Erteleme (procrastination), bireyin yapması gereken bir görevi bilerek geciktirmesi veya başka bir etkinlikle değiştirmesi olarak tanımlanır. Bu davranış çoğu zaman “motivasyon eksikliği” ya da “disiplinsizlik” olarak yorumlansa da, nöropsikolojik açıdan ele alındığında oldukça karmaşık bir beyin ve duygu düzenleme sürecinin sonucudur.
Günümüzde araştırmalar, ertelemenin yalnızca davranışsal bir sorun olmadığını; ödül sistemleri, yürütücü işlevler, duygusal düzenleme ve zaman algısıyla ilişkili nörolojik devrelerin bir yansıması olduğunu ortaya koymaktadır.
1. Ertelemenin beyindeki temelleri
Nörogörüntüleme çalışmalarına göre erteleme davranışı, özellikle prefrontal korteks (PFC) ve limbik sistem arasındaki etkileşim dengesizliğinden kaynaklanmaktadır (Liu & Feng, 2024). Prefrontal korteks, planlama, dikkat, dürtü kontrolü ve uzun vadeli hedef odaklı davranışlardan sorumludur. Limbik sistem ise, özellikle amigdala ve nucleus accumbens, duygusal uyarılma ve anlık ödül beklentisiyle ilgilidir.
Bu iki sistem arasındaki çatışma, ertelemenin nöropsikolojik temelini oluşturur. Prefrontal korteks geleceğe yönelik hedefleri düzenlerken, limbik sistem “şimdi”ye odaklanır ve anlık rahatlamayı tercih eder. Bir göreve başlama düşüncesi kaygı, sıkıntı veya başarısızlık korkusu uyandırdığında, limbik sistem bu olumsuz duygulardan kaçınmak için erteleme davranışını devreye sokar (Wu et al., 2016).
2. Zaman algısı ve ödül sisteminin rolü
Ertelemenin en önemli açıklama modellerinden biri Temporal Motivation Theory (TMT)’dir (Steel & König, 2006). Bu teoriye göre, bir görevin motivasyonel değeri; beklenen ödülün büyüklüğü, görevin gecikme süresi ve bireyin özdenetim düzeyi tarafından belirlenir.
Zaman yaklaştıkça, ödülün göreli değeri artar; bu nedenle birey “son dakika”da harekete geçer. Nörobilimsel olarak, bu süreç dopamin sisteminin işleyişiyle ilişkilidir. Dopamin, bir görevin tamamlanmasıyla elde edilecek ödül beklentisini temsil eder. Ancak ödül uzak bir geleceğe aitse, dopamin salınımı düşer ve motivasyon azalır. Bu durum “temporal discounting” (ödülün zamanla değer kaybetmesi) olarak bilinir.
Fonksiyonel MRG (fMRI) çalışmaları, erteleme eğilimi yüksek bireylerde ventromedial prefrontal korteks (vmPFC) ve striatum bölgeleri arasındaki bağlantının zayıf olduğunu göstermektedir (Han et al., 2018). Bu zayıf bağlantı, geleceğe yönelik ödül beklentilerinin beyinde yeterince güçlü temsil edilmemesine ve dolayısıyla eyleme geçme motivasyonunun azalmasına neden olur.
3. Duygusal düzenleme ve kaçınma
Ertelemenin yalnızca bilişsel bir süreç değil, aynı zamanda duygusal düzenleme stratejisi olduğu da kabul edilmektedir. Pychyl ve Sirois (2016), ertelemeyi “zaman yönetimi sorunu değil, duygu yönetimi sorunu” olarak tanımlar.
Bir görev, bireyde stres, kaygı veya başarısızlık korkusu yaratıyorsa, kişi bu duygulardan kısa süreliğine kaçınmak için görevi erteler. Bu durumda beynin amigdala aktivitesi artar, tehdit algısı yükselir. Aynı anda, dorsolateral prefrontal korteks (DLPFC) — yani duygusal tepkileri düzenleme ve davranışsal kontrolle ilgili bölge — yeterince etkin çalışmadığında birey duygularını düzenlemekte zorlanır ve kaçınma davranışı sergiler (Wypych et al., 2019).
Kısa vadede bu kaçınma davranışı bireye rahatlama hissi verse de, uzun vadede suçluluk, özsaygı kaybı ve kronik stres gibi sonuçlar doğurur. Yapılan boylamsal çalışmalar, kronik ertelemenin depresif belirtiler, düşük yaşam doyumu ve zayıf akademik/mesleki performansla ilişkili olduğunu göstermektedir (Rozental & Peacock, 2023).
4. “Son dakika” etkisi: motivasyonun geç uyanışı
Beynimiz “son dakika”yı neden sever? Bunun altında hem biyolojik hem psikolojik faktörler vardır. Öncelikle zaman baskısı arttıkça noradrenalin ve kortizol düzeyleri yükselir. Bu fizyolojik uyarılma, dikkat ve odaklanmayı artırır.
Bazı bireylerde bu durum kısa süreli performans artışına yol açabilir; bu nedenle “baskı altında daha iyi çalışıyorum” inancı gelişir. Ancak kronik olarak bu stres mekanizmasına güvenmek sürdürülebilir değildir.
Sürekli yüksek uyarılma, bilişsel kaynakları tüketir, hataları artırır ve tükenmişlik riskini yükseltir. Dolayısıyla “son dakika” motivasyonu, geçici bir kurtarma stratejisi olsa da uzun vadede hem performans hem ruh sağlığı için zararlıdır.
5. Erteleme ile baş etme: nöropsikolojik yaklaşımlar
Ertelemenin nöropsikolojik temelleri göz önüne alındığında, müdahale stratejileri yalnızca zaman planlamasına değil, duygusal düzenleme ve özdenetim becerilerinin güçlendirilmesine odaklanmalıdır.
Bazı etkili yöntemler şunlardır:
-
Görevi bölmek: Beyin, küçük ve somut hedefleri daha yönetilebilir bulur. Bu, prefrontal korteks üzerindeki bilişsel yükü azaltır.
-
Yakın ödül tanımlamak: Uzak gelecekteki hedef yerine kısa vadeli ödüller belirlemek dopamin sistemini aktif tutar.
-
Duygusal farkındalık: Görevi erteleme isteği geldiğinde, altında yatan duyguyu fark etmek (örneğin, “başarısızlıktan korkuyorum”) kaçınma döngüsünü kırar.
-
Zaman algısını yeniden yapılandırmak: “Beş dakikalık kural” gibi yöntemlerle göreve başlamak, beynin “başlatma eşiğini” aşmasını kolaylaştırır.
Bu yaklaşımlar, bilişsel-davranışçı terapi (BDT) kapsamında kullanılan uygulamalı davranışsal stratejiler ile uyumludur ve nöropsikolojik düzeyde hem ödül sistemini hem yürütücü işlevleri dengelemeyi amaçlar.
Sonuç
Erteleme, basit bir tembellik göstergesi değil; beynin ödül, duygu ve kontrol sistemleri arasındaki karmaşık bir dengesizliğin sonucudur. Prefrontal korteksin uzun vadeli hedeflere odaklanma kapasitesi ile limbik sistemin anlık ödül arayışı arasında süregelen bir çekişme yaşanır.
“Son dakika”da çalışmak bu çekişmenin geçici bir uzlaşmasıdır; ancak sürdürülebilir değildir. Psikolojik ve nörobilimsel perspektiflerin birleşimi, ertelemenin üstesinden gelmenin yalnızca planlama değil, aynı zamanda duygusal farkındalık ve özdenetim becerilerinin güçlendirilmesiyle mümkün olabileceğini göstermektedir.
Kaynakça
Han, S. et al. (2018). Insufficient task-outcome association promotes task procrastination: An fMRI study. NeuroImage, 183, 458-469.
Liu, P., & Feng, T. (2024). Exploring common and distinct neural basis of procrastination and impulsivity. Cerebral Cortex, 35(2).
Rozental, A., & Peacock, B. (2023). Procrastination and its link to mental and physical health. Neuroscience News.
Steel, P., & König, C. J. (2006). Integrating theories of motivation. Academy of Management Review, 31(4), 889–913.
Wypych, M., Matuszewski, J., & Dragan, W. (2019). Attenuated brain activity during error processing and punishment anticipation in procrastination. Frontiers in Psychology, 10, 2052.
Wu, X., et al. (2016). Neural substrates of procrastination: A resting-state fMRI study. Cognitive, Affective & Behavioral Neuroscience, 16(5), 932–945.
Pychyl, T. A., & Sirois, F. M. (2016). Procrastination, emotion regulation, and well-being. Personality and Individual Differences, 98, 1–5.


