulunmaktadır. Bu yazılar ve bunlardan sonra yazacağı makalelerin daha doğru bir şekilde yazılmasını ve başkalarına yardımcı olması açısından yayımlanmasını istemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar