Perşembe, Ekim 23, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Beynim Bana Oyun mu Oynuyor?

Gün içerisinde her birimiz çeşitli insanlarla karşılaşır, farklı ortamlarda bulunuruz.
Kimi zaman iş yerinde çalışma arkadaşımızın samimi bir gülümsemeyle bize “Bugün harika gözüküyorsun!” demesiyle güzel bir sabaha başlarız.
Ancak günün sonunda evde partnerimizin bize kızgınlıkla söylediği “Bana karşı olan bu tavrını hiç beğenmedim, hep böyle mi yapacaksın?” gibi bir cümleyle karşılaşabiliriz.

Gün boyunca onlarca cümle, duygu ve olay yaşanırken, bazen sadece bir tanesi aklımıza kazınır — özellikle de o olumsuz olan.

Şimdi size basit ama önemli bir soru sormak istiyorum:
Gece yatağa yattığınızda kafanızda dönen düşünce baloncuklarında en çok hangisi yer edecek?
Sabah duyduğunuz tatlı bir iltifat mı, yoksa akşam duyduğunuz kırıcı bir eleştiri mi?

Bu soruyu zaman zaman seanslarımda danışanlarıma, günlük sohbetlerde de arkadaşlarıma sorarım.
Aldığım yanıtlar çoğunlukla benzerdir.
İnsanlar genellikle gün içindeki olumsuz deneyimlerini gece boyunca zihninde taşır.
Eğer sizin cevabınız da “Tabii ki partnerimin söyledikleri…” ise, bu yazının devamı sizin için oldukça faydalı olabilir.

Olumlu deneyimler genellikle kısa süreli bir mutluluk sağlar ve zihnimizden çabucak kaybolur.
Ancak olumsuz deneyimler daha derin izler bırakır ve daha uzun süre akılda kalır.
İşte bizler psikolojide bu durumu “negatif önyargı” (negativity bias) olarak adlandırırız — yani, olumsuza daha fazla odaklanma eğilimimiz vardır.

Neden Olumsuza Odaklanırız?

Bu durumun kökeni aslında insanlığın hayatta kalma mücadelesine dayanır.
Atalarımız doğada sürekli bir tehdit altındaydı: vahşi hayvanlar, zorlu doğa koşulları, düşman kabileler…
Hayatta kalabilmek için çevredeki olumsuzluklara ve tehlikelere karşı daha uyanık olmak zorundaydılar.

Mutlu eden bir meyve ağacını unutmak ölümcül olmayabilir, ama zehirli bir yılanı unutmak hayatlarına mal olabilirdi.
Bu nedenle beyin, tehditleri ve olumsuzlukları daha hızlı algılayacak ve uzun süre hatırlayacak şekilde evrimleşti.

Bu özellik türümüzün devamı için gerekliydi; ancak günümüzde, sosyal ilişkilerde bu durum artık işlevsel olmaktan çıkıp bizi yoran bir alışkanlığa dönüşebiliyor.

Modern Hayatta Negatif Önyargı

Günümüzde iş ortamında yapılan küçük bir hata, sosyal medyada gelen olumsuz bir yorum ya da sevdiğimiz birinin bizi kıran sözü, zihnimizde büyür ve günün tüm güzel anılarını gölgede bırakabilir.

Bir arkadaşınız size on güzel şey söylemiş olsa bile, sadece bir eleştirisi, tüm güzel sözlerini unutturabilir.
Bu, beynimizin tehditlere karşı geliştirdiği savunma mekanizmasının modern versiyonudur — artık fiziksel tehlike değil, duygusal tehditlerle savaşırız.

Sonuç

Sonuç olarak, olumsuz olanın zihnimizde daha çok yer kaplaması oldukça doğal ama değiştirilebilir bir durumdur.
Bu farkındalığı kazanmak, düşünce kalıplarımızı dönüştürmek ve duygusal sağlığımızı güçlendirmek için atılabilecek ilk adımdır.

1. Bilişsel Çerçeveleme

Olumsuz cümleleri daha olumlu bir bakış açısıyla yeniden değerlendirin.
Örneğin:

“Bugün yaptığım sunumu eleştirdi.”
demek yerine
“Sunumumun daha iyi olabileceğini düşündü ve gelişmemi istiyor.”
diyebilirsiniz.

Bu şekilde duygusal yükünüz hafifler.

2. 5’e 1 Kuralı

Her olumsuz düşünceye karşılık beş olumlu düşünce üretmeye çalışın.
Bu yöntem ilk başta yapay veya zor gelebilir, ancak zamanla zihninizin odaklandığı noktaların değiştiğini göreceksiniz.

Güzel geçen bir sohbeti, başarılı olduğunuz küçük bir işi ya da sadece iyi hissettiren bir yürüyüşü hatırlamak bile bu dengeyi kurmanıza yardımcı olur.

3. Mindfulness (Bilinçli Farkındalık)

Gün içinde yaşadıklarınıza yargılamadan, sadece gözlemleyerek yaklaşın.
Duygularınızı bastırmadan, sadece onların varlığını kabul etmek bile rahatlatıcı olabilir.
Basit nefes egzersizleri ya da kısa meditasyonlar bu konuda oldukça etkilidir.

Kapanış: Zihnini Yönlendirme Gücü

Zihnimiz yönlendirmeye çok açıktır; önemli olan onu neye yönlendirdiğimizdir.
Zihnimizi olumlu duygu, düşünce ve davranışlara yönlendirdiğimizde hayattaki pozitif değişimler kaçınılmaz olacaktır.

Belki biraz alıştırmayla her şey daha da kolaylaşır.
Bol şanslar. 🌿

Gizem Samav
Gizem Samav
Merhaba, ben Uzman Psikolog Gizem Samav. Işık Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden onur derecesiyle mezun olduktan sonra, Gelişim Üniversitesi’nde Bağımlılık Psikolojisi alanında yüksek lisansımı tamamladım. Akademik ve profesyonel hayatım boyunca birçok önemli psikiyatrist ve alanında uzman akademisyenle çalışma fırsatı buldum. Bu süreçte bireysel gelişimime katkı sağlayacak pek çok ulusal ve uluslararası seminer, workshop ve eğitimlere katılarak kendimi sürekli geliştirdim. Psikoloji alanındaki kariyerimde farklı uzmanlık alanlarında deneyim kazandım. Eğitim koordinatörlüğü yaparak hem meslektaşlarımın hem de danışanlarımın gelişimine katkıda bulundum. Özellikle bağımlılık psikolojisi, bilişsel davranışçı terapi, kişisel gelişim ve danışmanlık gibi alanlarda derinleşerek bireylerin yaşamlarına dokunmayı kendime bir misyon edindim. 6 yılı aşkın süredir hem yüz yüze hem de online platformlarda aktif olarak danışan görmekteyim. İnsan psikolojisini anlamayı, bireylerin yaşamlarını iyileştirecek çözümler sunmayı ve danışanlarıma bilimsel temelli bir yaklaşımla destek olmayı öncelikli hedefim olarak belirledim. Bugün, eğitimler ve workshoplar aracılığıyla yalnızca bireysel danışmanlıkla sınırlı kalmayıp, bilgi ve deneyimlerimi daha geniş bir kitleyle paylaşarak psikoloji alanında fark yaratmayı sürdürüyorum. Uzmanlık alanlarıma olan tutkumu, danışanlarımla empati kurma becerim ve çözüm odaklı yaklaşımımla birleştirerek, onların hayatlarında olumlu değişimler yaratmayı amaçlıyorum. Çocukluğumdan beri kitap okumayı ve günlük tutmayı çok severdim. Bu okuma tutkumla birlikte hem güncel hem klasik birden çok hikayeyle karşılaşma fırsatım oldu. Bu okuma tutkum beni eğitim hayatımın bir çok noktasında yalnız bırakmadı. Farklı alanlarda yazmak için fırsatım oldu. O zaman okumaya olan sevgimin bir noktada yazmaya olan sevgim ile birleştiğini fark ettim. Okumak beni her ne kadar besliyorsa yazmakta bir o kadar besledi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar