Bilinçaltımız zamansızdır. Yaşadığımız bir olay ile olan savaşını; kişi o olay ile yüzleşip, kabul edip anlamlandırmadan bitirmemektedir. O yüzdendir ki bastırdığımız ve çözümlemediğimiz her olayı farklı zamanlar, farklı kişiler, farklı olay örgüsü içinde anlamlandırana kadar tekrar tekrar deneyimletmektedir. Bu da ilişkilerimizde “Neden hep aynı tür insanlara çekiliyorum?”, “Benim ilişkilerim neden kaçtığım olaylar üzerine şekilleniyor?” sorularını beraberinde getirmektedir.
Aynı Tür İlişkilere Çekilmek: Tekrarlama Zorlantısı
Birey, başına gelen travmatik bir olayı sürekli olarak benzer kişiler, benzer koşullar oluşturarak tekrar yaşamaya yönelir. Bu yönelimi Freud “tekrar zorlantısı” kavramı ile açıklamıştır. Tekrar zorlantısı, bireyin geçmişi yeniden sahnelemesi olarak adlandırılabilir.
Tekrarlama Zorlantısının Nedenleri
Birey bu zorlantıyı, bilinçsizce geçmişte yaşamış olduğu travmatik deneyimi anlamlandırabilmek için tekrarlamaktadır. Bireyin bilinçaltında güçsüzlük duygusunu yenebilmek için “Bu olayı yaşadığım zaman küçüktüm, artık büyüdüm; şimdi bana aynı şeyi yapamayacak, neyin ters gittiğini çözeceğim.” çabası ile olay üzerinde kontrol sağlamayı amaçlıyor olabilir.
Bunların yanı sıra tanıdık olanın çekiciliği – yani çocukluk döneminde aile içi şiddet mevcut ise – şiddet uygulayabilecek partner seçimine yönelmek, tanıdıklık hissi oluşturarak güvende hissettirebilir.
Tekrarlama Zorlantısından Kurtulma Yolları
Aynı döngü içinde, aynı ilişki motiflerinden kurtulmanın en sağlıklı yolu psikoterapi sürecinden geçmektir. Farkında bir yüzleşme olmadan döngü değişmeyecektir.
Bilişsel Davranışçı Terapi
BDT ile aynı döngüyü tekrara düşüren uyumsuz davranışlara neden olan otomatik düşünceler ele alınabilir. Uyumsuz davranışları tekrarlamaya sebep olan hatalı otomatik düşünceler yerine daha gerçekçi düşünceler konuşularak fark edilmesi sağlanır.
Travma Odaklı Grup Terapisi
Birey yaşamış olduğu travmaları yeniden tekrarlayarak kendine bazı sebepleri kanıtlamaya çalışmak yerine, travmasını grup içinde anlatarak anlamlandırabilir ve grup içerisinde benzer hikâyeleri paylaştıkça tek olmadığını fark edebilir.
Kaynakça
Freud, S. (1920). Haz İlkesinin Ötesinde. (A. Babaoğlu, Çev.) İstanbul: Metis Yayınları.