Birinin gözlerine bakıp “iyi değilim” demesini beklemeden anlayabilmek, sadece hissetmek değil, hissettiklerimizi tanımak, yönetmek ve başkalarının duygularını da okuyabilmek kelimelerin ötesinde en güçlü iletişimdir. Bu yazımda duygusal zekanın ne olduğunu ve iletişim üzerindeki etkisini ele alacağım.
Duygusal zeka, bireyin hem kendi duygularını tanıyıp fark edebilmesi hem de başkalarının duygularını anlayabilmesi olarak tanımlanır (Özyıldırım ve Hergüner, 2023). Yani sadece “ne hissediyorum” değil, “karşımdaki ne hissediyor” sorusunu da sorabilmektir. Duygusal zeka, çoğu kişinin düşündüğünün aksine, doğuştan gelen sabit bir özellik değildir. Yaşamın her döneminde geliştirilebilen bir beceridir. Psikolog Daniel Goleman (1995) duygusal zeka modelinde beş temel bileşenden bahseder: öz farkındalık, öz denetim, içsel motivasyon, empati ve sosyal beceriler. Bunlar üzerinde çalışıldığında duygusal zeka zamanla güçlenir.
Öz Farkındalık
İnsanın anda kalarak duygularını anlama ve davranışlarına etkisini fark edebilme becerisidir (Alapınar Gençay, 2025). Örneğin işten eve geldiğinizde eşinizin söylediği basit bir söze aniden sert ve sinirli bir tepki verdiniz. O anda bu tepkiyi neden verdiğinizi anlamadınız. Birkaç dakika sonra biraz durup kendi iç sesinizi dinlediniz. Aslında tepkinizin partnerinize değil, işte çok yorulduğunuz ve dinlenmeye bile vakit bulamadığınız için sinirlendiğinizi, o yüzden sert tepki verdiğinizi fark ettiniz. Yani önce duygunuzu, sonra neden sinirli olduğunuzu fark ettiniz ve duygularınızın davranışlarınıza etkisini değerlendirdiniz. Bu farkındalık sayesinde hem duygunuzu yönetebilir hem de tartışmanın büyümesini önleyebilirsiniz.
Öz Denetim
Duyguları yönetebilmektir. Kontrol edilebilen şeylere odaklanmaktır. Zorlayıcı duygulara karşı öz denetime sahip olan bireyler kriz ve çatışma yönetmede mantıklı, ölçülü ve dengeli davranmaktadır (Alapınar Gençay, 2025). Örneğin trafikte sıkışınca öfkelendiniz ama derin bir nefes alıp içinizden olumlu konuşarak “Şu an bağırmak işe yaramayacak. En sevdiğim müziği açarak zamanımı keyifli geçirebilirim” dediniz. Burada trafik gibi kontrol edemediğinize odaklanmak yerine, kontrol edebileceğinize odaklandınız ve bekleme süreci daha rahat geçti.
İçsel Motivasyon
İnsanın hedeflerine ulaşabilmesi için kendi içinden gelen istekle hareket etmesidir. Kişinin içsel motivasyonunun yüksek olması yeni bir şey öğrenme sürecini daha mutlu ve başarılı geçirmesini sağlar (Alapınar Gençay, 2025). Örneğin iş yerinizde yöneticinizden sunumunuzla ilgili eleştiri aldığınızda kendinizi savunmak yerine iç huzurunuza önem verdiğiniz için bu eleştiriyi mesleki gelişiminiz için bir fırsat olarak görerek sakinlikle karşılayabilirsiniz. Eleştiriyi yapıcı yönüyle ele alarak bir sonraki sunumda kendinizi daha iyi ifade etmeye çalışabilirsiniz.
Empati
İnsanların duygularını fark ederek buna uygun davranışlar gösterebilme becerisidir. Empati yapabilen insanlar beden diline hakim, kişilerarası ilişkilerinde dışadönük, yardımsever ve destekleyici olur (Alapınar Gençay, 2025). Örneğin en yakın arkadaşınızın gün boyunca sessiz olduğunu fark ettiniz. Empati kurarak “Bugün biraz durgunsun, bir şey mi oldu? Eğer konuşmak istersen buradayım. Bazen ben de böyle hissettiğimde birinin beni anlaması iyi geliyor” diyebilirsiniz.
Sosyal Beceriler
Kişilerarası ilişkileri kurabilme ve sürdürebilme becerisidir. Sosyal beceriye sahip olan insanlar bağ kurabilir, kendi duygularını ve düşüncelerini açıkça ifade edebilir, karşısındakini aktif dinleyebilir, problemlere yapıcı çözümler üretebilir, sorumluluk alarak güven sağlayabilir (Alapınar Gençay, 2025). Örneğin grup içinde bir arkadaşınızla tartışma yaşadınız. Bu çatışmayı çözmek için sakinleştikten sonra birlikte oturup konuşarak çözüm bulmayı teklif edebilirsiniz. Bu yönden duygusal zeka düşünme, öğrenme, problem çözme ile yakın bir ilişki içindedir. Zihinsel süreçler ve duygusal farkındalık bir araya geldiğinde, kişi sadece “anlayan” değil, “etkili iletişim kuran” bir birey hâline gelir.
İnsanlar duygusal zekalarını kullanmadıkları için iletişim kurarken engellerle karşılaşabilir. Ne hissettiğini ifade edememek ya da karşıdaki kişinin duygusal durumunu anlayamamak iletişimi sabote eder. İletişimin sabote edildiği durumlar:
-
Çatışmaları çözmek yerine kaçmaya çalışmak,
-
Bir durumla ilgili ne düşündüğünüzü söylemek yerine, insanların bunu siz söylemeden anlamasını beklemek,
-
Sürekli dinlenilmek istemek ve karşınızdaki kişiyi dinlemeyi bırakmak,
-
Tartışma sırasında öfke kontrolü yapmak yerine herkesi kırıp dökmek,
-
Savunmaya geçmek veya suçlamak.
Duygusal zekayı geliştirmek için duygularınızı neden hissettiğinizi anlamaya çalışın. Hangi durumlar sizi üzüyor, korkutuyor, öfkelendiriyor? Duygusal tepkilerinizi gözlemleyin. Zorlayıcı duyguları yönetmek için öfke yönetimi, stres yönetimi gibi kişisel gelişim kitaplarından faydalanabilirsiniz. Tek başınıza yönetmekte zorlanırsanız psikolojik destek alın.
Empati yapabilmek için karşınızdakini yargılamadan, göz teması kurarak, onu anlamaya çalışarak dinlemeyi öğrenin. “Ben onun yerinde olsaydım nasıl hissederdim?” diye kendinize sorun. Kendi bakış açınızı ve düşüncelerinizi tek doğru olarak görmeyin. Farklı yaşam deneyimlerinin, düşüncelerin ve duyguların olduğunu kabul edin. Empatiyi geliştirmek için empati konulu kitaplar, filmler veya hikâyeler okuyabilirsiniz.
Sosyal beceriler deneyimle gelişir. Sizi yargılamayacak, açık iletişim kurabilecek, güvendiğiniz biriyle iletişim becerilerinizi geliştirmeye başlayabilirsiniz. Sosyal becerileri gelişmiş insanları gözlemleyebilirsiniz. Nasıl konuşuyorlar? İnsanlara nasıl yaklaşıyorlar? Beden dillerini nasıl kullanıyorlar? Bu süreçte zorlanabilir ve hata yapabilirsiniz. Yeni bir şeyler öğrenirken her zaman doğru yapamayız. Hemen pes etmeyin. Sürekli deneme yaptıkça gelişeceksiniz.
Sonuç
Araştırmalar göstermektedir ki, duygusal zekâ seviyesi yüksek bireyler hem iş hayatlarında hem de özel ilişkilerinde daha mutlu, üretken ve uyumlu bir yaşam sürmektedir. Duygularını yönetmekte daha başarılı olurlar; öfke, kaygı ya da korku gibi zorlayıcı duyguları bastırmak yerine dönüştürmeyi öğrenirler. Öz farkındalığı olan, öz denetim ve empati yapabilen, içsel motivasyona sahip, sosyal becerileri gelişmiş, iletişim kurabilen ve problem çözebilen kişiler, karşılaştıkları zorlukları daha kolay aşmakta, özgüvenleri yüksek olmakta ve kaygılarını daha iyi yönetebilmektedir (Özyıldırım ve Hergüner, 2023).
Kaynakça
Özyıldırım, M. ve Hergüner, G. (2023). Lise Türlerine Göre Spor Yapan ve Yapmayan Öğrencilerin Duygusal Zeka ve Problem Çözme Becerilerinin Karşılaştırılması. Egzersiz ve Spor Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 3 (1), 51-64.
Alapınar Gençay, Ç. (2025). Psikolog Dr. Daniel Goleman’ın Duygusal Zeka Modeli ve Erken Piyano Eğitimindeki Yansımaları. Yegah Müzikoloji Dergisi, 8 (2), 508-522.