Gün içinde yapılacak birçok şey olduğunu bilmek, bazen harekete geçmek için yeterli olmaz.
Ders çalışmak, e-posta yazmak, bir işe başlamak ya da basit bir ev işini tamamlamak… Bu görevler ertelendikçe içten içe suçluluk hissi artar. Kimi zaman yorgunluk bahanesiyle kendimizi kandırırız, kimi zaman da “zamanım bol” diyerek geciktiririz. Ancak bu döngü uzadıkça, ertelenen şey yalnızca işler değil; hedefler, sorumluluklar ve en önemlisi, kişinin kendine olan öz güveni olur.
Erteleme davranışı, yalnızca tembellik ya da motivasyon eksikliğiyle açıklanamaz. Bu davranışın psikolojik altyapısı daha derin, daha karmaşık ve oldukça yaygındır.
Erteleme Nedir?
Erteleme, bireyin yapması gereken bir görevi bilinçli olarak geciktirmesidir. Bu gecikme, çoğu zaman bireyin zararına sonuçlanır. Akademik alanda bu durum “sınavdan bir gün önce çalışmaya başlamak” şeklinde kendini gösterebilirken; günlük yaşamda faturaları son güne bırakmak ya da önemli bir randevuyu ertelemek biçiminde ortaya çıkabilir. Herkes zaman zaman bir şeyleri erteler. Ancak bu davranış alışkanlık hâline geldiğinde, bireyin yaşam kalitesi olumsuz etkilenmeye başlar.
Neden Erteleriz?
Erteleme davranışının tek bir nedeni yoktur. Farklı psikolojik etkenler, bu davranış biçimini besleyebilir. Aşağıda ertelemenin başlıca nedenleri yer almaktadır:
1. Kaygı ve Başarısızlık Korkusu
Bir işe başlamadan önce “ya yapamazsam?”, “ya yeterince iyi olmazsa?” gibi düşünceler kişinin zihnini meşgul edebilir. Bu da harekete geçmeyi zorlaştırır. Özellikle mükemmeliyetçi kişiler, kusursuz bir iş ortaya koyma isteğiyle başlamayı geciktirebilirler. Çünkü mükemmel olmayan bir iş, onlar için başarısızlık anlamına gelir.
2. Öz Denetim Eksikliği
Bireyin anlık isteklerini erteleyip uzun vadeli hedeflere yönelmesi, belirli bir öz denetim becerisi gerektirir. Öz denetim zayıf olduğunda, kişi görev yerine daha kolay ve keyifli aktiviteleri tercih eder. Sosyal medya, televizyon ya da dinlenme arzusu, yapılması gereken işin önüne geçer.
3. Zamanı Algılama Biçimi
Bazı bireyler, zamanı gerçekçi şekilde değerlendiremez. Yapacakları işe gereken süreyi küçümseyebilir ya da son dakikada daha verimli olacaklarını düşünebilirler. Ancak bu beklenti çoğu zaman gerçekleşmez ve yoğun stresle birlikte düşük performans ortaya çıkar.
4. İçsel Motivasyon Eksikliği
Birey, yapması gereken görevi anlamlı bulmuyorsa ya da bu görevin sonucuna inanmıyorsa, başlaması da zor olur. Bu durum özellikle öğrencilerde sık görülür. “Bu dersi neden öğreniyorum ki?” gibi düşünceler, çalışmayı ertelemenin temelini oluşturabilir.
Ertelemenin Sonuçları
Erteleme, kısa vadede rahatlatıcı gibi görünse de, uzun vadede pek çok olumsuz sonuca yol açar:
-
Zaman baskısı ve stres: Son dakikaya bırakılan işler, yüksek stres altında tamamlanmaya çalışılır.
-
Öz güven kaybı: Kişi, kendini sürekli sorumsuz ve yetersiz hissetmeye başlayabilir.
-
Kalitesiz işler: Yeterince zaman ayrılmadığı için işler eksik, yüzeysel ya da aceleyle yapılır.
-
Duygusal yük: Suçluluk, pişmanlık ve utanç gibi duygular kişinin ruh hâlini olumsuz etkiler.
Erteleme Davranışıyla Nasıl Baş Edilir?
Erteleme ile başa çıkmak için sihirli bir çözüm yoktur. Ancak bazı davranışsal ve düşünsel stratejiler, bu döngüyü kırmaya yardımcı olabilir:
1. Görevleri Parçalara Ayırmak
Büyük ve karmaşık görünen görevler göz korkutabilir. Bu nedenle görevi daha küçük, yönetilebilir adımlara bölmek, başlama eşiğini düşürür. Örneğin “tez yazmak” yerine, “giriş bölümüne 200 kelime yazmak” gibi küçük hedefler daha uygulanabilirdir.
2. Zaman Sınırlamaları Koymak
Belirsiz süreler kişiyi rahatlatmak yerine işleri ertelemeye açık hâle getirir. “Ne zaman istersen başla” ifadesi, çoğu zaman hiç başlamamak anlamına gelir. Bu nedenle belli bir saat aralığında çalışmaya karar vermek, zamanın daha etkili kullanılmasını sağlar.
3. Ortamdaki Uyarıcıları Azaltmak
Çalışma ortamında dikkat dağıtan unsurlar (telefon, sosyal medya bildirimleri, gürültü vb.) azaltıldığında, işe başlamak ve sürdürmek kolaylaşır. Bu nedenle görev sırasında telefonun sessize alınması ya da başka bir odaya bırakılması etkili olabilir.
4. Mükemmeliyetçilikle Yüzleşmek
Kusursuz olma beklentisi, çoğu zaman harekete geçmeyi engeller. Kişi, yaptığı işin kusurlu olabileceğini kabul ettiğinde başlamak daha kolay hâle gelir. Başlamak, her zaman en iyi sonucu üretmekten önce gelir.
5. Kendini Ödüllendirmek
Küçük başarılar sonrasında ödül vermek (örneğin çalışmadan sonra sevilen bir etkinliği yapmak), içsel motivasyonu artırır. Bu yöntem, olumlu davranışların tekrarlanmasına katkı sağlayabilir.
Sonuç
Erteleme, yalnızca bireysel bir zayıflık ya da disiplinsizlik değildir. Pek çok psikolojik faktörün bir araya gelmesiyle oluşan, yaygın ve anlaşılabilir bir davranış biçimidir. Ancak bu davranışın farkında olmak ve küçük değişikliklerle süreci yönetmek mümkündür. Ertelemenin altında yatan nedenleri tanımak, bireyin kendisine karşı daha anlayışlı ve çözüm odaklı yaklaşmasına olanak tanır. Küçük adımlarla başlamak, çoğu zaman en zor ama en etkili adımdır.