Pazartesi, Ekim 20, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Beş Sevgi Dili: Popüler Psikoloji ile Gerçeğin Kesişimi

Tarih boyunca birçok ilişki modeli geliştirilmiş olmasına rağmen, bilimsel araştırmalar ilerledikçe bu modellerin geçerliliği sürekli olarak sorgulanmıştır. Günümüzde popüler kültürde ve ilişki literatüründe yer bulan birçok model, geniş kitleler tarafından benimsenmiş olsa da bilimsel temelleri açısından tartışmalı niteliktedir.

Bu modellerden en bilinenlerinden biri, Gary Chapman’ın geliştirdiği ve dünya genelinde milyonlarca kişi tarafından kullanılan Beş Sevgi Dili modelidir. Chapman, bireylerin sevgiyi ifade etme ve algılama biçimlerini beş temel kategori altında topladığını ve her bireyin baskın olarak bir veya iki sevgi diline sahip olduğunu öne sürmektedir (Chapman, 2015).

Gary Chapman, kariyeri boyunca çiftlere evlilik danışmanlığı yapmış ve ilişkilerinde karşılaştıkları sorunlara çözüm bulmalarına yardımcı olmuştur. Çiftlerle yaptığı görüşmeler ve edindiği deneyimler, onun 1992 yılında yayımlanan The 5 Love Languages kitabını kaleme almasına temel oluşturmuştur. Kitap, kısa sürede dünya çapında milyonlarca kopya satarak hem uzmanlar hem de çiftler arasında yaygın bir başvuru kaynağı hâline gelmiştir.

Chapman, kitabında, bireylerin sevgi dillerini öğrenmelerinin iletişimde yaşanan problemlerin azaltılmasına ve partnerlerin birbirlerini daha iyi anlamalarına katkı sağlayacağını savunmaktadır (Chapman, 2015).

Gary Chapman’ın 5 Sevgi Dili

Beş Sevgi Dili modeli, bireylerin sevgiyi nasıl aldığı ve ifade ettiğini beş ayrı başlık altında inceler:

  • Onay sözleri (words of affirmation): Kelimeler aracılığıyla sevgi, övgü veya takdir ifadelerini ifade etmektir. Bu sevgi diline sahip kişiler, sözlü veya yazılı sevgi ifadelerine büyük önem verirler. Araştırmalar, Batı kültürlerinde onay sözlerinin en yaygın sevgi dili olduğunu göstermektedir (Chapman, 2015).

  • Kaliteli zaman (quality time): Sevilen kişiye bölünmeden tüm dikkatin verilmesini ifade eder. Bu dil, özellikle kolektif deneyimlere değer veren kültürlerde daha belirgin olarak gözlemlenmektedir (Karandashev, 2015). Kaliteli zaman, partnerin tüm dikkatinizi verdiğiniz ortak aktiviteler, göz teması ve anlamlı sohbetlerle güçlendirilir.

  • Fiziksel temas (physical touch): El ele tutuşmak, sarılmak veya öpmek gibi yakın temas yoluyla sevgiyi iletmektir. Bu dil, bireylerin fiziksel yakınlıkla kendilerini değerli hissetmelerini sağlar.

  • Hizmet eylemleri (acts of service): Sözlü ifadeler yerine pratik yardım ve destek ile sevgiyi göstermeyi ifade eder. Araştırmalar, bu sevgi dilinin genellikle pratik desteği vurgulayan kültürel değerlerle ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır (Egbert & Polk, 2006).

  • Hediye alma (receiving gifts): Hediyeyi sevgi ve ilgi göstergesi olarak değerlendirmeyi içerir. Bu dilde, hediyenin seçiminde harcanan zaman ve emeğin değeri de önemlidir (Karandashev, 2015).

Beş Sevgi Dili Üzerine Güncel Araştırmalar

Güncel araştırmalar, Chapman’ın modelinde öne sürdüğü “baskın birincil sevgi dili” fikrinin sınırlı geçerliliğe sahip olduğunu göstermektedir. Bireyler sevgiyi çok farklı biçimlerde ifade edebilir ve algılayabilirler (Impett et al., 2024).

Dolayısıyla sevgiyi tek bir “birincil dil” üzerinden kategorize etmek, ilişkilerin karmaşıklığını tam olarak yansıtmakta yetersiz kalabilir.

TIME dergisinde yayımlanan bir makale de, modelin popüler psikoloji literatüründe geniş kabul görmesinin, kolay anlaşılır ve günlük yaşama uyarlanabilir olmasından kaynaklandığını belirtmektedir. Bununla birlikte, modelin yaygın kullanımının bilimsel geçerliliği garanti etmediği vurgulanmaktadır.

Yine de terapötik bağlamda, çiftlerin iletişim biçimlerini geliştirmelerine ve ilişkilerinde farkındalık kazanmalarına katkı sağlayan işlevsel bir araç olarak değerlendirilmektedir (Haupt, 2022).

Sonuç

Sonuç olarak, Beş Sevgi Dili modeli bireylerin sevgiyi ifade etme ve algılama biçimlerini anlamayı kolaylaştıran popüler bir araçtır. Ancak güncel araştırmalar, sevgiyi tek bir baskın dil üzerinden kategorize etmenin ilişkilerin karmaşıklığını tam olarak yansıtamayacağını göstermektedir.

Modelin en etkili kullanımı, esnek ve bilinçli bir iletişim aracı olarak uygulanmasıdır; böylece farkındalık artar ve ilişkilerde daha sağlıklı bir bağ kurulabilir.

Kaynakça

Berna Tonkul
Berna Tonkul
Psikolog Berna Tonkul, Doğu Akdeniz Üniversitesi Psikoloji (%100 İngilizce) bölümünden mezun olmuştur. Lisans eğitimi süresince çeşitli kurumlarda gönüllü stajlar yaparak sahada deneyim kazanmış, ayrıca yurt dışında insan kaynakları alanında staj yapmıştır. Avrupa Psikoloji Öğrenci Dernekleri Federasyonu (EFPSA) gibi uluslararası çalışma gruplarında proje gönüllüsü olarak görev almıştır. Türk Psikologlar Derneği üyesi olan Tonkul, psikolojik damgalama ve ayrımcılık konularında farkındalık oluşturmayı amaçlayan projelerde yer almıştır. Akademik ve mesleki gelişimine önem vererek Çocuk Merkezli Oyun Terapisi, Sanat Terapisi, Objektif ve Projektif Testler, MOXO Dikkat Testi gibi çeşitli eğitimler almıştır. Danışmanlık merkezlerinde edindiği deneyimlerle psikolojik destek süreçlerinde aktif rol almaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar