Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Birlikteyiz Ama Uzağız: Yaz Aşkları ve Bağlanma Sorunları

Yaz mevsimi, duygusal sınırlarımızın inceldiği, yakınlık kurma isteğimizin yüzeye çıktığı bir dönemdir.
Kısa süreli tatiller, kalıcı bağlar aramadan anlık yakınlıklara yönelmeyi kolaylaştırır. Her şey daha kolay görünür: tanışmak, yakınlaşmak, birine içini açmak… Gündelik yaşamın baskısından uzaklaşmakla birlikte, iç dünyamız da daha açık ve alıcı bir hâl alır. Sahilde kurulan bir göz teması, bir yaz akşamı yürüyüşünde edilen sohbet, birkaç gün süren bir yakınlık… Bunların hepsi çok gerçekmiş gibi hissettirir. Ama çoğu zaman mevsim sona erdiğinde içimizde bir şey eksik kalır. Sanki birine değil de bir hayale tutulmuşuz gibi. O anları düşündükçe kendimize şunu sorarız:

“Yakındık ama neden hiç gerçekten yakınlaşmamışız gibi hissediyorum?”

Bu sorunun cevabı genellikle bağlanma biçimlerimizin gölgesinde saklıdır. Kaçınmacı bağlanan biri için yaz, ilişkilerin en rahat yaşandığı mevsimdir. Çünkü yaz, doğası gereği sınırlıdır. Bu da duygusal derinlikten uzak durmak isteyen biri için bir fırsattır. Birlikte geçirilen zamanın baştan sona belli bir sonu olması, bağ kurma korkusu taşıyan biri için güvenli bir mesafedir. İlişki yaşanır ama kök salmaz. Temas vardır ama derinlik yoktur. Birliktelik olur ama bağlılık değil. Yazın başında gösterilen ilgi, yaz sonunda yerini uzaklığa bırakır. Her şey hızlı başlamış ama bir anda yavaşlamış gibidir. Geriye ise anlamlandıramadığımız bir uzaklık hissi kalır.

Diğer tarafta ise kaygılı bağlanan biri vardır. O, ilişkide bir bağ kurar, duyguları ciddiye alır, hissettiklerini büyütür, bazen de olduğundan fazlasını hayal eder. Çünkü o yakınlığı sadece bir yaz anısı olarak değil, kalıcı bir şeyin başlangıcı olarak görür. Mesajların sıklığı azalınca panikler, ilgideki en ufak azalmayı tehdit olarak algılar. Kendi duygularından utanır, “Ben mi abarttım?” diye düşünür. Karşı taraf sessizliğe gömüldüğünde, kendi içinde konuşmaya devam eder. Beklentileriyle gerçekler arasında sıkışır kalır. Ve yaz bitip hayat normale döndüğünde, en çok o hayal kırıklığı yaşar. Bu gibi durumlar, bağlanma stili üzerinden değerlendirildiğinde daha anlaşılır hale gelir.

Ama bazen sorun sadece bağlanma stilimizde değil, ilişkiden ne aldığımızdadır. Gerçekten karşımızdaki kişiye mi bağlanıyoruz, yoksa onun yanındayken hissettiğimiz hâle mi? O kişinin bize nasıl baktığı, nasıl konuştuğu, bizi nasıl hissettirdiği… Bütün bunlar aslında kendimizle ilgili yaralarımıza temas eder. Belki onun yanında daha güzel, daha görülür, daha sevilmeye layık hissetmişizdir. Belki de o, sadece içimizdeki bir eksikliği bir süreliğine görünmez kılmıştır.

Çünkü bazen birini sevmek, çocukken alamadığımız bir sevgiyi nihayet bulmuşuz gibi hissettirdiği için bu kadar güçlü gelir. O hâli kaybetmemek için kişiye tutunmuşuzdur. Böylece ilişkide olduğumuzu sanırken, aslında kendimizi bir duygunun içinde tutmaya çalışmış oluruz. Çünkü bazen sevdiğimiz kişi değil, o kişi yanındayken bizde açığa çıkan hislerdir.

Bu durum, çoğu zaman duygusal bağlılık ile gerçek bağlanma arasındaki farkı anlamamıza yardımcı olur.

Ve yaz geçer. Geriye güneş izi kalır, bazen de yürek izi.
Ve o iz, çoğu zaman şu soruyu fısıldar içimizde:

Ona mı âşıktık, yoksa onun yanında olduğumuz kişiye mi?

İrem Akıncı
İrem Akıncı
İrem Akıncı, İstanbul Okan Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun olup, şu anda Altınbaş Üniversitesi’nde Psikoloji alanında yüksek lisans eğitimine tez aşamasında devam etmektedir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ekolüyle çalışan Akıncı, çocuk, ergen ve yetişkinlerle psikolojik süreçler üzerine çalışmalar yürütmektedir. Meslek hayatına Tuzla Belediyesi’ne bağlı AÇEM’lerde (Anne Çocuk Eğitim Merkezleri) devam eden Akıncı, bireysel psikolojik destek hizmetleri sunmanın yanı sıra, ebeveyn ve çocuklara yönelik çalışmalar gerçekleştirmektedir. Aynı zamanda AÇEV’in (Anne Çocuk Eğitim Vakfı) Anne Destek Programı kapsamında gönüllü eğitimci olarak görev almakta ve ebeveynlerin bilinçli ebeveynlik becerilerini desteklemeye yönelik eğitimlerde yer almaktadır. Bunun yanı sıra, e-akademi platformlarında çeşitli eğitimler vererek psikoloji bilgisinin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Çocuk, ergen ve yetişkinler üzerine eğitimler sunarak bireylerin psikolojik gelişimlerini desteklemeye yönelik içerikler hazırlamaktadır. Bilişsel ve davranışsal süreçlerin bireylerin günlük yaşantılarındaki etkilerini ele alan bir yaklaşımla çalışan İrem Akıncı, mesleki çalışmalarını eğitim ve bireysel danışmanlık alanlarında sürdürmeye devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar