Perşembe, Nisan 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Aldatmak: Psikolojik Etkileri ve İlişkilerdeki Yeri

Aldatma, evlilik sözleşmesindeki tek eşlilik sözleşmesinin ihlal edilmesidir. Neyin ihlal olup neyin olmadığı ise çiftin sözleşmelerindeki kurallara göre değişir. Bu kurallarla ilgili konuşulmaması, bu konuda beklentilerin net bir şekilde ifade edilmemiş olması ilişkiyi zorlaştırabilir. Burada bakılması gereken en önemli kıstas partnerlerden herhangi birinin aldatılmış hissedip hissetmemesidir. İlişkide “bir kişi aldatılmış hissediyorsa, aldatma vardır”denilebilir. Bu yazıda aldatmanın ilişkide ve aldatılanda ne gibi izler bıraktığından bahsedilmiştir. Ayrıca aldatmanın ilişkiye verdiği hasar ve tamir etmenin hangi koşullarda mümkün olduğu üzerinde durulmuştur.

Aldatma, ilişkide büyük yıkımlar yaratan, başta güven olmak üzere, ilişkideki her şeyi sorgulatan bir davranıştır. Çünkü bugün söylenen bir yalan, geçmişteki ve gelecekteki tüm doğruları sorgulatır. Dolayısıyla aldatma ilişkileri derinden sarsar ve partnerlerde büyük yaralar açar. Açılan bu yaraları tek başına ilişkinin bitmesi de devam etmesi de saramaz. Çünkü bir şey olmuştur ve işin aslı o partnerlerin yaşadığı ilk ilişki bitmiştir.

İlişki mutlaka bitmeli midir?

Peki bundan sonra ne olacaktır? Hiçbir şey olmamış gibi davranmak mümkün müdür? Sadece bir kez yaşanan bir şey için on yıllık ilişkiyi bitirmeye değer mi? gibi sorular aldatılanın zihnini meşgul eder. Bu sırada aldatan eşin, sebep olarak eşinin davranışlarını göstermesi, sorumluluk almaması, aldatmanın ilişkiye ve partnerinde bıraktığı hasarı küçümsemesi, hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışması gibi durumlar ilişkiyi daha da çıkmaza sokar. Çünkü aldatmanın süresinden, şeklinden bağımsız bir şekilde aldatılan eşin yaşadığı şey; “eşim, benim tanıdığımı sandığım kişi değilmiş” hissidir.

Bu his aldatılan partnerde değersizlik duyguları, özgüven eksikliği ve hayal kırıklığı ile birlikte kendini sorgulama sürecini getirir. Aldatılan kişi, bu süreçte “güçlü olması gerektiği”, “ilişkiyi mutlaka bitirmesi gerektiği” ya da “hiçbir şey olmamış gibi davranması gerektiği” ile ilgili farklı kalıpyargılarla karşılaşır. Ancak aldatılmış ve travmatize olmuş kişinin en son ihtiyacı olan şey bu kalıpyargılardır. Bu kalıpyargılar, aksine kişinin ilişkide kaldığı her gün için, yaşadığı güzel günlere gözyaşı döktüğü için suçluluk hissetmesine neden olur. Suçluluk hissi ise bireyi hareketsizleştirir. Bu hareketsizlik hali, ise gidememesine ve gidemedikçe de suçluluk hislerinin artarak kişiyi daha da dibe çekmesine neden olur. Medya, toplum, aile, arkadaşlar tarafından kişiye destek vermek için ifade edilen bu kalıpyargılar, bireyin yaşadıklarını anlamlandırmasını engeller. Bu durumu yaşayan bireyin sabırla dinlenmesi, yasına eşlik edilmesi ve süreci anlamlandırmasına yardımcı olunması gerekir. Bunun için en önemli kaynak, terapidir. Bunun yanında, bireyin yakın çevresinin öğüt vermekten, eleştirmekten uzak destekleyici bir tavırda olması da büyük önem taşımaktadır.

Aldatma söz konusu olduğunda şunları bilmek gereklidir:

  1. Aldatmanın ardından bütün ilişkiler bitmek zorunda değildir. Ama ilişkiler devam etmek zorunda da değildir. İlişkinin devam etmesini ya da bitmesini ilişkinin ve partnerlerin özgü nitelikleri belirler. Bu nitelikler arasında; ilişkinin yapısı, partnerlerin ilişkiye bağlılık düzeyi, aldatanın samimi bir pişmanlık duyup duymaması v.b. özellikler vardır.

  2. Aldatmadan sonra evlilik, kağıt üstünde devam etse de gerçekte ilk evlilik bitmiştir. Çünkü kişiler birbirlerinin hiç görmedikleri yanlarını görmüş ve ilişkiye dair her şeyi sorgulamaya başlamıştır. Ancak ilk ilişkinin bittiği gerçeğinin kabul edilmesi, eğer mümkünse yeni bir ilişkinin kurulması için de, bitecekse sağlıklı bir bitiş için de gereklidir.

  3. Aldatmanın sorumlusu aldatandır. Dolayısıyla hatasını telafi etmesi gereken aldatan taraftır. Aldatan taraf ilişkiyi devam ettirmek için hatasını telafi etme sorumluluğunu almalıdır. Aldatan taraf, “Ama” sız bir şekilde özür dilemeli, yıkılan güveni inşa etme sorumluluğunu almalıdır. Partnerinin duygularını yok saymamalı ya da küçümsememelidir.

  4. Yeni bir ilişkinin kurulması için aldatılan tarafın tüm duygularına yer açılmalı ve tüm soruları gerekirse tekrar tekrar şeffaf bir şekilde yanıtlanmalıdır.

  5. Yeni ilişkide kurallar, beklentileri, sınırlar iyi belirlenmelidir. İlk ilişkiden bu ilişkiye taşınmak istenenler ve istenmeyenler somut bir şekilde konuşulmalıdır.

  6. Aldatmadan sonra ilişkinin daha güçlü olması bile mümkündür. Ancak bu süreç, şeffaflık, sabır ve bağlılık gerektirir. Her iki tarafın da güvende hissettiği bir ilişki inşa etmek için uğraşılmalıdır.

  7. En önemlisi; bu süreç, çiftin kendi başına yürütebileceği bir süreç değildir. Mutlaka bir çift terapistiyle birlikte çalışılması gerekmektedir.

Sümbül Yalnızca Yıldırım
Sümbül Yalnızca Yıldırım
Sümbül Yalnızca-Yıldırım, psikolojik danışman olarak aile, çift ve bireysel psikolojik danışma alanında geniş bir deneyime sahiptir. Yalnızca-Yıldırım lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini psikolojik danışma ve rehberlik alanında tamamlamıştır. Akademik çalışmaları, ulusal ve uluslararası birçok dergide yayınlanmıştır. Akademik çalışmalarının yanında Sistemik Psikoterapi, Sensorimotor Psikoterapi ve Gottman Çift Terapisi yöntemlerinin eğitimini de almış olan yazar uygulamalarında bu terapi yöntemlerini etkin olarak kullanmaktadır. Özellikle, beden temelli travma çalışmaları, çift terapisi, sistemik aile terapisi alanlarında uzmanlaşmıştır. Sahip olduğu bilimsel birikimini ve psikolojik danışma deneyimini anlaşılır bir dille aktarmak isteyen yazar, çeşitli sosyal medya mecralarda içerikler üretmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar